HABER

"Bedelli askerlik çalışması yok"

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, tüfeğin bile dışarıdan satın alındığı günlerin geride kaldığını belirterek, "Hamdolsun o günleri geçtik bugün Kara Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacının neredeyse tamamı Türkiye içinden karşılanmaktadır. İran füze yapıyor, biz de füzemizi yapıyoruz. Ama menzilinden bahsetmeyeyim" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda 2006 yılı bütçe müzakere maratonu sürüyor. Milli Savunma ve İçişleri Bakanlığı bütçesinin ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kurum ile kuruluşların bütçelerine geçildi. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, bakanlığının ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın 2006 bütçesi üzerinde yaptığı konuşma yaptı. CHP'li Şükrü Elekdağ'ın gündeme getirdiği, Genelkurmay Başkanlığı'nın, 19 Ekim'de yabancı büyükelçiliklerin askeri ataşelere vermiş olduğu terör brifingine değinen Bakan Gönül, "Genelkurmay Başkanı'nın yaptığı toplantı periyodik değerlendirme toplantısıdır. Yoksa askeri ataşelerle PKK konusu özel bir gündemle görüşülmüş değildir" ifadelerine yer verdi. Bedelli askerlikle ilgili tartışma ve sorulara da değinen Bakan Gönül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Avustralya gezisi sırasında gündeme gelen bedelli askerliğin oradaki Türk vatandaşlarının sorunu olmadığını söyledi. Oradaki Türk vatandaşlarının gündeme getirdiği konunun dövizli askerlik olduğunu belirten Bakan Gönül, "Dövizli askerlik eğitim süresi 21 güne indirildi. Avustralya'dan gidiş geliş uzun sürdüğü için izinleri yetsin ki bunu yapabilsin.

Ancak bazı vatandaşların bu eğitimin kaldırılması talebi var. 'Geliş gidiş zor oluyor, bize burada eğitim verilsin, biz Türkiye'de paramızı yatıralım' diyorlar. Başbakanımızın 'Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ile görüşeceğim' dediği husus bu eğitim süresinin tamamen kaldırılmasıdır" diye konuştu.

Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş'ın, "Tüfeği bile dışarıdan alıyoruz" değerlendirmesini kabul etmeyen Bakan Gönül, "Hamdolsun o günleri geçtik.

Bugün Kara Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacının neredeyse tamamı Türkiye içinden karşılanmaktadır. Bunda tüfek dahil, namlusu dahil olarak top da ihtiva edilmektedir.

Düşünün ki 105'lik ve 110'luk top namlusu çok zordur, bunu Türkiye yapabiliyor" şeklinde konuştu. Milletvekilleri İran'ın füze yaptığını anımsatınca Bakan Gönül, "İran füze yapıyor biz de füzemizi yapıyoruz. Ama menzilinden bahsetmeyeyim. F16'ların elektronik sistemleri bile Türkiye'de yapılmaktadır. Dışarıdan teknoloji alarak kurulan ASELSAN bu sene Hollanda'ya 'Stinger' sattı. Geldiğimiz nokta eskiye kıyasla iftihar edilecek noktadır" ifadelerine yer verdi.

"BEDELLİ ASKERLİKLE İLGİLİ BİR KANUN ÇALIŞMASI YOK"
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ANAP Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş'ın, "ABD Irak'a müdahale hakkını kendinde görürken yanıbaşımızdaki Kandil Dağı'na müdahale bizim hakkımız değil mi, o noktaya gelmedik mi?" şeklindeki sorusunu da yanıtladı. Bakan Gönül, "Hudut ötesi müdahaleyi yapıp yapamayacağımız sorusunun, hukuki yönünü Dışişleri Bakanlığı daha iyi izah eder. Ama bilinmesi gereken husus daha önceki müdahaleler Saddam rejimiyle yapılmış anlaşmalara dayanıyordu. 2003'ten itibaren anlaşmayı yapan hükmi şahsiyet gitti" dedi. PKK ile mücadele sorularına da genel olarak yanıt vermek istediğini anlatan Gönül, "Bugün Türkiye'de hamdolsun sıkıyönetim, olağanüstü hal de yok. Onun için bizim PKK ile mücadele ancak İçişleri Bakanlığının, bakanlık bütçesinin devreye girmesiyle mümkün olmaktadır" diye konuştu. Askerlik süresinin kısaltılmasıyla asker mevcudunun yüzde 17 azaltıldığını belirten Bakan Gönül, "Bedelli askerlikle ilgili bir kanun çalışması yoktur. Genelkurmay'ın da bugüne kadar 'celp sayısı yeterlidir, bundan sonra bedelli faaliyetine başlayabilirsiniz' diye bir talebi yoktur. Bu talep edilmediği takdirde de bakanlığımızca çalışma yapılması mümkün değil" diyerek tartışmalara son noktayı koydu.

Milletvekillerinin sorularının bir kısmını cevaplayan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ise, "İstanbul 2001 yılındaki polis sayısına halen ulaşamamıştır. Halen bu sayıya ulaşmak için bile 2 bin açığımız var. İstanbul'un bugün 10 bin polis açığı var" dedi. Polislerin özlük haklarında iyileştirmeyi tabii ki düşünüldüğünü belirten Bakan Aksu, "Göreve başladığım ilk günden beri düşünüyorum. İnşallah kısa bir süre sonra hep birlikte bunu göreceğiz" ifadesini kullandı.

CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan'ın alkol yasakları ile ilgili sorusunu da yasaklayan İçişleri Bakanı Aksu, "El insaf, genelgemin neresinde yasak var. Defalarca anlattım, basın toplantısında anlattım biz içki yasağı getirmedik. Yetkiyi belediye ve il genel meclislerine devrettik" diyerek söze başladı. 1934 yılında çıkan Polis Vazife ve Salahiyetleri Yasası'nda içkili yerlerin izine bağlandığını, buna dayanarak da 1949, 1984 ve 1999'da yönetmeliklerin çıkarıldığını anlatan Bakan Aksu, "Yeni yönetmeliğimiz 40 seneden beri gelen yönetmeliğin devamıdır. Bu konuları mahalli idareleri bırakmaktan daha tabii ne olabilir? Bütün dünya yerelleşmeye gidiyor. Son olarak 'Bolu da içki yasağı kervanına katıldı' haberini görünce belediye başkanını aradım. 'Bu ne, ne yaptın?' dedim. İşte basın açıklaması olmayan olay gazetede manşet. Yok kardeşim, yasak diye bir şey getirmedik. Yasada yönetmelikte yasak diye bir şey yok. 50 yıldır gelen uygulama. Ha belediye meclisi, il genel meclisi bu işi yaparken yine vali ve kaymakam kanalıyla polis ve jandarmanın görüşünü alıyor" diye konuştu. Bakan Aksu, ruhsatlı silah sahipleriyle magandaların da birbirine karıştırılmamasını istedi.

ANAP Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'e "Türk askerlerinin kelepçelenmesine izin verdiniz mi? Sayın bakan hükümetiniz döneminde onurumuz ayaklar altına alındı. Türk askeri ülkemizin bekçisidir, onlara güveniyoruz. Hükümeti hassas konularda daha duyarlı olmaya çağırıyoruz" diye seslendi. Terörün önleneceğine inandığını belirten Özcan, "Türkiye Cumhuriyeti'ni ilgilendiren en önemli vaka da bu PKK varlığıdır. Irak'ın kuzeyinden giren teröristlere hükümetin seyirci kalmaması gerekir. Türk ordusu her zaman güçlüdür tarihin her döneminde gücünü ispat etmiştir, gelecekte de ispat edecektir. AB politikaları uğruna Kuzey Kıbrıs'ı gözden çıkardınız. İmzaladığınız Ek Protokol meclise gelecek mi, devletine, Atatürk ilkelerine bağlı pek çok milletvekili gerekli tepkiyi verecek mi merak ediyoruz. Kıbrıs'ı Türkiye'den hiçbir organ koparamaz" diye konuştu.

"BAKANIN MAHALLESİNDE BİLE HIRSIZLIK YAŞANIYOR"
ANAP Yozgat Milletvekili Mehmet Erdemir de konuşmasına, "Bu ülkede kimse kültürel kimliğinden rahatsız değildir" diyerek başladı. Kimsenin kimseyi aldatmamasını, maalesef işlerin iyi gitmediğini belirten Erdemir, "Tek başına ama çaresiz bir iktidar var. O iktidar ki millet ona umut bağlamış ama o umutları yok etmiştir. Fakirlerin değil zenginlerin baronların hükümeti olmuştur. Hükümet, yolsuzluklara yeni yollar açmıştır. Milletin dertlerine derman olmamış, çözüm yerine mazeret üretmiştir.

Türkiye'de zengin daha zengin fakiri daha fakir yapmıştır. Tüyü bitmemiş yetim hakkına el uzatılmasına göz yummuştur. Alt kimlik üst kimlik safsatalarıyla birliğin parça parça edilmesine izin vermişlerdir. Bu ülkede çözümsüzlük hiçbir zaman çözüm olmayacaktır. Çözemeyenler bir gün geldikleri gibi gidecektir" şeklinde konuştu. ANAP Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş da, İçişleri Bakanı Aksu ile aynı mahallede oturduklarını ve orada bile sıkça hırsızlık yaşandığını belirtti. Sarıbaş, "Bugün her sokakta hırsız var, bakanla aynı mahallede oturuyoruz. 5 tane kadın bir haftada 10 kişiyi soydu. Mezhep tartışmasının bu ülkeye sağlayacağı yarar yok bunlarız artık tartışmayalım bu meclisin konusu değil bunlar" dedi.

Diyanet bütçesinin görüşüldüğü pazar günü Aleviler'in Müslüman olmadığını söylediği iddiası sürekli gündeme gelince, konuyu açıklamak için kürsüye gelen AKP Sinop Milletvekili Cahit, "Alevi kardeşlerimizle ilgili 'Aleviler dinsizdir' ifadem yok. Alevilerin dininin İslam olduğunu Türk milletinin her ferdi bilmektedir. Üç senedir oturduğum Birlik Mahallesi'ndeki komşum Alevi'dir. Yaz tatilinde 3 ay evin anahtarını o kardeşimize veririm. Alevi vatandaşlarımız bizim kardeşimizdir. Hiç kimse başka yere çekmesin" diye konuştu.

Bütçenin lehine konuşan AKP Muş Milletvekili Seracettin Karayağız ise, "Anadolu öğretmensizlikten kırılırken öğretmen adayları başörtüsü yüzünden okullardan uzaklaştırıldılar" diyerek başladığı konuşmasında, köy enstitülerinin başına gelen şeyin bugün imam hatip liseleri için söz konusu olduğunu savundu. Karayağız, konuşmasında, "Üniversite sınavında birincilik alan İHL'liler takdir beklerken katsayıyla mağdur edildi. Daha önce köy enstitülerin başına gelen, 28 Şubat sonrasında İHL'lilerin başına geldi. Sanırım daha önce bir partinin arka bahçesi görülen enstitüler ekonomiye büyük katkılar sağlarken baltalandılar" dedi. Orhan Pamuk konusuna da değinen Karayağız, "Avrupa sözde ermeni soykırımına destek veren Orhan Pamuk'a destek veriyor, ne adına, düşünce özgürlüğü adına. Aynı destek niye Halaçoğlu'na verilmiyor? Fransa, kendi üniversitelerindeki başörtüsü yasağına müdahale etmezken neden Türkiye'deki başörtüsü yasağını destekliyor? Türkiye'ye gelir gelmez Diyarbakır'a uçan mösyö ve madamlar o bölge halkını çok sevselerdi dünyanın birçok yerine akıttıkları dolarları, euroları bu bölgeye de akıtırlardı" diye konuştu.

Karayağız, "İnsanımızın mutluluğunu ve birliğini sağlayacak tüm insani haklarını vermeliyiz ki herkes 'bu ülke benim' desin. Mozaik değil kaya olsun granit olsun.

Topluma sıkıntı veren yasaklar bir gün mutlaka kaldırılacaktır" şeklinde konuştu.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler