Bebek ve ebeveynleri arasındaki iletişim anne karnındayken başlar. Annenin huzurlu, stresten ve kaygıdan uzak, sevgi ile hoşgörü çerçevesinde geçirdiği gebelik bebeğe huzur ve mutluluk olarak yansır. Gebeliğin 7. ayında bebek dışarıdan gelen sesleri tanır. Hatta anne ve babasının sesini ayırt etme noktasına gelir. Bu nedenle hamilelik boyunca anne ve babanın çocuğuyla konuşarak iletişim kurması sağlıklı olacaktır. Gün içerisinde 2-3 dakikalık konuşmalar, sevgi dolu ve onun varlığını kabul ettiğinizi anlatan sözcükler söylemeniz kuracağınız ilk bağın temel taşlarını oluşturur. Bu konuşmalar sırasında karnınıza dokunmanız temasın hissedilmesiyle beraber o sıcak ilişkiyi de pekiştirecektir.
Bebek doğduktan sonra bebeğin temel ihtiyaçlarından bir tanesi dokunma, sarılma, mümkün olduğunca kucağa alınması ve emzirilmesi, göz kontağının kurulması ve yakın temasta bulunulmasıdır. Teması kabul eden dokunuşlarla birlikte bebeğin çıkardığı seslerde iletişimin bir öğesidir. Bebeğin ağlamasını bir konuşma olarak düşünebilirsiniz. Onun vücut dilini ve ağlama ses tonunu takip ederek bebeğinizle iletişiminizi kurabilirsiniz.
Bebeklerle iletişime geçmek için zamanın erken ya da geç olduğunu asla düşünmemelisiniz. Doğum hemen sonrasında mümkün olduğunca temas ederek dokunsal iletişimi başlatmanız daha yararlı olacaktır. Bebeğiniz doğar doğmaz ona dokunun, sarılın, okşayın, emzirin. Özellikle emzirirken göz kontağı kurun. Bu göz kontağı anne ile bebek arasında özel bir bağ oluşturur. Bebeğinizle konuşun. Bu konuşma eylemi onu kabul ettiğiniz anlamına gelir ve iletişimin temel direğidir. Bebeğin ağlama tonunu ve vücut dilini lütfen takip edin. Bebeğin ağladıktan sonra hangi ses tonunun hangi isteğe denk geldiğini anlamaya çalışın. Aynı zamanda vücut hareketlerini ve bebeğinizin konuşmanıza gösterdiği tepkileri de gözlemleyin.