Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 15 Temmuz Şehitlerini anma programında, Gölbaşı'nda şehit olan ikiz polisler Ahmet ve Mehmet Oruç'un babasının konuşması esnasında Cumhurbaşkanı Erdoğan gözyaşlarına boğuldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki 15 Temmuz anma programında konuştu.
"BU NÖBETLERİ HER YIL TEKRARLAMAMIZ ÇOK ÖNEMLİDİR"
Erdoğan, "Şehitlerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında demokrasi nöbetlerini resmen ilan ettiğini belirterek "Bu nöbetleri her yıl tekrarlamamız çok önemlidir" diye konuştu.
"YÜREK MESELESİ BU YÜREK, KÜREK DEĞİL BU, YÜREK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz gecesi, 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü'nde yaşanan olayı hatırlatarak "Safiye kardeşimi de dinlediniz. Orada kaç tane asker var. Ellerinde silahlar var. Ulan terbiyesizler karşınızda tek başına bir bayan var, elinde silah mı var. O hali ile geliyor siz onu ölümle tehdit ediyorsunuz. Yürek meselesi bu yürek, kürek değil bu, yürek" diye konuştu.
Demokrasi nöbetlerini resmen ilan ettiğini belirten Erdoğan, " Vatandaşlarımızı illerimizin meydanlarında demokrasi nöbetlerine davet ediyorum. 15 Temmuz'u unutmamak için bu nöbetleri her yıl tekrarlamamız çok önemlidir" dedi.
İşte açıklamalarından satır başları;
Şehitlerimizin kıymetli yakınları, değerli gazilerimiz, değerli kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla, hasretle selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi şehit olan kardeşlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm milletimize baş sağlığı dileklerimi tekraren ifade ediyorum. Tedavileri halen süren gazilerimize acil şifalar diliyorum.
15 Temmuz gecesi vatanı için darbecilere meydan okuyan vatandaşlarımın her birine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Tankların önüne dikilen her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Darbecilerin doğrulttukları silahların karşısında dimdik durarak onlara bu ülkenin sahipsiz olmadığını gösteren her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum.
'İÇERİ GİRERKEN BİR HABER ALDIM'
İçeri girerken bir haber aldım. Çukurca'da yine bizim kahraman askerlerimiz 8 tane teröristi öldürdüler. Bizim askerimiz, pilotumuz bunun için vardı. Son haftalarda, son aylarda gerek silahlı kuvvetlerimizin gerek polisimizin, jandarmamızın, güvenlik korucumuzun bütün bu teröristlere dağları, dereleri nasıl dar ettiğini hep birlikte görüyoruz.
Seccadelerinin üzerinde sabaha kadar dua edip darbe direnişine destek veren tüm vatandaşlarıma özellikle şükranlarımı sunuyorum.
Şu anda burada, kelimelerin kifayetsiz kaldığı, düşüncelerin kalplerden kalplere giden gizli yolla ifade edilebildiği yoldayız. Birilerinin gelmeye ayaklarının varamadığı yer değil burası, burası sizin eviniz. Bizim milletmizle gönül bağımız hiç kopmadı. Milletimiz ne hissediyorsa biz de onu hissettik. 40 yıldır bu çizgiden hiç sapmadığımız için attığımız her adımda milletimizi yanımızda bulduk.
Bu fakirin canını alınca 80 milyonluk Türkiye'yi teslim alacaklarını sandılar. "Ten fanidir, can ölmez. Gidenler geri gelmez. Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil. Gevhersiz gönüllere yüz bin söz söyler isen. Hak'tan nasip olmasa, nasip alası değil."
Biz ölümü göze alarak yola çıktığımızda bu nasipsizlerin yüreğine korku çoktan düşmüştü.
O gece her şeyi hesap etmişler sadece Allah'ın hesabının tüm hesapların üzerinde olacağını düşünememişler.
15 Temmuz gecesine dair öyle hikayeler var ki, inanın üzerimizdeki yükün ağırlaştıkça, ağırlaştığını hissediyoruz. Meşhur 57. alaya oğlunu asker olarak gönderen bir baba şöyle diyordu: "Git evladım, yıllarca oğulsuz kalayım, yaralı bağrıma kara taşlar çalayım. Haydi yavrum, haydi git. Ya gazi ol ya şehit"
"ULAN TERBİYESİZLER"
Az önce Ömer Halisdemir kardeşimin eşi, "Rabbim bizlere de bu şehadeti nasip edecek mi" diye ağlıyordu. Rabbim bizlere de bu yolda şehadeti nasip etsin. Biz vatanımız için her an ölmeye hazır, daha yola çıkarken ne dedik; Kefenimizi giydik, yola öyle çıktık. 15 Temmuz gecesi, evladını, eşini, çocuğunu darbecilerin üzerine gönderenler de aynı duygular içerisindeydi. Safiye kardeşimi de dinlediniz. Orada kaç tane asker var. Ellerinde silahlar var. Onlardan yoğurt olmaz be. Ulan terbiyesizler karşınızda tek başına bir bayan var, elinde silah mı var. O hali ile geliyor siz onu ölümle tehdit ediyorsunuz. Yürek meselesi bu yürek kürek değil bu, yürek. Terörle mücadele şehitlerimizin ateşi sadece ailelerini değil, milletimizin tamamını yaktı, yakıyor.
Anneler, babalar, kardeşler, eşler, evlatlar emin olunuz ki sevdikleriniz şehittir, ve Rabbimin müjdesi gereğince cennetliktir. Derya kardeşimiz, o da gazi oldu. Bir öğretmendi, daha sonra Kahramankazan'da o da gazi oldu. Hala bir yıldır tedaviler devam ediyor. Dedim ya, mesele yürek meselesi. Dünyanın tüm malına, mülküne değişilmeyecek bu unvanı hayatınız boyunca şanla, şerefle, gururla taşıyınız. Yeni nesillerin rol modeli olacağınızı asla unutmayınız.
"BUNDAN SONRA 15-16 TEMMUZ'DA AYNI ŞEKİLDE ANILACAKTIR"
Çanakkale'yi anıyoruz değil mi, her yıl 18 Mart'ta Çanakkale'yi yadediyoruz değil mi, işte bundan sonra 15-16 Temmuz'da aynı şekilde anılacaktır. Buradan tüm şehit kardeşlerimizin eşlerine, yakınlarına, gazilerimize, ben de söylüyorum; şehitlerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız. Her salalar okunduğunda şehitlerimiz akla gelecek. Şu anda bazı görsel medyanın bunları sürekli olarak yayında tutması aslında bizim geleceğe bakışımızı güçlü kılıyor. Niye? Şehitlerimizi hatırlıyoruz. Şehadete inanmak, onu yaşamak, o konuşulmaz yaşanır, işte bu çok önemli. Dünyanın hiçbir yerinde, İslam dünyası da dahil, askerine Mehmet diyen bir başka millet yoktur. Ecdadımız askerine aslında küçük Muhammed anlamına, Mehmet demiştir. Muhammed dememiştir, olur ki yakışık almaz. Önce yumuşatmış Mehemmet demiştir, daha sonra Mehmet demiştir. Mehmetçik ile de küçük Muhammed. İşte bu anlama gelmiştir.
Sinsi oyunlarla gördük kü, artık ya olacağız, ya öleceğiz. 15 Temmuz bizim yeni Çanakkalemizdir.
'EN BÜYÜK ASKER BİZİM ASKER'
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da törende bir konuşma yaptı. Akar'ın konuşması öncesi salondakiler, "En büyük asker bizim asker" sloganı attı.
Akar, darbecilerin layık oldukları en ağır cezayı alacaklarını söyledi. TSK'nın kahraman ve fedakar mensuplarının her zamankinden daha güçlü olduğunu ve milletinin emrinde olduğunu vurgulayan Akar, "Şehitlerimizin ruhlarının şad olması için Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.
'TİYATRO OYNAMALARI, ONLARI HAZİN SONDAN KURTARAMAYACAK'
Başbakan Binali Yıldırım, Beştepe'ki 15 Temmuz Şehitleri Anma programında konuştu.
Yıldırım'ın konuşmasından satır başları;
Bu milletin evlatları dün olduğu gibi bugün ve bundan sonra da şehitlerimizin mirasını aynı ruh ve inançla taşımaya devam edecek. O karanlık geceyi 81 ilimizde, ilçelerimizde, köylerimizde 7'den 70'e milletimiz aydınlattı. Kürt'ü, Türk'ü, Alevisi, Laz'ı, Çerkes'i, Boşnak'ı vatanımızı alçak darbelere karşı birlikte savunduk, kurtardık.
"15 TEMMUZ'U ASLA UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ"
Vatan hainlerinin karşısında hep beraber birlik olduk, tek yürek olduk. Aziz vatan evlatlarının her birinin adını tıpkı İstiklal Savaşı şehitleri gibi, bu ülkenin kurtarıcıları olarak her daim anacağız. 15 Temmuz'u asla unutmayacağız, unutturmayacağız.
"ÖMER HALİSDEMİR HAİNLERE İLK KURŞUNU SIKAN KAHRAMAN ASKERİMİZDİ"
"Ömer Halisdemir hainlere ilk kurşunu sıkan kahraman askerimizdi. Genelkurmay'da alçaklara ilk kurşunu sıkan astsubayımız Bülent Aydın oldu. İhanet üssü olan Akıncı'da jetlerin kalkışını engellemek için büyük mücadele eden 8 kardeşimizi şehit verdik."
"TİYATRO OYNAMALARI ONLARI HAZİN SONDAN ASLA KURTARAMAYACAK"
"Biz öyle bir milletiz ki bir ölür, bin diriliriz. Biz büyük bir milletiz. Çanakkale ruhu ile, Malazgirt ruhu ile, 15 Temmuz ruhu ile bugünlere geldik. Allah'ın izni ile herkes bundan emin olsun, artık yeni bir dönemdeyiz. Artık bu dönemde vesayetin, memleketin sahibi de millettir. FETÖ ihanet şebekesinin tamamen bertaraf edildiğini mutlaka göreceğiz. Bu canilerin asker kılığına girmiş bu teröristlerin hak ettiği ceza hukuk devleti ilkesi ile mutlaka tahakkuk edecektir. Mahkemelerde tiyatro oynamaları, şehit yakınlarının, gazilerin milletin aklıyla alay etmeleri onları, hazin sondan asla kurtaramayacak. Bu aziz milletin bir ferdi olmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Bu ay yıldızlı bayrağın altında yaşamaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Halkın gücü tankın gücünü yenmiştir.