Bediüzzaman Said Nursi'nin talebesi olan Said Özdemir vefat etti

Bediüzzaman Said Nursi'nin yakın talebelerinden Said Özdemir hayatını kaybetti. Bediüzzaman'ın kitaplarını ilk kez matbaada yayınlatan 86 yaşındaki Said Özdemir sabah saatlerinde yaşamını yitirdi. Hafta başında zatürre ve böbrek rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Said Özdemir diyalize de girmeye başlamıştı. Özdemir, uygulanan tedaviye cevap vermeyince sabaha karşı hayatını kaybetti. Said Özdemir'in cenazesi, yarın öğle namazına müteakip Ankara'da Hacı Bayram Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek.

Eşi de 10 gün önce vefat etti

86 yaşında olan Said Özdemir ağabeyin eşi Rahime Özdemir de 16 Şubat'ta vefat etmişti.

SAİD ÖZDEMİR KİMDİR?

Said Özdemir 1927 yılında Siirt’in Tillo ilçesinde dünyaya geldi. 5 yaşında iken annesi vefat eden Said Özdemir bundan sonra dede ve ninesinin yanında büyümeye başladı. Yaşadığı bölge ve ailesinin Arap kökenli olmasından dolayı ana dili Arapça olan Özdemir Türkçeyi ancak Ankara’ya gelince öğrendi. Babası Ankara Orman Müdürlüğü’nde çalıştığı için onlardan önce Ankara’ya geldi. Ankara’da yalnız bulunan babası çocukları ve ailesinin de yanında olmasını istedi ve akrabaları Zeki Ökten’in Ankara’ya geleceğini haber alınca çocuklarını da getirmesini söyledi. Böylece 1938 yılında, 11 yaşında iken Ankara'ya geldi. 11 yaşlarında Ankara’ya gelen Özdemir 6 aylık eğitimin ardından Türkçe öğrendi. Ancak o zaman okula gidebildi ve okula üçüncü sınıftan başlamaya hak kazandı.

İlkokulu İsmet Paşa Mahallesi’ndeki İsmet Paşa İlkokulu’nda bitiren Said Özdemir, Ortaokulu da taş mektep denilen bu günkü Hacettepe Üniversitesi’nin binasında eğitimine devam etti. Ortaokulu da başarılı bitiren Özdemir Ankara Gazi Lisesi’ne başladı. Liseli yıllarında İslami ilimlere ilgisi artan Said Özdemir Gazi Lisesi’ni birincilikle bitirdikten sonra, sınavsız olarak İstanbul Teknik Üniversitesi Yüksek Makine Mühendisliği Bölümü’ne girdi.

İslami ilimlere merakı gittikçe artan Özdemir kitaplar okuyarak, Sultanahmet Cami’sindeki meşhur vaizleri dinleyerek kendini yetiştirmeye çalıştı. 2 yıl bu bölümde okuduktan sonra üniversite eğitimini yarıda bırakan Said Özdemir Diyanet İşleri Başkanlığı’na başvuru yaptı. Said Özdemir bu dönemde Risaleler’le tanıştı. Said Nursî’nin talebelerinden ve o zamanlar Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde okuyan Abdullah Yeğin’le tanıştı. Özdemir, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda “Ankara gezici vaiz”liği ve muhtelif vazifeler yapan ve emekli olduktan sonra Ankara’da Risale-i Nur hizmetleri yapan Said Özdemir, sahip olduğu İhlas Nur Neşriyat ve aynı adı taşıyan internet sitesiyle Risale-i Nur neşriyatına devam etmişti.

NUR CEMAATİ

Nurculuk, Said Nursî'nin risalelerinde açıkladığı fikirlerine dayanan, 20. yüzyıl başlarında doğan İslâmî hareket. Said Nursî kendisini izleyen talebelerini ifade etmek için Nur Talebeleri ve Nurcu kelimelerini kullanmıştır. Mensupları Said Nursî'nin risalelerinde yazdığı fikirlerine ve dünya görüşüne uyarlar, itikâdi ve fıkhi bakımdan Sünnî İslâm'a bağlıdırlar. Nur Cemaati, birtakım ritüellere sahip olmakla birlikte tasavvuf tarikatı değildir. Farklı gruplardan oluşan cemaatin ana uygulamaları Osmanlıca ile yazılan Risale-i Nur'ların okunması, anlaşılması, yorumlanması ve çoğaltılıp insanlara ulaştırılmasıdır. Diğer kurum ve çalışmalar bu amaca hizmet etmek için yapılan faaliyetler olarak değerlendirilir.

Said Nursi tarafından yazılan 130 kısım ve yaklaşık 6000 sayfadan oluşan Nur Risaleleri'ni okuyan ve Risale-i Nur hizmetini birinci önceliği olarak kabul eden kişilere Nurcu (Nur Talebesi) denilmektedir. Tasavvuf tarikatlarında olduğu gibi şeyhten el alma, şeyhin postuna oturmanın olmadığı, bir şeyhin mutlak hakimiyeti yerine şûraya, kararların danışmayla alınmasına önem verilir. Tarikatlardaki şeyhe mutlak bağlılık akîdesi yerine Risale-i Nur Külliyatındaki düsturlara ve meşveret kararlarına uyulması esas alınır. Nur Risaleleri'ndeki konuların başkalarına anlatılması ve eserlerde bahsedilen düsturlara uyulmasıyla ortaya çıkan yöntemlere ise Hizmet denilmektedir. Bu açılardan klasik tarikat bünyesinden farklılıklar gösterirler. Nurculuk aslında bir tarikat olmaktan çok bir tefsir ekolüdür.