Eczacıbaşı İlaç Pazarlama tarafından düzenlenen ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş'ın da bilgilerini aktardığı "Bebeklerde infantil kolik ve kolikte probiyotiklerin kullanımı” konulu basın toplantısı İstanbul'da yapıldı.
İnfantil kolik, nüfusu yaklaşık 74 milyon olan, binde 18,66 doğum oranıyla dünyada 11. sırada yer alan Türkiye'de yeni doğan bebeklerin yüzde 10 ila 30'unda görülen bir yeni doğan hastalığı olarak tanımlanıyor. Belirli aralıklarla oluşan, sebebi belli olmayan ve aileyi rahatsız edici düzeydeki ağlamalar olarak kendini gösteren infantil kolik, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş'ın katılımıyla masaya yatırıldı. Toplantıda "bebeklerin üç haftadan uzun süre, haftada en az üç gün ve günde üç saatten fazla ağlamaları, üç aylık veya daha küçük olmaları, mızmızlanmaları, uyumamaları, beslenme ile ilgili gaz, kusma, şişkinlik gibi şikâyet durumları infantil kolik olarak açıklanabilir” diyen Çokuğraş, "Yeni doğan bebeklerde bağışıklık sistemi gelişmemiş olduğu için dışarıdan gelebilecek yabancı maddelere çok açıklar. Probiyotikler, bu maddelerle savaş verebilecek yararlı mikroorganizmalar olarak önemli bir yere sahip” derken konunun önemini vurguladı. Kolik probleminin eğer tedavi edilmezse çocuk suistimaline (şiddete) kadar varan önemli bir sorun olduğunun da altı çizildi. Ayrıca kolik sorununun kısa süreli (doğumdan sonraki ilk 3-6 ay) bir sorun olduğunun bilinmesi yanında, bu bebeklerin gerekli tedaviyi almamaları durumunda, ileriki yaşlarda çeşitli mide-barsak problemleri ile karşılaşabilecekleri belirtildi.
Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, özellikle kolikli bebeklerin bağırsak floralarında bir takım bozukluklar olabildiğinin altını çizerken, bu bebeklerin bir bölümünde probiyotiklerin kullanıldığını söyledi. Çullu Çokuğraş, kolikli bebeklerde Lactobacillus reuteri'nin en çok kullanılan probiyotik olduğunu da sözlerine ekledi. Kolikli ve koliksiz bebeklerin bağırsak florası incelendiğinde kolikli bebeklerde kötü bakterilerin daha yoğun bir şekilde bulunduğunun altını çizen Çokuğraş, bu noktada, kötü bakterileri yenip, bebeklerde yaşamsal konforu sağlayabilmek için probiyotikleri kullanma fikri üzerinde yoğunlaşıldığını da belirtti. Kullanılan probiyotiklerin kolikli bebeklerde, gaz ilacı verilen bebeklere oranla, ağlamalarını önemli ölçüde azalttığı, mideden 12 parmak bağırsağına geçişi kolaylaştırdığı da yapılan çalışmanın sonuçları arasında. Tabii normal doğum ve anne sütü kullanımı da bebeklerin sağlıklı bağırsak florasının oluşmasında önemli bir yere sahip.
Sorularla infantil kolik:
İnfaltil kolik nedir? Kimlerde görülür?
Kolik bir tür ağrı şeklidir. Bu ağrı kıvrandırıcı, insanın canını yakan, spazmlarla birlikte giden, bir müddet sonra biraz gevşeyen, geçiyormuş gibi olsa da geçmeyen gerçekten insanı hırpalayan bir ağrıdır. Bu ağrı şekli, küçük bebeklerde olduğunda buna infantil kolik ismi veriliyor.
Nedenleri nelerdir?
Nedenleri konusunda hiçbir şey yüzde 100 net değildir. Anne karnında organlarını çalıştırmadan annesine bağımlı olarak yaşayan bebek, ağız yoluyla beslenmeye başlayınca sindirim sistemi harekete geçiyor. Bebeğin gelişimi mükemmelse, o yolun hareketlerini sağlayan sinir ağları kusursuz çalışıyorsa ve aşırı duyarlılık göstermiyorsa, içeride de istenen miktarda ve cinsten faydalı mikroorganizma topluluğu çocuğun yaşına uygun olarak bulunuyorsa ve beslendiği besin çocuk için uygunsa bu problemler genelde olmuyor.
En sık görüldüğü dönem hangisidir?
Çoğunlukla süt çocuklarında görülür. Ortaya çıkışı ilk üç aydır. Eğer sorun daha sonra ortaya çıkıyorsa, başka nedenler de aranması gerekiyor.
Bir hastalık mıdır yoksa kendiliğinden düzelen geçici bir sorun mudur?
İnfantil kolike geçici bir sorun gözüyle bakılıyorsa da, son yıllarda literatürde kolikli çocukların ileriki dönemlerde sindirim sistemi ve kişilik açısından sorunlar gösterdiklerini belirten çalışmalar bulunuyor. Sindirim sistemi açısından örneğin hazımsızlık, spastik kolon denilen rahatsızlıklara aday olabiliyorlar. Ayrıca kişilik olarak infantil kolikli çocukların ileride biraz daha hırçın, biraz daha problem çıkarmaya yakın çocuklar olduğu da tespitler arasında.
Evreleri var mıdır ve bebeğin mutlaka doktora götürülmesi gerekir mi?
Kolikli çocuklar mutlaka doktora götürülüyor. Çünkü ağlamalar o kadar şiddetlidir ki, aileler mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurur. İleri safhalarında anne giderek gerilir ve kızmaya başlar. Aynı şekilde baba da buna katılabilir. İkisinden biri çocuk istismarı diye adlandırılan vurma, çimdikleme, yatağa atmak gibi eylemler gerçekleştirilebilir. Bu noktada anne-bebek veya baba-bebek iletişimindeki bozukluk bir travmaya kadar gidebilir. Bu durum ileride bebek ile anne arasındaki ilişkinin çok iyi gelişememesine neden olabilir. Anne sütü alıp da kolik problemi yaşayan pek çok aile, anne sütünü terk etmektedir. Bunun doğru olmadığı uzmanlar tarafından özellikle belirtiliyor.
Belirtileri nelerdir?
* Susturulamayan bir ağlama krizi ve huzursuzluk varsa,
* Bebek üç aydan daha küçükse,
* En aşağı üç haftadır ağlama nöbetleri yaşıyorsa,
* Ağlama sırasında canı yanıyormuş yüz ifadesiyle, bacaklarını karnına çekip, ellerini yumruk yapıp göğsüne getiriyor ve iki büklüm oluyorsa,
* Ağlama nöbetleri genellikle akşamüzeri artıyorsa,
* Ağlama nöbetleri en az haftada üç kez tekrarlanıyor ve ortalama üç saat kadar sürüyorsa bu infantil koliktir.
Koliğin tedavisi var mıdır varsa tedavide kullanılan yöntemler nelerdir?
Bağırsak florasıyla ilgili çalışmalar giderek artıyor. Kolikli bebekler üzerinde yapılan çalışmalarda, bu bebeklerin bağırsaklarında kolay gaz yaptığı bilinen Clostridium difficile adı verilen bir bakterinin koliksiz olan bebeklere göre daha fazla olduğu saptandı. Bu bakterinin bebekler için çok uygun olmayan bir bakteri olduğu biliniyor. Probiyotikler, yani yararlı bakterilerin kullanımı bu noktada öne çıkıyor. İlaç olmadığı için benzer işlevi olan ilaçların bir adım önüne çıkan probiyotikler arasında en çok kullanılan Lactobacillus reuteri. Lactobacillus reuteri'nin, hazımsızlık, dispepsinin yol açtığı kolay geğirip kolay kusma ve özellikle infantil kolik konusunda, bebeğe ve aileye yardımcı olduğunu gösteren çalışmalar bulunmakta.