Bursa Büyükşehir Belediyesi, BURFAŞ ve Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Şubesi tarafından ortaklaşa düzenlenen ‘Cumartesi Sohbetleri’ne konuk olan tarihçi yazar Mustafa Armağan, Osmanlı’yı kuran şehir Bursa’yı anlattı.
İlk ve orta eğitimini Bursa’da yaptığını, o yıllarda Yeşil, Emirsultan gibi semtlerin ruhaniyetinden çok etkilendiğini dile getiren Mustafa Armağan, Osmanlı’yı kuran şehir Bursa’nın aynı zamanda kendisi için de önemli bir öğretmen olduğunu söyledi. Kendisinin Osmanlı tarihine yönelik yolculuğunun başlamasında Bursa’nın önemli bir etkisi olduğunu dile getiren Armağan, Aşık Çelebi’nin ‘Bursa yeryüzünün kalbidir’ sözlerini hatırlattı. Bursa’nın sahip olduğu güç ve karizmatik etkinin birçok dünya şehrinden ileride olduğunu ve bunu hala sürdürdüğünü ifade eden Armağan, Bursa’nın bir anlamda her şeyini Osmanlı’ya borçlu olduğunu vurguladı.
Bursa’nın 1326’da başkent yapılacak durumda olmadığını, arkası geçit vermeyen dağlarla kaplı, sur içinde küçük bir kasaba görüntüsünde olduğunu ifade eden Armağan, “Halbuki İznik önemi bir potansiyele sahipti. Hristiyanlık için büyük önemi var, İncil’in seçildiği yer. Aynı zamanda 1204-1261 arasında Bizans’a başkentlik yapmış ve imparatorluk İznik’ten yönetilmiş. İznik yine Anadolu Selçuklu Devleti’ne 11 yıl başkentlik yapmış. Bütün bunlara rağmen Osmanlı İznik’i tercih etmedi. Bursa’yı daha çok sevdi. Belki Bursa daha korunaklı geldi. Orhan Gazi 1337’de sur dışına ilk camiyi yaptı, Osmanlı mimarisi de bu şehirde hayat buldu” diye konuştu.
İstanbul’un da Bursa’nın devamı şeklinde olduğunu ve yaptığı çeşitli yurtdışı gezilerinde Bursa’ya ait izlere rastladığını dile getiren Armağan, halen Orduevi’nin altında bulunan Bey Sarayı’nın orijinal kapısına da St. Petersburg’daki bir müzede rastladığını kaydetti. St. Petersburg'daki Hermitage Müzesi'nde düzenlenen bir İslam ve Osmanlı eserleri sergisinde, Yeşil Türbe’de olduğu gibi iki kanatlı, üzeri dantela gibi işlenmiş ahşap bir kapı gördüğünü ifade eden Armağan, “Kapının altındaki notta ‘Timurlenk’in Semerkant’taki sarayının kapısı’ yazıyordu. Daha sonra İspanyol Seyyah Clavijo’nun bir kitabında bu kapının sırrını buldum. İspanyol Seyyah, Timur’un kendisini büyük bir çadırda karşıladığını, bütün çadırların kapısı bez iken bu çadırın kapısının neden ahşap olduğunu Timur’a sorduğunu, Timur’un ise kapının Bursa Sarayı’nın kapısı olduğunu söylediğini yazıyor. Osmanlı saraylarının çekirdeğini Bursa Sarayı oluşturuyor. Evvela Orduevi’nin altında kalan saray ortaya çıkarılmalı ve ardından o kapı orijinal yerine getirilmeli. Bu konuda yetkililerin gerekeni yapacağına inanıyorum” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz