Diyabetli beslenen bir kişinin sağlıklı beslenen normal bir kişiden farklı olmadığı belirtildi.Özel Yıldızlıgüven Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Alptekin Duman, besinlerin hiçbir zaman karnı doyurmak anlamına gelmemesi gerektiğini söyledi. Duman, diyabet ve sağlıklı beslenme ile ilgili olarak bilgiler vererek, “Beslenme, büyüme, gelişme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besin öğelerinin yeterli ve dengeli olarak alınmasıdır.Beslenmek hiç bir zaman karın doyurmak anlamına gelmemelidir. Diyabet tedavisinin amacı kan şekeri kontrolünü sağlayarak diyabetin seyrinde gelişebilecek bozuklukları (komplikasyonları) önlemek veya geciktirmek; böylece yaşam kalitenizi yükseltmektir. Sağlıklı beslenmek için her gün çeşitli besinler tüketiniz. Çünkü her bir besinin içindeki besin öğesi farklıdır. Diyabet, yaşamınızda başta beslenme planınız olmak üzere bazı değişikliklerin oluşmasını gerektirmektedir. Kan şekerini oluşturan asıl kaynak besinler olduğu için sağlıklı beslenme diyabette tedavinin temelidir. Aslında diyabetli kişinin beslenmesi sağlıklı beslenen normal bir kişiden farklı değildir. Sağlıklı beslenmek için vücudun ihtiyacı olan öğeleri içeren besinleri yeterli miktarlarda ve öğün içinde dengeli bir şekilde tüketmeniz gerekmektedir” dedi.Karbonhidratların vücudun başlıca enerji kaynakları olduğunu belirten Duman, “Karbonhidratlar basit ve kompleks karbonhidratlar olarak ikiye ayrılır. Basit karbonhidratlar barsaklardan hızlı bir şekilde emilir ve kana karışırlar (şeker, şekerli tatlılar, bal, pekmez, marmelat, reçel gibi). Kompleks karbonhidratlar barsaklardan daha yavaş emilir ve kan şekerini dengeli bir şekilde yükseltir,dengeli insülin salınımı sağlarlar (tahıllar, ekmek, kurubaklagiller,meyve, sebze, süt ve yoğurt gibi). Günlük yaşamda karbonhidrat dengesi için aldığımız enerjinin yarısını karbonhidratlardan sağlamalıyızve kompleks karbonhidratları tercih etmeliyiz” şeklinde konuştu.Besin öğesi olarak proteinlerin birçok görevi olduğunu kaydeden Duman, “Proteinler vücut hücrelerinin bir kısmını oluşturur. Vücudumuzda deri, kas, kemik ve organlar gibi farklı dokular vardır. Bu dokuların protein yapılarında farklı amino asitler bulunur. Yıpranmış vücut hücrelerimizin onarılması için vücudumuzun devamlı protein alımına ihtiyacıvardır. Protein kaynakları; et, kümes hayvanları, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri 9 tane elzem amino asidi içeren hayvansal kaynaklı proteinlerdir. Bu nedenle kaliteli protein olarak adlandırılır. Kurubaklagiller, tahıllar, yağlı tohumlar ve sebzelerde bitkisel kaynaklı proteinlerdir. Yetişkin bir kişinin günlük protein gereksinimi kilogramı başına bir gramdır. Günlük yaşamda protein dengesi için;haftada en az 2-3 öğün kırmızı et, haftada en az 2-3 öğün beyaz et(tavuk ,balık,hindi).Haftada 2-3 öğün kurubaklagiller tüketilmelidir” ifadelerini kullandı.Yağların, yağ asitlerinden oluştuğunu ifade eden Duman, “Yağ asitlerinden özellikle linoleik asit ve linolenik asit organizmamız için gereklidir. Çünkü vücudumuzda bu iki yağ asidinin sentezi gerçekleşemez. Çocukluk döneminde büyüme, yetişkinlerde ise sağlıklı bir cilt için bu yağasitlerine ihtiyaç vardır. Günlük yaşamda yağ dengesi için;sıcak sebze yemekleri ,pilav ve makarnada fındık yağı ve mısırözü yağı karışımı veya soya yağı ile ayçiçek yağı karışımı,soğuk sebze yemeklerinde zeytinyağı kullanılmalıdır” diye konuştu.Vitaminlerin düzenleyici olarak çalışan komleks kimyasal maddeler olduğuna dikkat çeken Duman, “Minaraller kemik, diş ve tırnak gibi dokularda hücrelerin önemli bir bölümünü oluştururlar. Vitaminler suda eriyenler ve yağda eriyenler olmak üzere 2 gruba ayrılırlar. Suda eriyen vitaminler (B grubu vitaminler ve C vitamini) su içinde çözünebilir. Bu vitaminler vücutta depolanmaz. Vücut gerektiği kadarını kullanır, geri kalanını idrar yoluyla dışarı atar.Vücudumuz suda eriyen vitaminleri depolayamadığından, yetersizliğini önlemek için bu vitaminlerin düzenli olarak, doğal yoldan alınması gerekir.Yağda eriyen vitaminler (A, D, E, K vitaminleri) yağda çözünebilir. Bu vitaminler vücudumuzda yağlar yoluyla taşınır. Bu nedenle beslenmemizde yeterli miktarda yağ bulunmalıdır. Vücudumuz yağda eriyen vitaminleri, organizmadaki yağ içerisinde depolayabilir. Bu nedenle yağda eriyen vitaminleri her gün almamız gerekmez. Yağda eriyen vitaminleri gıda veya ilaç olarak fazla miktarda alırsak, vücudumuzda birikerek toksik etkilere yol açabilir” dedi.Suyun yaşam için çok önemli olduğunu söyleyen Duman, şöyle konuştu:“Su yediğimiz yiyeceklerde bulunan besin öğelerinin sindirimi, emilimi, taşınması ve metabolizması için gereklidir. Metabolizma sonucu oluşan zararlı atık maddelerin böbrekler yolu ile dışarı atılmasını sağlar. Su iştahı keser, aç karnına su içersek açlıktan dolayı oluşan mide kasılmaları azalır, daha az yemek yememizi sağlar. Su yağların yanması sonucu vücutta oluşan atık ürünlerin uzaklaştırılmasını sağlar. Su kabızlığı önler. Günlük su dengesini sağlayabilmek için her gün en az 10 su bardağı (2 litre) su içmeliyiz.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz