Bel fıtığı, belde omurlar arasındaki kıkırdak dokuların geriye veya öne doğru yer değiştirmesiyle ortaya çıkan ağrılı bir hastalıktır. Genelde kıkırdak dokulara yük binmesi sonucu ortaya çıkmaktadır.
Ağır yük taşınırsa, biçimsiz bir pozisyonda bele yük binerse yani biçimsiz eğilerek yük kaldırılırsa bel fıtığı oluşur. Ağır iş yapan meslek gruplarında görülebildiği gibi, kadınlarda bel adelelerinin zayıf olması, hamilelikten sonra karın adelelerinin de zayıflaması nedeniyle bel fıtığı şikayetleri ortaya çıkabilir.
Çok ağır iş yapmak, gündelik hayatta fazlaca ağırlık kaldırmak bel fıtığının önemli nedenlerindendir. Bel adelelerini güçlü tutmak için, belli oranda egzersizler yaparak bel fıtığını önleme imkanı olabilmektedir."
Bel fıtığının en önemli belirtisi, kıkırdağın sinir dokusuna baskı yapmasıyla ortaya çıkan ağrıdır. Bu ağrı dayanılmaz şiddette bir ağrıdır ve ileri safhalarda ağrıyla birlikte görülen güçsüzlük ortaya çıkar. Bazı bel fıtıklarında ani olarak ortaya çıkan idrar problemleri de olmaktadır. Hasta idrarını yapamayabilir, ayakları felç olabilir ve yürüme güçlüğü olabilir. Bir de seviyesine göre çeşitli belirtiler verir. Mesela 4. ile 5. omurga arasındaki bir bel fıtığı, hastanın ayağının düşmesine neden olur. Yani ayakta bu sinire ait fonksiyon yüzde 100 kaybolmuştur. Bu çok ciddi bir durumdur. Genelde bu durumda ameliyat yapılsa bile belirti ortadan kaldırılamaz. Bu nedenle hastalar ağrı hissettiklerinde öncelikle bu işten anlayan bir beyin cerrahına görünebilirler. Ayakta hafif oranda bir güçsüzlük başlamışsa, hiç zaman kaybetmeden mutlaka beyin cerrahına görünmeleri lazım.
Biz muayene bulgusu olarak, refleks çekiciyle baktığımız reflekslerin kaybolduğunu görebiliriz. Bir de fıtığın bölgesine göre, sinirin dağıldığı yerde uyuşuklukla ortaya çıkan his azalması tespit etmekteyiz. Genelde ameliyattan sonra ağrı geçse bile hastaları en fazla rahatsız eden bulgulardan biridir. Hastalar ağrı geçtiği halde uyuşukluk kaldığını söyler. Ağrı olduğunda da bu uyuşukluk vardır, ama ağrı olduğu için uyuşukluğun farkına varılmaz. Bu da çok önemli bir bulgudur, muayeneyle tespit etmek mümkündür.
Bel fıtığını önlemede bir çok şeye dikkat etmek gerekir. İnsan ayaktayken bütün yük omurgaya ve bele binmektedir. Buraya binen yükün azaltılması birinci hedef olmalıdır. Şişmanlık, bel fıtığına neden olabilecek şeylerden en önemlisidir. Eğer fazla kilolarımız varsa onu normale indirebilmek için çaba sarf etmek lazımdır. Ayrıca gündelik hayatta beli zorlayıcı ve yük bindirici hareketlerden kaçınmalıdır. Bu hareketler çok yüksek ağırlıktaki şeyleri taşımak, biçimsiz bir şekilde kaldırmak biçiminde olabilir.
Bel fıtığını engelleyebilmek için, dizlerden kıvrılarak yere yaklaşıp ağırlığı tuttuktan sonra yukarı doğru kalkmakta yarar vardır. Yoksa biçimsiz bir şekilde öne doğru eğilip kaldırırsak, mutlaka bir bel fıtığına neden olabiliriz.
Bel fıtığı her zaman ameliyatlık değildir. Genelde beli, bacağı ağrıyan hastalara halk arasında bel fıtığı denmektedir. Bu hastaların yüzde 85'i ameliyat edilmez. Sadece yüzde 15'ini ameliyat etmek durumunda kalmaktayız. Yüzde 85'lik dilimde olan hastaları istirahat ettiriyoruz. Çünkü hasta ayakta olduğunda binen yük, sırtüstü yattığında yatağa binmektedir. Bu nedenle bele binen yük azalmaktadır. Vücut o sırada oluşan hasarı kendi mekanizmalarıyla tamir etme yolunu seçer.
Bel fıtığı tedavisinde ilacın gerçekte tedavi edici etkisi yoktur. İlaç ağrıyı azaltmaya, adele spazmını çözmeye ve hastanın rahat istirahat ederek iyileşmesine yardımcı olur.
Diğer bir yöntem de fizik tedavidir. Hastaya belli bir süre fizik tedavi yaparak, kıkırdak dokuda ve çevresindeki zarda oluşan hasarları tedavi etme imkanı sağlamış oluyoruz. Hastanın en az 10-15 gün yatak istirahatı yapması, bu arada da ağrılarını azaltmak üzere ilaç kullanması tedavisinin önemli bir basamağıdır.
Günümüzde bel fıtığı ameliyatı sıklıkla mikro cerrahi yöntemiyle yapılmaktadır. Mikro cerrahi, mikroskop altında sinir ve diğer dokuları aydınlık bir ortamda görerek, minimal bir açıklıktan bel fıtığını tedavi etme yöntemidir. Bu yöntemle, hastanın kıkırdak ve kemik dokularında bir pencere açılır. Pencereden içeri girilerek, sinir dokusu kenara çekilir, dışarı çıkmış kıkırdak doku bulunduğu yerden kaldırılarak sinire olan baskısı engellenmiş olur. Bunu endoskopik yöntemlerle de yapmak mümkündür ve bir çok merkezde sıklıkla yapılmaktadır. Bazen endoskopik yöntemle başarılı olunamayabilir, o zaman açık yöntem olan mikro cerrahiye geçmek mümkündür.
Bel fıtığı ameliyatı, yapılması zorunlu bir ameliyattır. O nedenle bir takım hastalara, sakıncalarına rağmen yapılmak zorunda kalınabilir. Mesela; erken dönem gebelikte anestezinin doğacak bebeğe olumsuz etkileri olabileceği için, bel fıtığı ameliyatından kaçınmakta yarar vardır. Ayrıca kan sulandırıcı ilaçlar alan hastalarda da, bel fıtığı ameliyatı büyük risk taşır. Bu tip hastalarda, kan sulandırıcı ilaçları belirli bir sürede sonlandırıp, pıhtılaşma mekanizmalarının sağlandığı dönemde ameliyat etmeyi tercih ediyoruz. Kanı sulandırılmış hastalarda pıhtı oluşması söz konusu olur ki, bu da hastanın felç olmasına kadar gidecek kötü bir tabloyu oluşturur. Bu nedenle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda, bel fıtığı ameliyatı ilaç kullanılan dönemde yapılmamaktadır.
Bel fıtığı ameliyatından sonra insanlar yaşamlarına dikkat etmek zorundadırlar. Bel fıtığı olmadan önce nelere dikkat etmek gerekiliyorsa, bel fıtığı ameliyatı olduktan sonra da onlara dikkat edilmelidir. Ağır kaldırılmamalıdır, kilo alınmamalıdır, biçimsiz hareketler yapılmamalıdır.
Bu üç önemli faktör, bel fıtığı olmak istenmiyorsa, hiç bel fıtığı olmamış insanlar için de geçerlidir. Bu açıdan dikkatli olmakta yarar vardır.