Mutlaka antibiyotik ile tedavi edilmesi gereken Beta, tedavi edilmediği takdirde kalp ve eklem romatizması ile böbrek iltihabına neden olabiliyor. Bu hastalığa yakalanan ve antibiyotik kullanımı 36 saati geçen çocukların okula dönmesinde sakınca olmadığını vurgulayan Memorial Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Op. Dr. Levent İlarslan, Beta enfeksiyonu ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Beta enfeksiyonu, A Grubu Beta Hemolitik Streptokok denilen bakterilerin yol açtığı bulaşıcı ve mikrobik bir hastalık olmaktadır. Ortaya çıktığı ilk günden itibaren hiçbir ilaca direnç geliştirmeyen Beta bakterisinin tedavisinde kullanılan antibiyotiğin, yeterli süre kadar alındığından emin olunması gerekmektedir. Boğazda iltihaplanma ile kendini gösteren ve özellikle kış aylarında insanı yatağa düşürecek kadar etkileyen Beta bakterisi, 5-15 yaş arasındaki okul çağı çocuklarını daha çok etkilemektedir.
Beta mikrobu insandan insana öksürük, aksırık gibi durumlarda solunum yoluyla bulaşmaktadır. Normalde sağlıklı bireylerde bulunmayan beta mikrobu, boğaz bölgesine gelerek yerleştiğinde bademcik iltihabına ve farenjite neden olmaktadır. Şiddetli boğaz ağrısı, 38 dereceden fazla ateş, boyunda şişmiş bezeler, ağız içerisinde küçük dil ve üst damakta görülen küçük kızarıklıklar ile boğazın arkasında bademcik üzerinde görülen beyaz lekeler beta enfeksiyonunu düşündüren bulgular arasında yer almaktadır. Beta boğaz enfeksiyonu iki yaş altı çocuklarda ise nadiren görülmektedir. Bu yaş grubu çocuklarda ise hafif bir ateşe ek olarak huzursuzluk ve beslenme güçlüğü izlenebilmektedir.
Beta bakterisi ile farklı bir virüsün neden olduğu boğaz ağrısı arasındaki farkı ortaya koymak sadece muayene ve hasta öyküsü ile mümkün olmayabilmektedir. Beta enfeksiyonun düşünüldüğü durumlarda boğaz kültürü alınarak, enfeksiyonun teyit edilmesi gerekmektedir. Hızlı test dakikalar içinde sonuç verirken, bu testlerde zaman zaman yalancı negatiflik de izlenebilmektedir. Bu sebeple ekim yapılarak 24-48 saatte sonuçlandırılan kültür bu açıdan daha güvenilir bir tespit yöntemi olmaktadır. Kültür sonucunda beta bakterisinin üremesi belirlenmiş ise mutlaka antibiyotik kullanılması gerekmektedir. Böylece hastalığın bulaştırıcılığı ile komplikasyonları kontrol altına alınmaktadır.
Penisilin, sefalosporinler beta boğaz enfeksiyonu için tercih edilen antibiyotik gruplarıdır. Tedavi genellikle 10 gün boyunca günde iki doz şeklinde uygulanırken, bir defalık penisilin enjeksiyonu da kullanılabilmektedir. Penisiline alerjisi olan kişilere alternatif bir antibiyotik verilmesi tercih edilirken, enfeksiyonu tamamen ortadan kaldırmak için tüm tedavi sürecini tamamlamak önem taşımaktadır. Bununla birlikte çocukların antibiyotiklerini belirtilen şekilde aldığından da emin olunmalıdır. Uygun şekilde tedavi edilmeyen Beta; kalp romatizması, eklem romatizması ve böbrek iltihabına neden olabilmektedir. Bu durum da çocukların sağlığını tehlikeye atmaktadır.
Antibiyotik tedavisinin yanı sıra, çocuklar için enfeksiyon döneminde rahatlatıcı şu önlemler alınabilir.
-Çocukların beslenmesinde yutması kolay olan çorba, makarna, yoğurt gibi yiyecekler tercih edilmelidir.
-Çocuklar bu dönemde yemek yemek veya bir şey içmek istemeyebilir, ancak yeterince sıvı aldıklarından emin olunmalıdır.
-Parasetamol veya ibuprofen ilaçları boğaz ağrısının hafiflemesine yardımcı olabilir. Doğru doz ilacın kullanımı çocuğun kilosuna bağlıdır ve mutlaka ilaç alımı konusunda doktora danışılmalıdır.
-4-5 yaşından büyük çocuklar için pastiller ve boğaz spreylerinin kullanımı, 6-8 yaş arası çocukların ise tuzlu su ile gargara yapması belirtilerin hafiflemesine yardımcı olur.
-Semptomlar düzelmezse veya üç günlük antibiyotik tedavisine rağmen kötüleşirse, doktora tekrar danışılması gerekir
-18 yaşından küçük çocuklara aspirin veya aspirin içeren ilaçlar verilmemelidir. Çocuklarda aspirin, Reye sendromu adı verilen ciddi bir soruna neden olabilir.
Beta enfeksiyonu olan çocukların okula geri dönmeden önce antibiyotik tedavisine mutlaka başlanmış ve üzerinden 24 tercihen 36 saat geçmiş olması gerekmektedir. Bu önlem, enfeksiyonun başkalarına bulaşmasını engelleme amacını taşmaktadır. Bu şartlar altında, kendisini daha iyi hisseden ve artık ateşi yükselmeyen çocuklar okullarına geri dönebilir.
Çocukların ellerini sık sık sabun ve suyla yıkaması, enfeksiyonun yayılmasını önlemenin en iyi yollarından biridir. Bununla birlikte alkollü antiseptik jeller de tercih edilebilmektedir. Özellikle çocuklara hasta bir kişi ile karşılaştıktan sonra mutlaka el ve yüz hijyenine dikkat etmesi gerektiği anlatılmalı ve uygulamalı gösterilmelidir.