İçişleri Bakanlığı, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na, 2 Temmuz 1993’te ikisi gösterici olmak üzere 37 kişinin hayatını kaybettiği ‘Sivas Katliamı’na ilişkin bugüne kadar gün yüzüne çıkmayan fotoğraflar gönderdi.
[
****](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/iste-
sivas-katliaminin-hic-bilinmeyen-fotograflari-iste-sivas-katliaminin-hic-bilinmeyen-fotograflari/11354/1289558/)
Olaylar sırasında çekilen video kaydından elde edilen fotoğraflarda, elinde benzin bidonu olduğu tahmin edilen göstericiler dikkat çekiyor.
37 kişinin hayatını kaybettiği Sivas katliamının 20 yıl sonra ortaya çıkan fotoğraflarında, polis ve askerin yanı başında bidonların taşındığı, benzin paylaşıldığı açıkça görülüyor.
İçişleri Bakanlığı tarafından Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na gönderilen fotoğraflar, Radikal ve Hürriyet Gazetesi’nde yayımlandı.
Yangın başlatılmadan hemen önce çekilen fotoğraflarda, Madımak Oteli’nin çevresinde kalabalığın toplandığı ve bölgede az sayıda asker ve polis olduğu görülüyor.
Kayıtlara göre kalabalık saat 14.40’ta yürüyüşe geçiyor. Bir süre sonra, bir kişi bidondaki benzini diğerleri ile paylaşıyor.
Meclis’e gönderilen fotoğraflardan, polis kaydının olayların son bulduğu saat 19.08’e kadar devam ettiği anlaşılıyor.
Müdahil avukatlar tarafından talep edilen polis kamerası kaydı, mahkemeye gönderilmemişti.
**‘Etkin soruşturulmadı’**
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin eski Genel Başkanı avukat Kazım Genç, söz konusu fotoğrafları ilk defa gördüğünü belirterek, “Bu fotoğrafların kamera çekiminden fotoğraf haline geldiği görülüyor. Dava dosyasında bu tarz resimleri hatırlamıyorum. Yargılama sırasında mahkemeye Emniyet’ten bir video kaydı gönderilmişti, ama izleyememiştik. Bu fotoğraflarda göstericilerin yüzlerinin tek tek tespit edildiği anlaşılıyor. En baştan söyledik. Sivas olaylarına ilişkin etkin bir soruşturma yapılmadı. Bu fotoğraflar da bunun delili olarak görülebilir” diye konuştu.
**‘Yakalanamayanlar’ zaman aşımından yararlandı**
Sivas olaylarına ilişkin ilk dava Ankara 1 Nolu DGM’de açılmıştı. Ankara DGM 26 Aralık 1994 günü, 22 kişiye 15 yıl, 3 kişiye 10 yıl, 56 kişiye 2 ila 5 yıl hapis cezası verdi. 22 kişi beraat etti ve ‘yakalanmayan’ Cafer Erçakmak’ın dosyası ayrıldı. Yargıtay’ın bu kararı bozması üzerine yapılan yargılamada ise 33 kişiye idam cezası verildi. ‘Yakalanamayan’ların sayısı ise 7’ye çıkmıştı. Yargıtay bu kararı da bozdu ve 16 Haziran 2000’de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi yine 33 idam cezasına hükmetti. Yargıtay bu son kararları onadı. İdam cezası alan 33 kişinin cezası 17 Ekim 2002’de idam cezasının kaldırılmasıyla ‘ağırlaştırılmış müebbet’e çevrildi. ‘Yakalanamayan’ sanıklarla ilgili yargılamada ise geçen yıl Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 sanık yönünde ‘zaman aşımı’ kararı verdi. Yargıtay’ın bu karar ilişkin temyiz incelemesi sürerken, Ankara 11. Ağır Ceza’da firari 3 sanığa ilişkin yargılama ise devam ediyor.
[**
**](https://twitter.com/#!/HaberMynet)