KADIN

Bebek İsim ve Anlamları

Kız mı bekliyorsunuz oğlan mı? Bebeğiniz için bir ad seçtiniz mi? Biliyoruz, bebek bekleyenler için en önemli meselelerden biridir hangi ismin konulduğu. İşte en popüler ve en yaygın bebek isimleri rehberi...

Bebek İsim ve Anlamları

KIZ BEBEK İSİMLERİ

A

AÇELYA: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki
AHSEN: Çok güzel, olağanüstü güzel
AHU: Ceylan, karaca 2.Çok güzel,ince,zarif kadın.
AJDA: Filiz,sürgün. Çok genç.
AJLAN: Hızlı, çabuk, telaşlı
AKASYA: Güzel kokulu bir süs bitkisi
AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı gün
AKTAN: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan
ALÇİN: Kızıl renkli küçük bir kuş
ALEV: Yanan cisimlerin görüntüsünü tarif etmek için kullanılan bir kelime
ALGIN: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun
ANDAÇ: Anılar, hatıralar
ANIL: Başkaları tarafından sözün edilsin
ARMAĞAN: Hediye, ödül
ARZU: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek
ARZUM: İsteğim,dileğim,hevesim.
ASENA: Dişi kurt, güzel kız
ASLI: Temelli,köklü. Bir şeyin benzeri.
ASU: Azgın, huysuz, isyan eden. Afacan.
ASUMAN: Gökyüzü
AYBEN: Ben ayım anlamında
AYBİKE: Ay gibi güzel kız
AYCAN: Ay gibi sevilen,aydınlık can.
AYÇA: Yay biçimindeki ay,Hilal.
AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki
AYDAN: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güzel
AYDENİZ: Hem ay, hem de deniz
AYGÜN: Hem ay, hem gün
AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi
AYLİN: Ayla ile aynı anlamdadır
AYNUR: Ay ışığı
AYSEL: Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan
AYSU: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak.
AYSUN: Ay gibi ışıltılı ve güzel.
AYŞE: Rahat ve huzur içinde yaşayan
AYŞEGÜL: Güller içinde mutlu yaşayan.
AYŞEN: Neşeli,gülen,aydınlık.
AYŞİM, AYŞİN: Parlak ışık saçan.
AYTEN: Güzel bir tene sahip olan.
AZRA: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız

B

BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik,gençlik çağı.
BALIN: Yar, sevgili
BANU: Prenses; Hanımefendi. Yeni evli gelin.
BAŞAK: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı
BEGÜM: Hanım; Kadın hükümdar.
BELDE: Memleket, şehir, kasaba
BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen
BELKIS: Efsaneye göre Hz. Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı.
BELMA: Uysal,sakin.
BENAN: Parmak uçları
BENAY: Ben ayım, ay gibiyim
BENGÜ: Ölümsüz, sonsuz
BERGÜZAR: Anılmak için verilen şey, andaç
BERİL: Zümrüt
BERİN, BERRİN: En yüksek, en ulu anlamında
BERNA: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı
BERRAK: Duru
BERRAN: Keskin, kesici
BETÜL, BETİL: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma'nın diğer isimleri
BEYZA: Çok beyaz, lekesiz
BİHTER: Daha iyi, en iyi
BİLGE: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi
BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz
BİNGÜL: Gülü bol; Gül bahçesi
BİNNAZ: Çok nazlı,cilveli,kaprisli.
BİNNUR: Çok ışıklı, ışığı gür
BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz
BİRGÜL: Tek ve güzel bir gül.
BİRSEN: Yalnız sen
BUKET: Çiçek demeti
BURCU: Güzel koku, ıtır
BURÇAK: Bir bitki
BURÇİN: Dişi geyik

C

CANAN: Gönülden sevilmiş, yar.
CANAY: Ay gibi temiz.
CANDAN: İçten, gönülden
CANDAŞ: Candan, değerli dost
CANSEL: Hayat veren su.
CANSIN: İçten,gönüldensin.
CANSU: Can suyu. Hayat veren su.
CEREN: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan
CEYDA: İnce-uzun boyunlu ve güzel
CEYLAN: Süzgün ve tatlı bakışlı. Yapısı ince ve uyumlu olan. Gözlerinin güzelliğiyle ünlü zarif, ince bacaklı memeli.

Ç

ÇAĞLA: Badem, kayısı,erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali
ÇAĞRI: Davet. Doğan kuşu. Mavi hareli göz.
ÇİÇEK: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü
ÇİĞDEM: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi
ÇİLER: Şarkılar söyleyen, şakıyan

D

DAMLA: Yağmur ya da bir sıvının çok küçük yuvarlak biçimli parçası
DEFNE: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki
DEMET: Çiçek bağlamı, deste
DENİZ: Yeryüzünün çoğunu örten engin su
DERYA: Büyük deniz anlamında
DEVRİM: Yerleşik toplumsal düzenini , köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak değiştirme.
DİCLE: Bir nehir adı. Ulu ırmak.
DİDEM: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim
DİLARA: Gönül alan, gönül okşayan.
DİLEK: İstek, rica,arzu.
DİLHAN: İçten ve yürekten konuşan
DİLŞAH: Gönül şahı,sevgili,sultan.
DOĞA: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; Tabiat
DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali
DUYGU: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim
DUYGUN: Duygulu,hassas,hisli kişi.

E

EBRU: 1.Keman kaş. 2.Bulut rengi. 3.Bir sanat dalı
ECE: Kraliçe. Güzel kız,kadın.
ECESU: Su gibi berrak ve güzel.
EDA: Naz, cilve. Davranış,tavır. Verme,ödeme. (Namaz için)kılma,yerine getirme. Üslup.
ELANAZ: Ela gözlü,nazlı güzel.
ELANUR: Ela gözleriyle nur saçan.
ELÇİN: Deste, tutam
ELİF: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız.
ELVAN: Renkler,çeşitler.
EMEL: Arzu, özlem.
EMİNE: İnanılır,güvenilir.
ESEN: Sağlıklı, salim
ESER: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça
ESİN: Sabah rüzgarı
ESMA: İsimler,adlar. Çok yüksek olan.
ESNA: Yüksek, yüce. Bir işin yapıldığı an.
ESRA: En çabuk, çok çabuk
EVİN: Bir şeyin içindeki öz; Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü
EZGİ: Melodi, şarkı, türkü

F

FATMA: Çocuğunu sütten kesen kadın.
FERAH: Aydınlık, iç açıcı
FERDA: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet
FERHAN: Sevinçli, gönlü hoş
FERİDE: Eşi benzeri olmayan,tek. Çok değerli inci.
FEYZA: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın.
FİGEN: Yaralayan, kıran
FİLİZ: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu.
FİRDEVS: Cennetler. Cennet bahçeleri.
FİRUZE: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı
FULYA: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek
FUNDA: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik
FÜSUN: Büyü

G

GAMZE: Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur
GAYE: Amaç, erek
GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek
GİZEM: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey
GONCA: Tam açılmamış çiçek
GÖKBEN: Ben gökyüzü anlamında
GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel
GÖNÜL: İstek, arzu, sevgi.
GÖZDE: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel.
GÜHER: Cevher
GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül
GÜLAY: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan.
GÜLBEN: Gül yüzlü,gül gibi beni olan.
GÜLBİN: Gül fidanı, gül yetişen yer.
GÜLCE: Gül gibi.
GÜLÇİN: Gül toplayan, gül seven.
GÜLEN: Güleç yüzlü, mutlu anlamında
GÜLENAY: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel
GÜLFEM: Ağzı gül gibi olan
GÜLGÜN: Gül renkli; Gülen, gülümseyen
GÜLİN: Güzel,zarif.
GÜLİZ: Gül yetiştiren
GÜLİZAR: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam
GÜLNİHAL: Gül fidanı.
GÜLRİZ: Gül saçan
GÜLRU: Gül yüzlü, gül yanaklı
GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında
GÜLŞAH: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan
GÜLŞEN: Gül bahçesi
GÜLÜM: Bana ait olan gül. Canım.
GÜNAY: Hem gün, hem ay
GÜNNAZ: Nazlı kişi.
GÜNNUR: Güneş gibi ışık saçan.
GÜZİN: Seçilmiş, seçkin. Beğenilen.
GÜZÜN: Güz mevsiminde olan

H

HALE: Ayın çevresindeki ışık halkası.
HANDAN: Güleç, sevinçli,şen şakrak.
HANDE: Gülüş, gülme. Açılma. Eğlenme.
HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran
HAZAR: Barış
HEVES: Bir şeye duyulan istek
HELİN: Yuva
HÜLYA: İnsanın kurduğu tatlı düş, sevda
HÜMA: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu
HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik

I

ILGAZ: Atın dört nala koşması. Hücum,akın.
ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık
IRMAK: Akarsuların en büyüğü
IŞIK: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji. Aydınlık,nur.
IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık
IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi

İ

İDİL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türkler'in verdiği ad
İLGİ: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim
İLKAY: Ayın ilk hali.
İLKE: Temel alınan düşünce, kural
İLKİM: İlk çocuğum anlamında
İLKNUR: İlk ışık
İMGE: Düş, hayal, görüntü, tasarım
İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde
İPEK: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş. Kibar, zarif.
İREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti
İZEL: El izi anlamında
İZİM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında

J

JALE: Çiğ, kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları
JÜLİDE: Dağınık, karmakarışık

KADER: Değişmez bir karar ile iyilik ya da kötülük hazırladığına inanılan olağan üstü güç
KADRİYE: Değerle ilgili / İtibar, onur
KAMELYA: Çaygillerden büyük çiçekler açan bir bitki – Yabangülü
KAMİLE: Tam, eksiksiz, kemale ermiş, bilgin, bilgili
KAMURAN: İstediğine ulaşmış, mutlu
KARANFİL: Kokulu bir çiçek
KARDELEN: Baharda çok erken açan bir çiçek, çiğdem
KARMEN: Parlak kırmızı
KAYRA: Büyük birinden gelen iyilik – İhsan
KERİMAN: Cömert, ulu, büyük
KERİME: Cömert, ulu, büyük, kız çocuk
KEVSER: Cennette bir akarsuyun adı
KISMET: Talih, nasip, kader
KIVILCIM: Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası
KIYMET: Değer, paha (baha), bedel
KİRAZ: Gülgillerden bir meyva ağacının sulu
KUMRU: Güvercinden küçük boz renkli kuş
KÜBRA: En büyük

L

LALE: Çan biçiminde bir çiçek
LAMİA: Parlayan, parlak.
LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık.

M

MAHPERİ: Güzeller güzeli.
MANOLYA: Bir süs bitkisi
MELDA: İnce ve taze bedenli
MELEK: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri
MELİKE: Kadın hükümdar, padişah eşi.
MELİS: Bal, bal arısı
MELİSA: Oğul otu
MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel
MERVE: Mekke'de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı
MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası
MÜGE: İnci çiçeği
MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış

N

NAZ: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış
NAZAN: Cilve yapan,nazlanan,nazenin.
NAZLI: Naz yapan; İşveli, edalı
NECLA: Evlat, çocuk. Soylu.
NERGİS: Bir süs bitkisi
NERMİN: Yumuşak,narin,ince.
NESLİ: Soylu.
NESLİHAN: Han soyundan. Sevgi ile hükmeden.
NEVAL: Talih,kader,kısmet.
NEVRA: Beyaz çiçek. Işıklı olma, parlaklık.
NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu sevgili. Fidan, taze sürgün.
NİHAN: Saklanmış, gizli olan; Sır
NİL: Çivit. Mısır'da bir nehir
NİLAY: Işıklı mavi,ışıklı lacivert.
NİLGÜN: Lacivert renkli, çivit renginde
NİLÜFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi
NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık
NURAN: Nurlu, ışıklı.
NURAY: Işık saçan.
NURCAN: Aydınlık insan.
NÜKHET: Güzel koku

O

OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel
OYLUM: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş; resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı

Ö

ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı; gerçek ben anlamında
ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan
ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
ÖZGE: Yabancı. İyi, güzel. Cana yakın, şakacı. Yürekli, gözü pek
ÖZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret
ÖZNUR: Özü ışıklı,aydınlık.

P

PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi
PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki
PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları
PINAR: Büyük su kaynağıÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay

R

RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık,ışıltı.
RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel
REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen
REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu
RUHŞEN: Neşeli, canlı.

S

SANEM: Çok güzel kadın; Put
SEBLA: Uzun kirpikli göz
SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen
SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit
SEDA: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı
SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz madde SEDEN: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak
SEHER: Tan ağartısı
SELDA: Bir söğüt cinsi
SELEN: Haber, müjde
SELİN: Gür akan su
SELMA: Barış içinde,huzur,erinç.
SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan
SEMA: Gökyüzü; göç
SEMEN: Yasemin çiçeği. Semizlik.
SEMRA: Esmer kadın.
SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça'da put; Arapça'da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel
SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı
SERAY: Ay gibi güzel
SERMA: Kış soğuğu
SERPİL: Gelişmek, büyümek
SERPİN: Yağmur
SERRA: Rahatlık, kolaylık
SERTAP (SERTAB): İnatçı anlamında
SEVAL: Severek al anlamında
SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek
SEVGİ: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu
SEVİL: Her zaman sevilen biri ol
SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik
SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku
SEVTAP: Tapılacak kadar çok sevilen.
SEYLAN: Sel, akma, akış
SEZEN: Hisseden, sezgili
SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar
SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği
SEZİN: Sezinleme işi, sezme. Duygulu, anlayışlı.

SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası
SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler
SİNEM: Yüreğim, çok sevdiğim
SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi
SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ördeği.
SUZAN: Yakan, yakıcı.

Ş

ŞAFAK: Gündoğumundan önceki aydınlık
ŞEBNEM: Çiğ, gece nemi, jale
ŞENAY: Mutlu geçen ay
ŞEYDA: Çılgın, deli divane
ŞİRİN: Cana yakın, sevimli
ŞULE: Alev, ateş alevi
ŞÜKRAN: İyilik bilme, minnettarlık

T

TANSU: Göğüsle ilgili
TAYYİBE: 1.İyi davranış. 2.Yatıştırıcı, hoşa giden söz
TİJEN: Taç, taçlar
TİLBE: Put - Güzel kadın
TUBA: 1.Cennette bulunduğun inanılan büyük ağaç. 2.Güzellik, iyilik. 3.Rahat
TUĞÇE: Küçük tuğ
TÜLAY: Ayın ince ışığı
TÜLİN: Ayın çevresinde görülen ışık halkası
TÜRKAN: 1.Kraliçe. 2.Güzel kız

Ü

ÜLKÜ: Amaç, ideal

V

VİLDAN: Yeni doğmuş çocuklar

Y

YASEMİN: Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki
YELİZ: Ferah yer, aydınlık, havadar
YEŞİM: Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş
YILDIZ: Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri.
YONCA: Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı

Z

ZEHRA: Çok beyaz, parlak yüzlü
ZELİHA: Züleyha, su perisi
ZERRİN: Altından yapılmış.
ZEYNEP: Süs, bezek.
ZUHAL: Satürn gezegeninin adı.
ZULAL: Hafif, güzel, soğuk su.
ZÜMRÜT: Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı.

ERKEK BEBEK İSİMLERİ

A

Abidin: Dua eden / Duacı
Acar: Becerikli, yetenekli
Acaralp: Cesur, yiğit kişi
Acarsoy: Yiğit, güçlü soy
Acun: uzay içindeki gök varlıklarının tümü, evren
Adem: Allah'ın yarattığı ilk insan
Adil: Adaletli, hakça davranan
Adnan: İki gökyüzü, iki cennet
Agah: Bilgili, bilen, haberli, uyanık
Aktuğ: Değerli, önemli
Ali: Yüce, üstün.
Alican: Yüce insan
Alp: Yiğit
Arat: Yürekli, cesur
Arda: Asa

B

Baha: Değer, güzellik
Bahadır: Yiğit, kahraman
Bahri: Denizle ilgili, denizci, denizin gücü, sonsuzluğu
Balaban: Bir tür yırtıcı kuş. İri cins birtür Doğan (kuş)
Barbaros: "Barba Rosse" Kırmızı sakal. Asıl adı Hızır olan büyük Türk amiraline Avrupalıların taktığı ad
Barış: Savaştan ya da dargınlıktan sonra, iki yanın uzlaşması, anlaşması
Barlas: Savaşçı yiğit
Baran: Yüksek, iri
Barın: Güç, kuvvet
Bartu: En eski Türk hanlarından birinin adı
Batu: Güçlü
Birkan: Soylu
Boğaç: Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman
Bora: Şiddetli fırtına
Buğra: Erkek deve
Bülent: Yüksek, ulu

C

Cahit: Çok çalışan
Can: İnsanın kendi varlığı, yaşam, birey kişi, ruh, güç kuvvet
Candemir: Canı demir gibi sağlam, demir gibi kimse, demir canlı
Caner: Yürekten sevilecek kimse
Cankut: Kutlu kimse, uğurlu can
Canol: "Yaşamım ol, canım ol, bana can ol"
Canpolat: Canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimse
Cansın: Çok cana yakınsın
Cantekin: Biricik can, can şehzade
Cengiz: Yılmaz, dönmez, yumuşamaz kimse, güçlü kimse, asıl adı Timuçin olan Ve Büyük Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu Türk hanı, Cengiz Han
Ceyhun: Orta Asya'da bir ırmak
Coşkun: Coşmuş olan, kabına sığmayan
Cem: Hükümdar
Cemil: Güzel erkek, iyilikle anma
Cihan: Dünya

Ç

Çağan: Mutlu gün, bayram
Çağatay: Cengiz Han'ın oğlu
Çağdan: Çağın içinden
Çağdaş: Aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır
Çağlar: Çağıl çağıl akar, çağıldar, çağlayarak akar
Çağlayan: Bir akarsuyun yükseklerden köpürerek düştüğü yer, çavlan
Çakır: Doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse
Çelebi: Bey, ağa, görgülü ve ince kimse
Çelik: Su verilip sertleştirilen demir, polat
Çınar: Uzun yıllar yaşayan geniş yapraklı ağaç

D

Dağhan: Oğuz Han'ın oğlu, eski Türk inanışına göre doğa tanrılarından
Dağtekin: Yalnız, ıssız dağ
Deha: Dahi, zekaca çok üstün olan
Demirel: Güçlü el
Demirkan: Sağlam ve güçlü kan
Demirol: Demir gibi güçlü ol
Deran: Güzellik
Dinçer: Güçlü, yiğit kişi
Doğan: Yırtıcı bir kuş
Doğuş: Hayata geliş
Doruk: Zirve

E

Ecevit: Açıkgöz, afacan, ele avuca sığmaz, çok yaramaz
Edip: Edepli terbiyeli / Edebiyatla ilgilenenkişi
Edis: değerli, ulu yüce, yüksek
Ediz: Değerli yüksek
Efdal: En değerli en yüksek.
Efe: Ege yiğidi
Efehan: Yiğitlerin başı
Ege: Ulu, büyük, Türkiye ile Yunanistan arasındaki denizin adı
Egemen: Bir yere hakim olan
Ekber: Kebir kelimesinden, En büyük
Ekrem: Pek cömert, iyiliksever
Emin: Güvenilen, inanılan kimse
Emir: Reis, aşiret başı, emreden
Emrah: Saz çalıp oynayan
Emre: Aşık, dost, beylerbeyi, büyük erkek kardeş
Ender: Seçkin, eşi benzeri az bulunan
Enes: Peygamberin komutanı
Enez: Secereli Arap atı
Eray: Yiğit kişi
Erdinç: Sağlam, güçlü esen
Evren: Kainat

F

Fahir: Övünülecek kadar, övünen, gösterişli ve değerli.
Fahrettin / Fahri: Karşılıksız kabul edilen görev, iş
Faik: Başkalarından daha ileri, üstün
Faruk: Bir işi sonuca ulaştıran
Fazıl: Erdemli, manevi değerce üstün
Fehmi / Fehim: Anlayışlı, çabuk kavrayan
Ferdi: Bireysel, tek başına.
Ferhat: Rahatlık
Feridun: Tek başına, eşsiz.
Ferit (d): Eşsiz benzersiz
Ferruh: Kutlu, uğurlu, aydınlık yüzlü
Fethi: Fethiye ilişkin.
Fevzi: Kurtuluş ve zafere ilişkin. Selamet.
Feyyaz: Bereketli, gür, verimli. Eli açık.
Feyzi: Verimlilik, bolluk
Fırat: Bir nehir adı. Türkiye'den geçip Basra'ya dökülür.
Fikri: Düşünce ile ilgili / fikir sahibi
Fuat: Yürek, kalp, gönül

G

Galip: Yenen, üstün gelen
Gani: Zengin, cömert, bol çok, elindekiyle yetinen
Gazi: Savaşta yara alan
Gediz: Su birikintisi, gölcük, Ege Bölgesi'nde bir akarsu; adını bu akarsudan alan bir ilçe
Gencer: Delikanlı, genç yiğit
Gençay: Yeni doğan Ay, ilk ay
Giray: Uygun, eskiden Kırım hanlarına verilen unvan
Gökalp: Gök gözlü yiğit
Gökay: Gök ve Ay gibi güzel olan
Gökbay: Gök yüzlü ve zengin kimse
Gökçe: Gökrengi, göğce
Gökhan: Göklerin hükümdarı
Güralp: Yiğit

H

Hakan: Eski Türk imparatoru, büyük han, hanlar hanı
Haldun: Kalp, yürek
Halil: İçten, dost çok yakın arkadaş
Halim: Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı
Halit: Süregelen, sürekli, geç yaşlanan
Haluk: Herkesle iyi geçinen iyi ahlaklı
Hamit: Şükredici, hamdedici
Hamza: Aslan
Harun: Huysuz at / Postacı / İnatçı
Hasan: Güzellik, iyi davranma, iyilik

Hayati: Yaşamsal, yaşamla ilgili önemli olan

Haydar: Aslan / Çok cesur
Hayrettin: Hayır eden, hayır sahibi
Hayri: Hayırla, iyilikle ilgili
Hazar: Barış / Bir yerde oturma hali
Hıfzı: Saklamak, korumak, hafızaya almak
Hıncal: Öc al, intikam al anlamında
Hüseyin: Güzellik, iyilik

I-İ

Ilgaz: Batı Karadeniz Bölgesi'nin en yüksek dağlar topluluğu

İbrahim: İbranice'de hakların babası
İdris: Beyaz renkli çiçek açan bir ağaç cinsi
İhsan: Bağışlamak, yardım etmek, iyilik etmek
İldeniz: ülkenin, yurdun denizi
İlhami: İçine doğmakla ilgili
İlhan: Bir ülkenin egemen hanı
İlkay: Ay'ın ilk günlerindeki durumu, hilal
İlker: Birinci yiğit, ilk yiğit, ilk erkek
İlyas: Mersin ağacı

K

Kaan / Kağan: Hükümdar, hanların hanı
Kadir: Değer, onur, incelik
Kadri: İtibar, değerle ilgili
Kahraman: Savaşta yiğitlik gösteren, cesur
Kamer: Ay ışığı
Kamil: Tam, eksiksiz, olgun
Kandemir: Sağlam kan, kanı sağlam olan kimse, sağlam demir
Kasım: Bölen, kısımlara ayıran
Kaya: büyük ve sert taş kütlesi, pek sert
Kayahan: Kaya gibi sert hakan
Kazım: Kızgınlığını, öfkesini belli etmeyen
Kemal: Bilgi ve erdem bakımından olgunluk
Kerem: Soyluluk, eli açıklık
Kerim: Kerem sahibi, cömert

L

Latif: Allah'ın kulu
Levent: Eski deniz eri
Lütfi: Cennette ölümsüzlüğe kavuşan

M

Macit: Şan ve şeref sahibi
Mahir: Usta, elinden her iş gelen
Mahmut: Övgüye değer
Mahzun: Hüzünlü, duygulu, üzgün
Malik: Sahip, efendi
Malkoç: ünlü bir akıncı soy olan Malkoçoğulları'nın atası Malkoç Mustafa Bey'in adından
Mazhar: Bir şeyin göründüğü, ortaya çıktığı yer
Mecnun: Deli, aklı başında olmayan
Mehmet: Aslı Arapçada Muhammed, çok övülmüş anlamında
Melih: Güzel, şirin
Melik: Hükümdar, han
Memduh: Övülmüş, övülmeye değer
Menderes: Ege bölgesinde bir ırmak adı
Mert: Sözünün eri, sözünde duran
Mesut: Mutlu, sevinçli, neşeli
Mete: Büyük Hun imparatoru
Metin: Sağlam, dayanıklı
Murat: İstek, arzu

N

Naci: Kurtulmuş, selamete kavuşmuş
Nail: Ele geçiren, muradına eren
Naim: Uyuyan, uykuda olan
Namık: Yazar, yazan kişi
Nazım: Düzenleyen, tanzim eden
Nazmi: Vezinli, kafiyeli sözle ilgili
Necat: Kurtuluş, selamet
Necati: Kurtuluşa ermek
Necdet: Güçlü ve korkusuz
Necip: Soyu temiz, cömert
Necmi: Yıldızlarla ilgili, yıldızlara ait
Nedim: Yakın dost, samimi arkadaş
Nejat: Soy, asıl, hesap
Neşet: Yetişme, meydana gelme
Nevzat: Yeni doğmuş çocuk
Nezih: Temiz, pak, seçkin
Nihat: Tabiat, huy
Niyazi: Yalvarma, yakarma
Nizam: Sıra, dizi, düzen, kural

Nizami: Kurallara uygun, düzenle ilgili
Nuri: Işıktan gelen, ışıklı

O

Oben: Erkek deve, o benim
Ogün: Belirli gün, bilinen, beklenen gün
Oğulcan: Can oğul
Oğuz: Doğru ve iyi adam, sağlam, güçlü
Okan: Akıllı, anlayışlı, öğrenen
Okay: Beğenme, takdir etme
Oktay: Çok hiddetli, kızgın
Okyar: oku parçala
Olcay: Rastlantıları düzenlediği, böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih
Olcayto: Bahtı açık, talihli
Olcaytuğ: Hulagu'nun torunlarından Argun'un oğlu, İlhanlı hükümdarı
Ozan: Şair, halk şairi

Ö

Öcal: Öc almaktan, intikal alan
Öğüt: Birine, yapması ya da yapmaması gereken şeyler üzerine söylenen söz
Ökmen: Akıllı, zeki
Ömer: Dirlik, canlılık yaşam gücü
Önal: Daima önde olmak
Önay: Ay'ın ilk günlerindeki hali, hilal
Önder: Lider, yönetici, şef
Öner: Önde gelen yiğit, önde giden erkek
Övünç: Bir niteliği nedeniyle övünme işi, sevinme, sevinç, kıvanç
Özalp: Özü yiğit
Özgür: Hür

P

Pars: Etoburlardan, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı bir hayvan
Paşa: Bir askeri unvan, ağabey, erkek kardeş
Peker: Güçlü erkek
Polat: Sertleştirilmiş, su verilmiş demir
Poyraz: Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar

R

Rafet: Merhamet etme, esirgeme.
Ragıp: İçtenlikle isteyen, özleyen
Rahman: Acıması bol olan
Raif: Acıyan, esirgeyen
Rakım: Yazan, çizen, yükselti.
Ramazan: Doğruluk gösteren-Adaletli davranan
Rami: Atıcı, mermi atan
Ramiz: Akıllı, zeki. İşaretlerle gösteren.
Rasim: Çok övülmüş, methedilmiş
Rasin: Beyaz ay, dolunay
Raşit: Doğru yola giden
Rauf: Çok acıyan, esirgeyen
Recai: Güçlüklerden yılmayan, hızlı
Recep: Beyaz taç, gelin tacı
Refik: Arkadaş, yoldaş, eş, koca
Reha: Candan, cana yakın
Remzi: İşaret ve gizliliğe ait
Renan: İnleyen, çınlayan.
Reşat: Aklın gerektirdiğini yapan
Rıdvan: Cennetin kapıcısı olan melek
Rıfat: Yücelik, büyük aşama.
Rıfkı: Yumuşaklıkla, sükunetle ilgili
Rıza: Hoşnutluk, memnunluk
Rüzgar: Yel, esinti

S

Sabri: Sabırla ilgili, sabırlı
Sadi: Baht açıklığı
Safa: Saflık, berraklık, gönül rahatlığı
Samet: Sonsuz, ebedi
Sancar: Eski Türk adlarından, kısa kama
Savaş: Barışın olmadığı çatışma ortamı
Sedat: Doğruluk, haklılık
Semih: Bol, cömert gönüllü
Sercan: Canların özü, canın başı
Serdar: Komutan, önde giden asker
Serhat: Sınır boyu
Serkan: Baş han
Soner: Sonuncu yiğit
Suat: Mutlu, mutlulukla ilgili
Sarp: Çetin, dik, ulaşılması güç

Ş

Şadi: Sevinç, neşe, mutluluk
Şafak: Güneş doğmadan az önce ufukta görünen ağartı
Şahan: Şahin
Şahin: Bir tür yırtıcı kuş
Şansal: Adını, şanını her yana duyur, şan ver
Şefik: Şefkatli
Şemsi: Güneşe ait, güneşle ilgili
Şener: Neşeli yiğit, şen yiğit, şen erkek
Şengül: Neşeli ve gül gibi kimse
Şenol: Her zaman neşeli ol
Şeref: Onur. Manen yüksek ve erdemli olmak
Şerif: Kutsal, mübarek

T

Tahsin: Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam
Talat: Yüz, surat, çehre
Talip: İstekli, isteyen, talep eden
Talu: İyi, güzel, seçilmiş, seçkin
Tamer: Bütünüyle yiğit, tam yiğit
Tandoğan: Şafak vakti doğmuş olan
Taner: Aydınlık erkek
Tanju: Çince imparator, tanrı
Tarık: Sabah yıldızı
Tarkan: Ayrıcalıklı, saygın
Tayfun: Şiddetli rüzgar
Teoman: Duman
Timuçin: Sağlam, demir gibi
Tufan: Çok ağır yağmur
Tuğrul: Yırtıcı bir kuş
Tümer: Her şeyi ile yiğit kişi

U

Ufuk: Yerle göğün birleşmiş gibi göründüğü sınır
Uğur: Halkın kimi olgularda gördüğü iyilik müjdesi
Uğurcan: Uğur getiren, uğurlu kimse
Uğurtan: Uğur getiren şafak vakti
Ulaş: Amacına, hedefine erişme
Ulu: çok büyük erdemleri olan, yüce; erişilmez derecede yüksek ve büyü
Uluç: Büyük Türk Denizcisinin adı (Uluç Ali Paşa)
Umut: Ümit edilen, beklenen şey
Uras: Saadet, mutluluk

Ü

Ümit: Umulan, beklenen şey
Ünal: Ad sahibi ol, ünlen, tanın
Ünalan: Ad sahibi olan, ünlenmiş kişi, ünü olan kimse, iyi ad sahibi
Ünalp: Ünlü yiğit
Üner: Ünlü yiğit
Ünol: Şan ol, ünlü ol
Ünsal: Her yana adını duyur
Ünver: Her yana adını duyur, çok tanınmış biri ol, ünlen

V

Vahdet: Bir ve tek olma
Vahit: Tek, bir
Vargın: Giden, varan
Varol: Var olmakla ilgili / yüceltme ünlemi
Vecihi: Soylu, asil
Vedat: Dostluk, sevme, sevgi
Vefa: Sözde durma
Vehbi: Tanrı vergisi
Veli: Sahip, eren, ermiş
Volkan: Yanardağ
Vural: Vurarak al, vurup al

Y

Yağız: Yiğit, esmer
Yağmur: Havadaki su buharının yükseklerde soğuyarak yoğunlaşması sonucu yere düşen su
Yalçın: Sarp, dik
Yalın: Sade, gösterişsiz
Yalvaç: Tanrı'nın habercisi, Tanrı elçisi
Yaman: Güç etki ve beceriklilik sahibi
Yamaner: İşbilir yiğit, becerikli yiğit
Yankı: Sesin bir yere çarparak dönmesiyle duyulan ikinci ses
Yaşar: Doğan çocuğun ölmemesi için konulan adlardan
Yavuz: Çok sert, yaman, yürekli, korkusuz
Yener: Oyun, yarış, savaş gibi şeylerde karşısındakine üstün gelir
Yetkin: Olgunlaşmış, kemale ermiş
Yıldıray: Ayla ilgili / yıldır yıldır parlamak ay gibi
Yıldırım: Buluttan buluta ya da yere elektrik boşalması
Yılmaz: Hiçbir şeyden korkup çekinmez
Yiğit: Güçlü ve yürekli; delikanlı, genç, genç adam
Yunus: Bir takım yıldızının adı / Denizde yaşayan bir memeli türü
Yurdakul: Yurda hizmet eden, yurda kul olan kimse
Yusuf: Eklenecek, ilave edilecek
Yücel: yüce bir duruma gel, yüceleş, büyüdükçe büyü, yükseldikçe yüksel, büyük ol, ulu ol
Yüksel: Manevi anlamda yüce ol anlamında

Z

Zafer: Savaş ve uğraşla elde edilen başarı, sonuç
Zeki: Akıllı olan
Zihni: Zihnin gücüyle, kavrayışla ilgili
Zikri: Zikirle, ayinle, ilgili, zikreden
Ziya: Aydınlık, ışık

En Çok Aranan Haberler