Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmaya, organize suç örgütü elebaşısı olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar katıldı. Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği duruşmanın yapıldığı salonda polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
Daha sonra tutuklu sanık İlker Gönen'in avukatı söz alarak, soruşturma savcısı Yavuz Engin'in sosyal medya hesabından, duruşma savcısı Kadir Kocakaya ile birlikte çekilmiş fotoğrafını paylaştığını belirtip, duruşma savcısının dosyadan el çektirilmesini talep etti.
Başka bir sanık avukatı ise mahkeme heyetinin tarafsızlığını yitirdiği iddiasıyla "reddihakim" talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
Çete lideri olmakla suçlanan Fırat Sarı mahkemedeki savunmasında şunları söyledi: "Bu mahkeme salonunda ben bir bebek katili dolandırıcı görmedim. Beni örgüt yöneticisi olarak bırakın beni hekim kimliği dışında tanıdıklarını düşünmüyorum. Gerçek dışı haberler yapılıyor. Medyanın tavrı… Haber özgürlüğü bir bireyin yargılanma hakkının üstündedir. Benim özgür yargılanma hakkım yok şuan, kamuoyu şuan hükmü verdi.
Benim neredeyse sadece uzaylılara hizmet etmediğim kaldı. Belki bunu bile iddia eden vardır. Hakkımızda her şey söyleniyor. Çok ciddi bir kamuoyu baskı durumu var. Herkes bu algıyı takdir etme peşinde, ama bu nereye kadar böyle gidecek. Bir sürü hastane kapatıldı. Bu olaylar sonucunda bir savcımız bakan olmayı cebine koydu. Sağlık müdürü bakan oldu. Biz en iğrenç insanlar haline geldik. Bebek katili, kan satan, organ satan insanlar haline geldik. Bu haberlerin durması gerekiyor. Bir basın yasağının gelmesi gerekiyor."
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklarca hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi yerine maddi açıdan en fazla kazancın elde edilmesi olduğu iddianamede yer alıyor.
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'i makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.
Mahkeme heyetinin ilk duruşmadaki kararı doğrultusunda, tutuksuz yargılanan sanıklardan TRG Hospitalist Hastanesi doktorlarından Mehmet Gürül, TRG Hospitalist Hastanesi İdari Müdürü Murat Mantuş, doktor Şeyhmus Çelik ve Esenler Güney Hastanesinin mesul müdürü doktor Ali Dirik tutuklanmıştı.
Tutuklanması talep edilen ancak firari konumda bulunan Birinci International Hastanesinin sahibi Ali Aksu, hemşire Serenay Şenkalaycı ve hemşire Ceren Hatice Kırım'ı yakalamaya yönelik çalışmalar ise sürüyor.
Yenidoğan çetesi davasında mahkeme duruşmayı yarına erteledi
Kaynak: AA