Çorum Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu, Samanyolu Haber televizyonunda Asım Yıldırım’ın sunduğu ‘Güncel Durum’ programına katıldı.
Uslu, 28 Şubat sürecine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak, “28 Şubat denince doğal olarak dönemim başbakanı merhum Necmettin Erbakan ve yardımcısı Tansu Çiller’i anımsamamak mümkün değil.
O dönemde iktidardaydılar ve iktidarı yıkmak için birçok yerde senaryolar hazırlanıyor hatta uygulamaya konuluyordu.
Nitekim bugün o senaryolardan bir tanesi yani, 28 Şubat öncesi Sincan’da tankları yürütenler tutuklandılar. Bunu son derece önemli ve anlamlı görüyorum ve özellikle geçmişle yüzleşmek adına da önemli bir kilometre taşı olarak değerlendirmek mümkün.
Türkiye’yi 28 Şubat sürecine götüren bütün olayların birçoğunu o günlerde yaşadım. Nitekim bende hem sendikacı olarak hem de birey, yurttaş olarak mağdurlarındanım.
Elbette bir hesaplaşma olmalı. Ama bu hesaplaşmadan yaşı 70 – 80’ne dayanmış insanları mahkûm etmek şeklinde hesaplaşmadan kasıt devr-i sabık yaratmaktan ziyade bundan böyle kimse devleti, büyük millet meclisini, hükümeti beğenip beğenmeme, ele geçirme, toplumun değer yargılarından hoşlanmama, bunlarla çatışmak gibi herhangi bir düzmece senaryo içerisine girmesin. Herhangi bir hevese kapılmasın diyedir. Bence bu yargılama süreci devam etmelidir. Bakın o tarihlerde çıkartılmış gazetelerden bir tanesindeki manipülasyonu göstermek istiyorum.
“Adil düzen sendikacıların mal varlıkları yayınlandı. 16.12.1995 tarihinde yayınlanmıştır. Yani Türkiye’yi 28 Şubat’a götüren sürecin başlangıcıdır.
Gazetede; Çorum Alaca’da bana ait tripleks bir villa böyle bir villa yok. Rahmetli babacığım işçi emeklisiydi kendisinin yaptığı 2 katlı bir evimiz var. Ama tripleks villa değildir. Ankara Etlik’te dubleks villa, Etlik’te böyle bir villam hiç olmadı. Ankara Eskişehir yolu üzerinde tripleks villa, böyle bir villamda olmadı. Hele bu tarihte hiç yok sadece1991 de başlayıp 2004 te biten bir kooperatife üyeliğim var.
Yeşilovacık’ta villa arsası var denildi, böyle bir şey yok. Aslında bunlar bal gibi dezenformasyondu. Sonra Alaca’da babama ait evi Nisan 1996 yılında kundakladılar. Dolayısıyla biz hedef gösterildik. Evimiz kundaklandı. Yangın çıkartıldı. Faili olarak da bir polis memurunun çocuğu bulundu. Halk tanıyor, biliyor ama polis bilemiyordu. Birde ceza ehliyeti olmayan akıl hastanesinde yatmış bir başkası bulundu. Şuanda Alaca da Sivil Toplum Örgütlerinde bulunan bir arkadaşımız evi kundaklayanların bunlar olduğunu, arkasında kimlerin olup – olmadığını bilmediğini bizzat kendisi bana söyledi.
Benim ilgilileri uyarmama rağmen harekete geçmediler. O polis bulunamadı. Çocuğu bulunamadı. Bütün bu düzmece senaryolar, olaylar Türkiye’yi 28 Şubat sürecine götürdü. 12 Eylül’de, 12 Mart’ta böyle olmuştur.
Bütün darbe ve muhtıraların arkasında toplumda korku, kaos, kriz yaratma, krizi derinleştirme, faili meçhuller, dezenformasyon vardı ve bu dezenformasyon sayesinde 28 Şubat kendisine bir meşruiyet zemini oluşturmaya çalıştı.
Oysa bugün kaderin cilvesine bakın ki bütün bu dezenformasyonun topluma yayıldığı merkez öncelikle Ankara Radyoevidir. Radyoevinin karşısındaki adliyede de siyaset mühendisliği yapanlar, uygulayanlar bir bir hesap veriyorlar.” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz