İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Kızların mehter takımında olması gurur verici. Biz çünkü hep erkek işi bilirdik. Ben de bir tuğcubaşıydım. Hocamıza çok teşekkür ediyorum böyle bir organizasyon yaptığı için.Aile ve sosyal politikalar bakanlığımızı ve çalışma arkadaşlarımızı, kadın çalışanlarımızı tebrik ediyor, teşekkür ediyorum. Sevgili gençler, çocuklar. Burada özellikle geçmişimizden bugüne sevgili peygamberimizden bir başlangıçla konuşmamı zenginleştirmek istiyorum.Çocukları çok fazla seven bir insan. Kendi çocukları erken yaşta vefat etmiş ve 4 kız babası olan bir insan. tabii birisi peygamber efendimize; "Siz çocukları öper misiniz" sorusu sorulduğunda, verilen cevap çok manidardır. "Allah senin kalbinden merhamet duygusunu almışsa ben ne yapabilirim" Yolculuğa çıkarken kızı Fatima'yı öper, geldiğinde de ilk Fatima'ya sarılıdır. 14 asır önce gelen bir ayetten önce kız çocukları diri diri gömülüyordu.
"KIZ ÇOCUKLARINI ERKEKLERDEN AYRI TUTANLAR ANNE BABALAR VAR"
İnsanlık dışı uygulamaya son verilirken, kadınların insan olup olmadığı tartışılıyor, kadınlar soyutlanıyordu. Bugün bile Müslüman olduğunu söyleyen ama kız çocuk doğduğunda fazla sevinmeyen, üzülen anne babalar var. Kız çocuklarını dışlayan aileler var.
Mesela mirası paylaşmama. Bu benim bölgemde Karadeniz'de de var. Mirası erkekler arasında paylaşan var. Kız çocuklarını erkeklerden ayrı tutan anne babalar var.
Kızların ve kadınların hala eski adetlerden eski geleneklerden dışlandığını görüyoruz Şu çok net ilkeyi altını çizerek hatırlatmak istiyorum. Kız çocuklarına ve kadınlara ayrımcılık cahiliye adetidir. Ayrımcı yaklaşım, özellikle şiddet vicdan dışıdır.
Bizim köklü aile yapımızda kadın ve erkek arasında ayrımcılık yoktur. İnsanlıktan nasibini almamıştır bu insanlar.
"BİR TEK POZİTİF AYRIMCILIĞA MÜSAADE EDERİZ"
Kim kadına yönelik şiddeti ve ayrımcılığı meşru göstermeye çalışıyorsa cahildir, insanlıktan nasibini almamıştır. Kız ve erkek çocukları arasında bir tek ayrımcılığa müsaade ederiz. O da pozitif ayrımcılıktır. 26 maddeyi değiştirdik.
Kız çocuklarımız ve kadınlarımıza her alanda öncelik veriyoruz. Bugün ülke olarak zaman zaman karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümü yine kendimizdedir. Sorunlarımıza yurtdışından çözüm ithal etmek zorunda değiliz. Bizler binlerce yıllık tarihin, devlet geleneği olan milletin fertleriyiz.
Biz takipçi değil, vagon değil önce olmak zorundayız. Takip edenler hep arkada kalırlar, tembelleşirler. Kendi öz tarihlerine bakıp çözüm ve formül üretmek yerine taklit edenler doku uyuşmazlığına maruz kalırlar. Kız çocuklarımızın veya hanım kardeşlerimizin sorunlarını çözerken kendi medeniyetimizi ölçü olarak alacağız. Bizim sorunlarımızı dışarıdan biri gelip çözmeyecek. Kız çocuklarımızın sorununu biz çözeceğiz. Hatta en başta kız çocuklarımız çözecek. Eğitim ilk adımdır ve en gerekli adımdır.
Eğitimle ne kadar buluşursak çözüm de o kadar sağlıklı olacaktır. Okutulmamış her kız çocuğu çok büyük kayıptır. Sadece ekonomik kayıp değil, istikbalin bir annesi olarak doğacak çocukları için de bir kayıptır. Bilenle bilmeyen annenin çocuğu aynı olamaz. Bir toplum sadece zengin olmakla değil, iyi bir eğitimle kalkınmış olur. Bizim kadın yada erkek eğitimli insanlara ihtiyacımız var. Birikimli anne, baba ve vatandaşlara ihtiyacımız var. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarırken sosyal gereksinimleri önemsedik. Lise mezunu olarak toplumda yer almasını istedik. Eğitim sorunlarını 4+4+4 diye çözüme ulaştırırken, kız çocuklarının eve hapis edileceklerini söylediler.
350 BİN KIZ ÇOCUĞUNU OKULA KAVUŞTURDUK
Eşimin başını çekmiş olduğu "Haydi Kızlar Okula" kampanyasıyla 350 bin kız çocuğunu okula kavuşturduk. Eğitimin önündeki ekonomik imkânsızlık engelini kaldırdık. Kız çocuklarımızı kayırdır. Ailelere yapılan eğitim yardımında erke çocuklarına 30 tl ödeme yaparken, kız çocuklarına 35 TL ödeme yapıyoruz.
Bu ödemeleri de babaya değil ha anneye yapıyoruz. Doğrusu çekiniyorum. Babaya yapsan uçup gidecek. Anneye yapıyoruz. Kızlarımızın okuması için 11 yıldır çok kapsamla bir mücadele veriyoruz. Ayrımcılığı ortadan kaldıracak gelişmeleri rekor seviyeye çıkaracağız. Bazı hususları çok açık konuşmamız gerekiyor. Kız çocuklarına yönelik ayrımcılık eğitimin önünde engel teşkil etti.
Ama bir başka engel daha vardı. Devletle vatandaş arasındaki bunalım. Devletle vatandaş arasında bir güven sorunu olduğu için, devletin kurumlarına soğuk baktığı için kızlarımız okuldan uzak tutuldu. Asık suratlı, sert devlet imajı vatandaşı devletten soğuttu. Bazı öğretmenlerimiz, okullarımız toplumun değerlerini anlayamadığı için okul ayrı yerde durdu, vatandaş ayrı yerde durdu.