Bergama'daki O Dava Yine Ertelendi

Haber-Kamera: Oben ULU / BERGAMA (İzmir), (DHA)İZMİR'in Bergama İlçesi'nde 12 yıl önce çevre gününü kutlamak isteyen çevreciler ile bir maden şirketinin çalışanları arasında çıkan olaylar sonrası karşılıklı açılan davaya 30'uncu celse ile devam edildi. Dünya Çevre Günü'nün kutlandığı 5 Haziran 2005'te Bergama Çamköy'de etkinlik düzenlemek isteyen çevrecilere, iddiaya göre, bölgede altın çıkaran bir maden şirketinin çalışanları, taşlı ve yumurtalı saldırıda bulundu. Her iki tarafta birbirinden şikayetçi olunca Bergama 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın 30'uncu celsesi görüldü, duruşma 26 Ekim 2017'ye ertelendi. Duruşma sonrası, davayı takip eden çevreciler açıklama yaptı. İlk olarak konuşan Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel, "Bu olayın üzerinden 12 yıl geçti. Soruşturma aşaması 5 yıl sürdü. Maden sahibi A.İ. (Akın İpek) o yıllarda korundu ve bu sebeple soruşturma uzadı. Biz 5 Haziran 2005'te geleneksel haline getirdiğimiz etkinliğimizi mülki amire bir gün önceden haber vermiştik. O gün oraya vardığımızda karşı taraf koli koli yumurta ve taşlar biriktirerek hazırlık yapmıştı. Biz Çamköy'e gitmek istediğimizi söyledik. Ancak taşlı, yumurtalı engellemeyle karşılaştık. Yaralanan arkadaşlarımız oldu. Bu yargılamanın bu kadar uzamaması gerekiyordu" dedi. Avukat Arif Ali Cangı ise, "Çevre hareketine yönelik saldırının davası bu celse biter diye tahmin etmiştik ama hala bitmedi. 5 Haziran 2005'te her şeye hakim olduğunu düşünenler şu anda kaçak. Biz ise buradayız. Adalet arayışımız devam ediyor. Bu saldırının çevre hakkının korunması, doğa hakları ve sağlıklı yaşama hakkına yönelik bir saldırı olduğunu farkındayız. Saldırı bize yapıldı, ancak asıl gözdağı Türkiye ekoloji hareketine verildi. Bu davayı takip edeceğiz ve bu davadan adalet çıkartacağız" diye konuştu. Davanın başlı başına tarihsel öneme sahip olduğunu söyleyen, bu dava dosyasının FETÖ/PDY'den aranan firari A.İ.'nin dosyasına girmesini talep ettiklerini belirten Cangı, "Çünkü onlarca mahkeme kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına rağmen madene izin veren, o izinleri uygulayan, madenin vermiş olduğu çevre suçlarını görmezden gelen kamu görevlilerinin de o davaya dahil edilmesi lazım. Bu iş tek bir kişinin, tek bir şirketin işi olmaktan çıkmıştır. Bu iş kolektif örgütsel bir işe dönüşmüş durumdadır. Eğer gerçekten bir yargılama yapacak isek, o dosyaya Bergama'da işlenen suçların da dahil edilmesi lazım" dedi.