Bir şeyin özelliklerini ayrıntılarıyla anlatmak okuyucunun ya da dinleyicinin zihninde canlı bir sahne canlandırmaya olanak tanıyan betimleme sanatı, okuyucuyu olayın içine çekerek onu anlatının bir parçası hâline getirir. Özellikle hikâye ve roman gibi anlatılarda atmosferi belirginleştirmek adına betimleme vazgeçilmezdir.
Betimleme, hikâye anlatımında ve edebiyat türlerinde atmosfer oluşturmak için önemli bir anlatım aracıdır. Anlatımda kullanılan renk, şekil, ses, doku, koku ve tat gibi duyusal ögeler sayesinde okuyucu, anlatılanı sadece okumakla kalmaz aynı zamanda hisseder ve hayal dünyasında canlandırır.
Betimleme konu anlatımı yaparken, okuyucunun zihninde güçlü bir görüntü oluşturmak amacıyla ayrıntılı ve duyusal ifadeler kullanılır. Betimleme genellikle görsel, işitsel, dokunsal, kokusal veya tatsal gibi duyusal ayrıntılar içerir. Betimleme türleri şunlardır:
Betimleme anlatım biçimi, nesneleri kişileri olayları ya da mekânları ayrıntılı bir şekilde tanımlayarak okuyucunun zihninde canlı ve etkileyici bir imge yaratmayı hedefler. Bu nedenle betimleyici anlatım, sadece görünümü değil aynı zamanda duyguları kokuları sesleri ve dokuyu da aktararak okuyucunun olayın içine çekilmesini sağlar.
Betimleme örnekleri, bir metinde anlatılan yerin ya da karakterin okuyucunun gözünde net bir şekilde canlanmasını sağlar. Her betimleme örneği kullanılan detaylarla metne derinlik ve canlılık katar. Bazı betimleme örnekleri aşağıda verilmiştir.
Görsel betimleme: Güneş, altın sarısı ışıklarıyla denizi parlatıyordu, gökyüzü pembeden mora dönüyordu.
Duygusal betimleme: Arkadaşını görünce kalbi hızla atmaya başladı, içini sıcak bir sevinç kapladı.
İşitsel Betimleme: Ormanda kuş cıvıltıları ve yaprakların hışırtısı birbirine karışıyordu.
Kokusal betimleme: Fırından çıkan ekmeğin sıcak kokusu tüm odayı doldurdu.
Dokunsal betimleme: Kadife kumaş, eline yumuşak ve pürüzsüz bir his veriyordu.