Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Senemoğlu, “Bilgi çağının öğretmeni, bilgiyi aktaran kişi değil, çocukların bilgiye ulaşma, öğrenme ve bilgiyi üretme yollarını kazanmalarına kılavuzluk eden kişidir” dedi.Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Matematik Gönüllüleri Topluluğu tarafından düzenlenen “Beyin Dostu Eğitim Ortamları” konulu konferans, Eğitim Fakültesi B Blok Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Konferans, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Senemoğlu tarafından verildi.Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği konferansta Prof. Dr. Nuray Senemoğlu konuşmasını görsel sunumla destekledi. Beyinde etkili, anlamlı, üretici öğrenmeleri nasıl oluşturabiliriz sorusunu soran Senemoğlu, “Her beyin kendine özgüdür. Çocuk seçkisiz bir şekilde ilişkilendirilmiş sinir ağından oluşan beyinle doğar. En büyük şansımız beynin esnek bir yapıya sahip olmasıdır. Beyin yaşantılarla zenginleşir, zenginleşen beyin de yaşantıları zenginleştirir. Çocukluktaki öğrenmeler, gelecekteki öğrenmelerin çerçevesini çizmekte; zenginleştirmekte ya da sınırlandırmaktadır. Her öğrenme, beynin tüm yapılarının uzmanlık alanlarına göre katkıda bulunması ve koordineli olarak çalışması ile gerçekleşir. Beynin sol yarı küresi ile sağ yarı küresi birbirleri ile iletişim içinde çalışırlar. İnsanoğlunun bir konudaki düşünme süreçleri, etkinlikleri her iki yarı kürenin işlevleri ile ilgilidir. Sonuç olarak insanın duyguları düşünceleri, tüm davranışları beynin birçok alanının birçok işte uzmanlaşmasının ve aynı zamanda çok yönlü, karmaşık ve çok iyi düzenlenmiş koordinasyonun ürünüdür” diye konuştu.Konuşmasında; “Çocukları sıralara bağladığımızda yaşantılarını, sonuçta da beyinlerini nasıl zenginleştirebiliriz?”, “Çocuklarımızın özgüvenlerini, özsaygılarını ve sonuçta düşünme becerilerini geliştirmeleri için uygun ortamları nasıl düzenlemeliyiz?”, “Okul nasıl bir yer olmalı” sorularına değinen Prof. Dr. Nuray Senemoğlu, “Okul bizi heyecanlandıran, harekete geçiren, şiirsel ve güzellikler içinde barındıran bilgiyi araştırma yeri olmalıdır” şeklinde konuştu.Köy enstitülerine de değinen Senemoğlu, “Köy Enstitülerinde okuyanlar kendi binalarını kendileri inşa ettiler. Matematik, fizik, kimya, biyoloji problemleri inşaattan, tarımdan, ev ekonomisinden, dikişten, örgüden kısacası gerçek yaşamdan geliyordu” ifadelerini kullandı.Prof. Dr. Nuray Senemoğlu konuşmasını öğretmen adaylarına hitaben, “Bilgi çağının öğretmeni, bilgiyi aktaran kişi değil, çocukların bilgiye ulaşma, öğrenme ve bilgiyi üretme yollarını kazanmalarına kılavuzluk eden kişidir. Çocuklarımızın gözlerindeki ışıltı, yüreklerindeki sevgiyi artırarak, beyinlerini etkili kullanabilen nesiller yetiştirme dileğiyle” diyerek tamamladı.Konferansın sonunda Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz günün anısına Prof. Dr. Nuray Senemoğlu’na teşekkür ederek, plaket takdim etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz