*MAÇIN CANLI ANLATIMI İÇİN TIKLAYINIZ
ŞANSAL BÜYÜKA - MİLLİYET
Galatasaray kaptanı penaltı atışına “yuhlar“ altında geldi. Tribünleri dolduran taraftarlar bir karar vermeli. 30 saniye önce “yuh“, otuz saniye sonra alkış. Kaldı ki Galatasaray bu sezon için, bu maçın ilk yarısı için, geride kalan maçlar için “yuh“u haketmiş olabilir. Ama Başakşehir maçının ikinci yarısında bu “yuh“ları hakettiğini düşünmüyorum.
Galatasaray’ın UEFA‘nın bir yıllık cezasından sonra bu sezon ya ligden, ya kupadan kendini Avrupa’ya atma zorunluluğu doğdu. Galatasaray kalan maçlarını, Başakşehir‘in ikinci yarısı gibi duygulu ve coşkulu oynar, savunmasını da toparlayabilirse bunu başarır. Ama ilk yarıdaki oyun Galatasaray‘ı hayal kırıklığından başka yere götürmez.
Galatasaray‘ın hoca adaylarına bakıyorum, okuyorum. Gündemdeki isimlerin, gidenlerden eksiği var, bir gram fazlası yok... Galatasaray‘da değişmesi gerekenler değişmedikçe, üç ayda bir daha çok hoca değişir.
HAKAN ÜNSAL - HÜRRİYET
Sezon başından beri yok sayılan, oynamaması için her şey yapılan, göndermek için özel uğraşılan Sabri bugün takımın en iyi oyuncularından biri. G.Saray’ın en çok ihtiyaç duyduğu, duruma isyan etme ve kabullenmemeyi, mücadelesi, temposu ve oyunu ile sahaya koyan Sabri aranan adam haline geldi. Maçın ilk yarısında G.Saray’da, sahada iyi işler yapan kimse yoktu.
İlk yarı Podolski’nin varlığı şüpheli, Sneijder’in oyunu git gelli, Selçuk’un durumu orta halliydi. Cenk’in elleri topu filelere attı, Umut’un hali kayıptı, defans ise, ‘yok artık’ dedirtti. G.Saray 2. yarıya, yeni oyuna giren Semih ve maça yeni başlayan Yasin’le döndü.
Galatasaray, ilk yarısını kötü oynadığı, ikinci yarısını Yasin ve son dakika golüyle kurtardığı bir maç oynadı. Rakip, ilk yarıdaki sonuç, taraftar protestosu derken alınan sonuç kötü değil... Bu sezon yaşanılanlardan sonra kaybetmemek bile artı yazıyor artık...
ÖMER ÜRÜNDÜL - SABAH
Galatasaraylı futbolcular dün takım halinde çok koştular. İkinci yarıdaki futbolları da çok iyiydi. Sneijder, Yasin, Emre ve ikinci yarıda Olcan, öne çıkan isimlerdi. Eğer Podolski aşırı formsuz olmasaydı, bilhassa ters ayaklı Uğur Uçar sakatlanan arkadaşının yerine yer aldığında bu bölgeden yararlanabilirdi.
SERHAT ULUEREN - VATAN
Umut’un, Selçuk’un yerinde olsam yönetimden, olmadı teknik kadromdan sezon sonuna kadar affımı isterdim. Yani “beni kadro dışı bırakın veya izin verin kafamı dinlemek istiyorum” derdim. İşte dün olduğu gibi oynamaya devam ederlerse seyirci de her maç tepki koymaya devam eder. Bu ikiliyle G.Saray resmen sahada 9 kişi oynuyor. Katkılarından çok zararları var. Bir de Umut’a güvenip sağdan soldan orta yapmazlar mı? Sanırsın ki Lewandowski oynuyor G.Saray’da…
UEFA’dan gelen 1 yıllık men cezası sonrası G.Saray fırsatları harcamaya devam ediyor. Aslında biraz asılsalar ve UEFA vizesi alsalar yırtacaklar ama takım da ne ruh kalmış, ne enerji. Dün için tek artı, 2. yarıdaki Yasin ve Emre’nin etkili futbollarıydı. İşte bu ikiliye birkaç kişi daha katılırsa belki F.Bahçe’yi yenip en azından sezonu kurtarırlar.
LEVENT TÜZEMEN - TAKVİM
Futbolda atan ile tutanın ne kadar önemli olduğuna bir kez daha tanık olduk. Gol atamayan Umut ile top tutamayan kaleci Cenk'li Galatasaray takımı soyunma odasına 2-0 geride girdiği maçı eğer ikinci yarı döndürebiliyorsa bu taraftarın eseridir.
Tribünlerin, "Çıkarın formayı çıplak oynayın.. Yönetim istifa" şeklinde protestosu olmasaydı Galatasaraylı oyuncuların ikinci yarıdaki yürekli, istekli, mücadele gücü yüksek, tekmeye kafa sokan oyununu göremezdik.
Başakşehir'in oynadığı futbol "Kompakt" değil. Plan şu; galipsen zaman geçir, yere yat kalkma. Maç ortadaysa kaos futbolu oyna, rakibi boz. Ben bu kadar çok yere yatan, zaman geçiren, ağlak ve hakemlerden ikaz bile almayan bir takım görmedim. Göksel Gümüşdağ'ın MHK'ya yaptığı eleştiriler sonuç verdi. Zaman geçiren kaleci Volkan'a sarı kart bile çıkarmayan Özgür Yankaya Başakşehir'in 12. adamı gibiydi. Umut'un formasının uzadığı pozisyon asıl penaltıydı vermedi. Çaldığı penaltı ise eyyamdı.
TANJU ÇOLAK - STAR
Mustafa Denizli’nin Galatasaray’a oynattığı savunma futbolundan sonra Orhan Atik’in hücum futbolunu izliyoruz iki maçtır. Orhan Atik, Mustafa Denizli’nin prensi Donk’u 2 maçtır yedek soyundurup hiç şans verilmeyen Bilal ve Emre Çolak’a forma veriyor artık.
Bu Galatasaray’ın daha çok pas yapmasına ve karşı kaleye daha çok gitmesine sebep oluyor elbette. Riski yok mu? Tabi ki var. Böyle bir merkez orta saha daha fazla pozisyon da veriyor haliyle. Ama çıkıp da sokakta hangi Sarı-Kırmızılı taraftara sorarsanız sorun Orhan Atik’in oynattığı futbol için daha büyük takım futbolu der hiç şüphesiz.
OSMAN ŞENHER - MİLLİYET
Galatasaray çok sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Peki takımı bu sıkıntılı dönemden kim çıkaracak. Teknik direktör mü? Bu takıma dünyanın en iyi üç-beş hocası gelse yapacağı hiçbir şey yok. Neden? Kadro kalitesi çok düşük. Bir Sneijder ve Muslera’yla nereye kadar gidilebilir ki? Zaten gidilmiyor da.
Bakıyoruz kaptan Selçuk güya Türk futbolunun prensi. Taraftar tarafından yuhlanıyor. Neden yuhlanıyor? Kötü futbolcu olduğu için mi, kesinlikle hayır. Sahada yeteri kadar koşmadığı, mücadele etmediği için. Peki taraftar haksız mı? Boğazından kesiyor, soğuk-sıcak demiyor. Saatlerce otobüs tepelerinde seyahat edip, takımını desteklemeye geliyor. Peki bu çektiği eziyetin karşılığını almak hakkı değil mi? Bana göre hakkı. Onun için de isyan ediyor.
ARİF KIZILYALIN - CUMHURİYET
3-3’ün müsebbibi Dursun Özbek yönetimidir. Çünkü, G.Saray gibi bir takım sezon içinde 3 kez hoca değiştirmez, hele hele yeni antrenörünün kim olacağını futbolcusuna danışmaz!
FEYYAZ UÇAR - FANATİK
Beklenen oldu. Tribünlerin tepkisi artık oyunculara yöneldi. Futbolcu kardeşlerimiz teknik adam değişikliklerinden fazla medet ummasınlar. Ve unutmasınlar. Sıra onlara da gelecek. Yönetime olan tepkiler ise uzun süredir devam etmekte. Taraftar her zaman haklıdır. Futbolun değiştirilemez kuralıdır bu. Unutmamakta fayda var.