Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, demokratikleşme sürecindeki çalışmaları Çözüm Süreci ile değerlendirmenin yanlış olacağını belirterek, “Demokratikleşme çalışmalarımız, bu süreçle değerlendirilirse yanlış olur. Çünkü biz demokratikleşmeyi sadece bir bölgede yaşayan insanlarımız için değil, 76 milyon için bütün bölgeler için vatandaşlarımız için yapıyoruz.” dedi.MÜSİAD heyetini Başbakanlık’ta ağırlayan Bozdağ, heyetle yaptığı görüşmelerin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, dün yaptıkları toplantıda, Çözüm Süreci ile ilgili hangi kararları aldıklarını ve süreçle alakalı gelinen aşamayı nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Bozdağ, “Süreçle ilgili attığımız tüm adımları, demokratikleşme anlayışıyla attık. Bundan sonra demokratikleşme konusunda daha ileri adımları atma noktasında kararlıyız. Toplumun her kesimini kucaklayan ve olumlu cevapları alacak adımları atmak zaten hükümetimizin vazifesidir.” şeklinde cevap verdi. Bozdağ, konuşmasında, demokratikleşmenin, hükümetin kurulduğu günden beri gündeminde olduğunu söyledi. Anayasada yapılan değişikliklere bakıldığında önemli adımların atıldığını ifade eden Bozdağ, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruların önünü açarak, insan hakları mahkemesine dönüştürdüklerini belirtti. Kamunun, idari işlemlerden doğan durumlarının Meclis adına denetlenmesi için ombudsmanlığın önünü açtıklarını ifade eden Bozdağ, “Pek çok tarihi adımı attık. Demokratikleşme konusunda atılan adımlar bugün Türkiye’de atılan adımlar, daha özgün daha fazla hukukun üstünlüğüne önem verilmesini sağlamıştır. Bizden önce 24 saat yayın yapan Kürtçe bir televizyon yoktu. Şimdi devlet kanalı var. Özel televizyon ve radyolar var. Seçim propagandalarını herkese istediği dilde yapma imkânı getirdik. Savunmada herkese istediği dilde savunma imkânı getirdik. Cezaevlerinde insanların hangi dili kullanılmasını istiyorsa onu kullanılmasının önünü açtık. Okullarda Kürtçe’nin seçmeli ders olarak okutulmasını sağlayan imkânlar sunduk. Bunlar, Çözüm Süreci nedeni ile yapılmış konular değil. Bunlar, Türkiye’nin hayrına olduğuna inandığımız için yaptığımız işlerdir." şeklinde konuştu.Bozdağ, terörün sadece Türkiye’de eylemleri ile gündeme geldiğine de dikkat çekerek, öte yandan ekonomik boyutu ile de teröre bakmak gerektiğini söyledi. Gayri resmi rakamlara göre; terörle mücadeleye 400 milyar dolar para harcandığını ifade eden Bozdağ, bunun trilyonca dolar olduğuna inandığını dile getirdi. Bozdağ, terörle mücadelede Türkiye’nin harcadığı bu kaynakların, ekonominin güçlendirilmesi, altyapının güçlendirilmesi, istihdamın artırılması ve benzeri konularda harcama imkânına kavuşturulmuş olsaydı, Türkiye’nin ekonomik olarak güçlenmesi ve bulunduğu yerden daha ile gitmesinin kaçınılmaz olacağını kaydetti. “SÜREÇTEN RAHATSIZ OLANLAR VAR”Türkiye’de terörün bittiği bir ortamda herkese önemli kazanımlar sağlayacağını anlatan Bozdağ, şöyle konuştu: “Çözüm Süreci’ni de milletimizin hayrına olduğu için başlattık ve devam ediyor. İnşallah başarı ile de neticelenecektir. Türkiye’nin aleyhine en ufak bir durum olmamıştır. Zaten biz olmasına da izin vermeyiz. Silahlar sustu kötü mü oldu. Terör örgütü mensupları dışarı çıktılar. Kaçırılmış kamu görevlileri ailelerine kavuştu. Kötü mü oldu. Akil insanlar çıktı insanların neler hissettiğini öğrendiler. Türkiye bundan bir şey mi kaybetti. Bunların hepsi iyi şeylerdir. Bunlar Türkiye’nin hayrına şeylerdir. Bunlar Türkiye’nin aleyhine olmuş derse, benim diyecek bir şeyim yok. Bundan sonra da hükümetimiz, sürecin başarıya ulaşması için gerekli hassasiyeti gösterecektir. Bu süreçten rahatsız olanlar ve başarısız olmasını isteyenler var. Yeniden çatışmacı bir ortamın egemen olmasını isteyenler var. Onların kim olduğunu herkes biliyor. Kandan, kanın durmasından rahatsızlar. İnşallah, onların arzu ettiği bir ortam Türkiye’de bundan sonraki süreçte olmayacaktır.”"KILIÇDAROĞLU'NUN BAHSETTİĞİ RAPORLARIN GERÇEKLERLE ALAKASI YOKTUR" Bekir Bozdağ, başka bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Tutuklu Gazeteciler Raporu'nu basına açıklamasını ve "Türkiye basın özgürlüğünde 105 yıl geriye gitti" şeklindeki sözlerini hatırlatması üzerine yaptığı değerlendirmede, "Bu rapor, yeni bir rapor değil. Esasında daha eski raporların adeta bir tekrarı şeklindedir. Bu raporlar gerçeği yansıtmıyor. Bunların büyük bir kısmının gerçeklerle alakası yoktur. Tutuklu gazeteciler ise gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklu değil." diye ifade etti. Türkiye'de yazı yazdığı için yorum yaptığı için tutuklanan gazeteci bulunmadığını söyleyen Bozdağ, "Gazeteci sıfatı taşıyan kişiler, herhangi bir suç işlediği zaman devletin 'bu gazetecidir' deme imkanı var mı?" diye sordu. Bir de örnek veren Bozdağ, "Bilim insanı suç işlediği zaman bu saygın bir bilim insanıdır, biz bununla ilgili herhangi bir soruşturma başlatmayalım diyebilir misiniz?" diye konuştu. "Molotof atan bir gazeteciyse bununla ilgili bir işlem yapılamayacak mı?" diye soran Bozdağ, tutuklu olduğu söylenen gazeteciler içinde karakol basan, polis öldüren kişiler bulunduğunu kaydetti. "Gazetecilik faaliyetinden dolayı bugün Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü benim bildiğim kadarıyla bulunmamaktadır." ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise gerçek olmayan raporlarla Türkiye'yi karalamasını talihsizlik olarak gördüğünü söyleyen Bozdağ, "Hukuk devletinde kim suç işliyorsa, sıfatı, makamı, mevkii ne olursa olsun ona uygulanan usül diğerlerine uygulanan usülle aynı değilse, orada hukuktan bahsetmek mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz