ANKARA (ANKA)- Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, çağımızda ülkelerin gelişmişlik düzeyinin, engellilerin eğitimine bütçeden ayırdıkları payla ve istihdam politikalarıyla ölçüldüğünü söyleyerek, “Türkiye’de engelli vatandaşlarımızın eğitim ve istihdam sorunu ötelenmeye devam ediyor” dedi. Avcı, Türkiye’de özürlülerin toplumun zencileri olarak görüldüğünü söyledi.
Avcı, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Avcı, Türkiye’de engelli çocuklara ve vatandaşlara eğitim veren yeterli sayıda özel eğitim okulu, mesleki eğitim merkezi ve öğretmen bulunmadığından dolayı nüfusun yüzde 12.3’ünü oluşturan engellilerin büyük bir bölümünün halen temel eğitimden yoksun olduğunu, okuma yazma dahi bilmediğini ve işsiz olduğunu söyledi.
Avcı, Türkiye’de engelli birey olarak yaşamanın büyük bir talihsizlik olduğunu ve cehennem hayatı yaşamakla eşdeğer göründüğünü ifade ederek, hükümetin engellilere dönük politikalarını “Hükümetin engellilere yönelik ciddi bir planlaması yoktur. Engellilerin sorunları önemsenmemektedir. Eğitimine ayrılan yüzde 2.8’lik payın geneline bakıldığında, bu gerçeği görmek mümkündür. Engellilere dönük iller ve bölgelerde de ayrımcılığa dayalı uygulamalar vardır. Yatırımlar eşitsiz, çarpık ve dengesizdir. Varolan okul ve kurumların belli illerde yoğunlaşması, diğer iller ve bölgelerde yaşayan engellileri ve ailelerini isyan ve çaresizliğe mahkum etmeye devam etmektedir” şeklinde değerlendirdi. Avcı, şöyle kaydetti:
-ÖZÜRLÜLER TOPLUMUN ZENCİSİ GİBİ-
“Başbakanlık verilerine göre, Türkiye'deki engellilerin yüzde 36.3'ü okuma-yazma bilmiyor. Engelliler arasında, ilkokul mezunlarının oranı yüzde 41. Yüksekokula devam edebilenlerin oranı ise sadece yüzde 2.24. Örgün eğitim verilen okulların özel alt sınıflarında, kaynaştırma sınıflarında, kaynak odalarında ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen özel eğitim, engellilerin eğitim ihtiyacını karşılamıyor. Zihinsel engellilerin tamamına yakını işsiz ve okuma yazma dahi bilmiyor. Eğitim olanaklarından yoksun kalan engelliler, iş yaşamında da yer alamıyor. Dünyada özel eğitime yapılan harcamalar her geçen yıl artırılırken ülkemizde ise mevcut durumda bile gerileme yaşanıyor. Özel eğitim veren kurumlara gerekli araç gereç sağlanamıyor. Bugün sesli kütüphanelerin ve kabartmalı olarak basılan kitapların yeterli olduğu söylenemez. Ünlü yazarlarımızın kaç tanesinin eserleri sesli kütüphanelere kazandırılmıştır? Öte yandan kaynaştırma eğitimine gereken önem verilmiyor. Açılan engelli okulları şehirden ve sosyal hayattan izole edilmiş durumda. Yahut 50 kişilik bir sınıfta gerekli alt yapıyı ve hoşgörüyü yaratmadan zihinsel engelli bir çocuğa kaynaştırma eğitimi vermeye çalışıyoruz. Anne-babalar okullarımızda çocuklarının zihinsel engelli bir çocukla aynı sınıfta hatta okulda olmasını istemiyor. Öğrenciler, veliler ve öğretmenler bu konuda eğitilip bilinçlendirilmelidir. Okul binalarımız ortopedik engelli öğrencilere uygun hale getirilmiyor. Birçok ülkede devlet engelli çocuğundan dolayı aileye bakım için para veriyor, evlere özel eğitimci gönderiyor, verdiği eğitimle bu çocuklara meslek öğretip üretici yapabiliyor. Ülkemizde ise özürlüler toplumun zencileri olarak görülüyor.”