Bel fıtığı hastalığıyla ilgili açıklamalarda bulunarak bel fıtığı belirtilerine değinen Op. Dr. Murat Ateş, "Bel fıtığı toplumumuzda çok karşılaşılan bir hastalık; ama her bel ağrısının bel fıtığı olmadığını bilmemiz gerekiyor. Bel ağrılarının yalnızca yüzde 5'lik bir kısmı bel fıtığı olarak adlandırılabilir. Bu da MR ve tetkiklerle ortaya çıkarılabilir. Özellikle kış aylarında, kayıp düşme veya ağır iş kollarında çalışan insanlarımızda bel fıtığının daha çok görülmeye başlanması, günlük hayat şartlarının zorlaşmasından kaynaklanıyor. Hastalarda bel ağrısı neticesinde bize geldikleri zaman yapılan tetkikler sonrasında bel fıtığı teşhisi konan hastalarda, bel fıtığı içerisinde cerrahi gereken kısımla gerekmeyen kısmı ayırt etmek çok önemli" diye konuştu.
Bel fıtığının oluşturabileceği risklere değinen Ateş, "Çeşitli derecelerde bel fıtıkları var. Dördüncü derece fıtıkları, patlamış fıtık olarak tabir ederiz. Bu derece fıtıklara mutlaka ameliyat öneririz. Çünkü bu kıkırdak parçası dışarı çıktığı zaman karşısında siniri bulur ve sinire baskı yapar. Hasta da mevcut yaşamış olduğu ağrılardan, daha şiddetli bir ağrıyla karşımıza gelir. Bu fıtık parçasını gördüğümüz zaman hastaya direkt cerrahi müdahaleyi öneririz. Yoksa bu fıtık parçası sinire vurup hasar verdiği esnada felç meydana gelebilir. Felç olduktan sonra ilk 24 saat içerisinde müdahale etmezsek tekrar geri dönüşü yok. Bel fıtığı basite alınabilecek bir hastalık değil. Patlamış bel fıtığı sinire zarar verdiği anda bunun geri dönüşü yok. Hatta çok nadir de görülse, idrar kaçırma veya erkeklerde erkeklik problemi dahi görülebilir. Tabii ki bel fıtığını ciddiye almalıyız. Bunların da ilk belirtisi tabii ki ağrının şiddetli olması, yani hasta ‘böyle bir ağrı görmedim çok şiddetli bir ağrı var’ dediği anda hastaneye tedavi için gelmelidir” ifadelerini kullandı.
DHA