Eğer cerrahi müdahale yapılmaz ve sinire bası devam ederse hastada idrarını tutamama, seksüel gücün kaybı, ayaklarda felç gibi sorunlar gelişebilir. Maalesef halk arasında ameliyat olursam sakat kalırım, uzun süre yataktan kalkamam, korse takmak zorunda kalırım veya fıtığım tekrarlar, tekrar ameliyat olurum gibi inanışlar mevcuttur. Ancak Mikrocerrahi sayesinde bu tip korkulara gerek kalmamıştır.
Ameliyat gerektiren durumlar ve gerektirmeyen durumlardaki tedavi seçenekleri aşağıda özetlenmektedir:
Hangi durumlarda ameliyat edilir ?
- Fıtık parçasının koparak serbest parça haline gelmesi
- Şiddetli bacak ağrısı, yürüyememe
- Bacakta, ayakta güç kaybı
- Cinsel gücün kaybı
Hangi durumlarda önce diğer tedavi yöntemleri denenebilir ?
- Sadece bel ağrısı
- Sadece ağrı ve uyuşukluk
- MR'da sinirin net olarak görülmesi
Mikrocerrahi nedir?
Yaklaşık altmış yıldır uygulanmakta olan klasik bel fıtığı ameliyatları sonucu hastaların tam olarak iyileşememeleri, uzun süre ağrı çekmeleri, işlerine geç dönmeleri cerrahları bu konuda arayışlara yöneltmiştir ve yirmi iki yıl önce Caspar ve Yaşargil tarafından mikrodiskektomi metodu bulunmuştur. Mikrodiskektomi hastaların ayağa kalkış ve işlerine dönüş süreçlerini kısaltmış, fakat özel eğitim, özel mikroskop ve özel aletler gerektirdiğinden arzu edilen düzeyde yaygınlaşamamıştır. Bu nedenle halk arasında bel fıtığı ameliyatından sonra sakat kalırım, normale dönemem korkusu oldukça yaygın bir şekilde devam etmektedir.
Bel fıtığında uygulanan mikrocerrahi metoduyla hastalar ameliyat olduktan iki saat sonra ayağa kalkıp yürümekte ve aynı gün evlerine gidebilmektedirler. Bu metot sayesinde sadece bir buçuk-iki santimlik bir kesi yapılmakta ve ameliyat sonrası cilt yüzeyine dikiş konmamaktadır.
Ameliyatın gelişmiş mikroskoplar altında yapılması ameliyat bölgesindeki sinirlerin yüzde 25 veya 40 büyütmeyle görülmesini, böylece sinirlere hasar verme riskini sıfıra indirmeyi sağlamaktadır. Halen bu metotla bel fıtığı ameliyatları korkulu rüya olmaktan çıkmış, bel fıtığı olan hastaların hastalıkları nedeniyle üzüntüye kapılmalarını önlenmiştir. Hastalar ameliyat oldukları gün taburcu olabilmekte, bir hafta içinde de normal yaşantılarına dönebilmektedirler.
Bazı hastalar ise ameliyattan değil narkoz almaktan korkmaktadırlar. Birçoğunda uyuyup bir daha uyanamama korkusu vardır. Epidural anestezinin bel fıtığı ameliyatlarında da kullanılması ile bu korku ortadan kaldırılmış, artık bel fıtığı ameliyatları konuşa konuşa yapılır hale gelmiştir. Hastalar ameliyat sırasında rahatlıkla sohbet eder, şarkı söyleyebilir, ameliyat sırasında yakınlarını arayabilir hale gelmişlerdir.
Diğer cerrahi metotları nelerdir?
Daha önceleri uygulanan lazerle belfıtığı ameliyatları, perkütanöz endoskopik diskektomi denilen ayaktan tedavi metotları ve kemonükleozis denilen ilaçla diskin eritilmesi metotları ancak istirahatla ve fizik tedaviyle iyi olabilecek hastalara fayda ettiğinden yavaş yavaş terk edilmektedir.
Bir çok hastalıkta da olduğu gibi bel fıtığından değil geç kalınmaktan korkulmalıdır. Amacımız ağrısız, hareket kısıtlılığı olmayan mutlu bir toplum yaratmaktır.
Hastaneye yatarken
- Size söylenilen ameliyat saatinden 6 - 8 saat önce herhangi bir şey yemeyiniz, sigara ve su içmeyiniz. ( Doktorunuz bu saati size özellikle belirtecektir.)
- Hastaneye gelirken rahat giysiler giyinin, en rahat terliğinizi getirin.
- Ameliyattan bir gün önce mutlaka banyo yapın.
- Hastaneye gelirken MR'ınızı ve diğer tüm tetkiklerinizi mutlaka yanınızda getiriniz.