HABER

" 'Ben Ermeni'yim diyene yazıklar olsun"

ANKARA (İHA) - MHP'den istifa ederek BBP'ye katılan Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek, Hrant Dink cinayetinden sonra "Hepimiz Ermeni'yiz" sloganları atanlara tepki göstererek, "Nasıl olur bir Müslüman-Türk 'Ben Ermeni'yim diyebilir. 'Ben Ermeni'yim diyen Ermeni'ye saygı duyarım, buna hiç bir itirazım yok, çünkü onun hakkıdır. Ama 'Ben Ermeni'yim' diyen Türk mankurttur. Yazıklar olsun" dedi.

BBP Genel Başkan Başdanışmanı görevine getirilen Zeybek, Avrupa Birliği'ne (AB) alternatif Türk Birliği (TB) önerisi yaptı ve "Türkiye karar verse hemen Azerbaycan ve Türkmenistan'da adı konulmamış bir federasyon haline gelebiliriz" iddiasında bulundu. Zeybek, Türkiye'nin Türk Birliği'ni kurmasını engellemek için AB ile oyalatıldığını öne sürdü. Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen tören ile MHP'den BBP'ye geçen ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun 'başdanışmanı' olarak göreve başlayan Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek, İHA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Türkiye'yi yasa boğan cinayetin ardından, "Hepimiz Ermeni'yiz" diye slogan atanları eleştiren Zeybek, "Yazıklar olsun. Nasıl olur bir Müslüman-Türk 'Ermeni'yim diyebilir. 'Ben Ermeni'yim diyen Ermeni'ye saygı duyarım, hiç bir itirazım yok, çünkü onun hakkıdır. Ama 'Ben Ermeni'yim' diyen Türk mankurttur. Yazıklar olsun. 50 bin kişi 70 milyon adına 'Hepimiz Ermeni'yiz' diyemez. Yanlış yapıyorlar. Türk'ün ayranını kabartıyorlar. Bu kabaran ayranın hangi seller meydana getireceği, hangi taşkınlıklara yol açacağı bilinerek yapılıyorsa tamam başarıyorlar. Ama bilmeden yapıyorlarsa yanlış yapıyorlar" diye konuştu.
Türkiye'de medyada sesleri çok çıkan, milli kültür, dil ve dinden kopuk, Türklüğü sevmeyen 'az bir kesimin' yaşadığını savunan Zeybek, şöyle devam etti: "Yani Türkiye'nin adı 'Beşeristan' olsa bunlar çok sevinecekler. Mevlana'da şöyle bir hikaye vardır. Bir at küçük bir çukura küçük abdestini yapmış, oraya bir saman çöpü düşmüş, saman çöpünün üzerine de bir sinek konmuş. Sonra bu sinek kendini kaptan-ı derya zannetmeye başlamış. Bunlar kendilerine bir alan oluşturmuşlar, konuşup duruyorlar. Geriye kalan milyonlarca insan sizin gibi düşünmüyor. Onların duygularını neden rencide ediyorsunuz. Bir milliyetçilik ve Türklük aleyhtarı almış başını gidiyor. Böyle olunca milli tepkiler istenmeyen noktalara gidiyor, toplumun huzuru bozuluyor. Bunları yapanlara biraz bilim, biraz bilinç, biraz da akıl tavsiye ediyoruz".

Zeybek, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun Hrant Dink'e yazdığı şiiri çok beğendiğini ifade ederek, "Bizim genel başkan çok ciddi bir şair. Şiir milliyetçi bir şiir, dostum Yazıcıoğlu güzel yazmış, ellerine sağlık" değerlendirmesi yaptı.

"TÜRKİYE AB ÜLKELERİNDEN DAHA ÖZGÜR BİR ÜLKE" Dink cinayetinin ardından 301. maddenin değiştirilmesi veya tamamen kaldırılması yönündeki görüşleri değerlendiren Namık Kemal Zeybek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütün ülkelerde 301. maddeler gibi maddeler vardır. 301. maddede düşüncü özgürlüğünü sınırlayan bir husus yoktur. Bu maddede aşağılama ve hakaret yasaklanmıştır. Maddeyi değiştirme özünden koparma anlamında ise doğru değildir. Siz bu maddeyi tamamen serbest bırakırsanız, toplumda nasıl sıkıntılar olacağını kestiremezsiniz. Toplum hayatı bir denge üzerine gider, yasalar da bu dengelerden biridir. Yasayı uygulayıcıların madde metnini çok açık olmayışından ötürü zaman zaman eleştiri amaçlı yazıları hakaret gibi algılayıp mahkemeye gidildiği söyleniyor. Gerçekten böyle bir şey varsa, maddenin özüne dokunulmadan değiştirilebilir. AB istediği için yasayı bu hale getirdik. AB Türkiye'de bu maddenin tamamen kaldırılmasını istiyorsa o halde bütün Avrupa ülkelerinde benzeri yasalar kaldırılsın. Avrupa'nın hiç bir ülkesi bu maddenin kaldırılmasını bizden isteme hakkına ve haddine sahip değildir. Biz özgürlükler konusunda Avrupa ülkelerinden çok daha ilerdeyiz. Fransa'da bırakın resmi yazışmalarda Fransızcadan gayri dili kullanmak, herhangi bir şekilde Fransızca olan sözcük yerine başka bir dilden sözcük kullanmak yasak. Ayrıca Fransa'da işyeri isimlerinin Fransızca olması şartı uygulanıyor".

"HEDEFİMİZ AB DEĞİL, TÜRK BİRLİĞİ OLMALIDIR" Zeybek, Müslüman bir ülke olduğu için AB'nin Türkiye'ye geçmişten beri sıcak bakmadığını, 'giriş süreci' palavralarıyla 'oyalama taktiği' uyguladığını söyledi. Zeybek, "Müslüman olduğumuz için AB bizi almak istemiyor. İki kere iki dört" ifadesini kullandı. Zeybek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü Avrupa ülkelerinin nüfusu yaşlanıyor, çocuk yapmıyorlar, ahlaksızlık kadın-kadına, erkek-erkeğe evlenme noktasına kadar geldi, kiliseler dahi bunu kabul eder hale geldi. Egoist, materyalist, sadece kendi ten zevkini düşünen bir toplum haline geldiler. Uyuşturucu ile baş edemez hale geldiler. Uyuşturucu kullananlar için gemiler tahsis ediyorlar, madde kullananları buraya toplayıp buralarda gözetim altında uyuşturucu almalarına izin veriyorlar. Çürümekte olan bir Avrupa ile karşı karşıyayız. 'Hristiyanız' diyorlar ama kiliseleri bomboş. Biz neye özeniyoruz, işte Avrupa birliği bu. Bizim hedefimiz AB değil Türk Birliği olmalıdır. Türkiye karar verse hemen Azerbaycan ve Türkmenistan'da adı konulmamış bir federasyon haline gelebiliriz. 1992'de Türk Birliği kurulması için bir çalışma yaptık. Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan kabul etti, Türkmenistan kabul etti, Kazakistan'ın cumhurbaşkanı yoktu. 1994 yılındaki hükümet değişikliği ile Türkiye Türk dünyasına sırtını döndü ve bütün dikkatini AB giriş sürecine yöneltti. Zaten Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinin başlatılmasının temel amaçlarından biri Türkiye'nin Türk Birliği'ne yönelmesini engellemekti. Bizim Avrupalıların hayal bile edemediği kültür ve inanç birliğimiz vardır".

"TÜRKİYE ÜRETTİĞİ MALLARI BU COĞRAFYAYA SATABİLİR" Namık Kemal Zeybek, Türkiye'nin bir an önce AB konusunu gündeminden çıkarıp, Türk Birliği'ne yoğunlaşması gerektiğini savunarak, bunun için gerekli adımların vakit geçirilmeden atılması gerektiğini belirtti. Zeybek, kurulmasını ısrarla savunduğu Türk Birliği'nin yararlarını ise şöyle dile getirdi: "Türkiye derhal öncelikle Azerbaycan'la her türlü ilişkilerde yoğun anlaşmalar yaparak birlikte olmalıdır. Azerbaycan ile Gümrük Birliği hemen kurulmalıdır. Avrupalılar buna izin vermediği için biz bunu yapamıyoruz ama yapmalıyız. Türk Birliği 1992 yılına kadar romantizmdi ama romantizmde gerekli. Çünkü romantizm dönemi hazırlık dönemidir, sonra realizm dönemi gelir. Şu anda realizm döneminin vakti gelmiştir, geçiyor bile. Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan ve KKTC olmak üzere 7 bağımsız cumhuriyetimiz var. Dil ve din birliğimiz var. Güneydeki Çinli'ler ile kuzeydeki Çinli'ler birbirini tek kelime anlamıyor. Oysa Köstence'den Kaçkar'a herkes birbirini anlıyor. Dilimiz bir, dinimiz bir ve ciddi bir mezhep ayırımı da yok. Türkiye ürettiği malları o coğrafyaya satabilir, o bölgede de bu malları satın alacak servetler var. Dünyanın en zengin altın madenleri Özbekistan'da, dünyanın en zengin doğalgaz birikimi Türkmenistan'da, Azerbaycan muazzam bir petrol birikimine sahip ülke, Kazakistan'da istemediğin kadar yeraltı zenginliği var. Kırgızistan yoksul bir ülke ama orada da Tanrı Dağları'nın eteklerinde altın madenleri var. Bir çoğu işletmeye açılmadı, açılanları ise Kanadalılar geldi ve onlar bunu yapıyor. Bu birlik, Türk kültürüne yeni bir yeniden doğuş getirir, hem de bütün ülkelere zenginlik getirir. Bunu yapmazsak ne olur Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev'in dediği gibi, yeni bir emperyalizm gelir, topraklarımıza el koyar, yeraltı kaynaklarımızı sömürür ve bizi de kul yapar. Ya birleşeceğiz ya da kul olacağız".

En Çok Aranan Haberler