Bunu genetiği belirler.Fakat bu kapasitenin etkin kullanılması için yapılacak birçok şey vardır.Örneğin;bir arabanın göstergesi 180km’yi gösteriyorsa 200km hız yapmak mümkün değildir.Fakat iyi bir araba bakımı ve kullanan ile gerekirse son hıza çıkılabilir.
Son yıllardaki bunca gelişmelere rağmen beyin hala insan vücudunda en az bilgiye sahip olunan organdır.Yapılan çalışmalar ve uzmanlara göre bir çok kişi beyin potansiyelinin çok az bir kısmını kullanmaktadır.
Maalesef okullardaki eğitim düzeni beynin sadece sol tarafını geliştiren matematik,fen bilgisi ve Türkçe gibi derslere önem verirken beynin sağ tarafını geliştiren resim,müzik,el sanatı….gibi derslere pek fazla önem verilmez.Halbuki;tarihte başarılı olan insanlara bakıldığı zaman bu kişiler bilerek veya bilmeyerek sağ ve sol beyinlerini geliştirmiş kişilerdir.Başarılı insanlar beynin her iki yarısını kullanabilen,gerektiğinde birinden diğerine geçebilen insanlardır.
Sağ lob un duygular ve hayallerin etkisinde olduğu ve bütünsel öğrendiği bu yüzden bilgileri sırayla işleyen sol lob un aksine daha hızlı ve etkili olduğu anlaşılmıştır.Sadece sol lobu gelişmiş olan ve bu lobu iyi kullanan insanların üretken düşünebilmeleri için sağ beyni geliştirmeleri gerekir.Çünkü insanın mucitlik ve üretkenlik kısmını sağ beyin sağlar.Sağ ve sol beyin birbirini tamamlayan fonksiyonlara sahiptir.
Sol beyni gelişmiş bir kişi sağ beynini de geliştirirse beynin kapasitesi iki kat değil hayal edemeyeceğiz kadar fazla artar.Beyinde öğrenmenin sonu yoktur.
**BEYNİ GELİŞTİRMEK İÇİN NE YAPMAK GEREKİR?
**
Doğumla başlayan öğrenmenin sonu yoktur.Öğrenme bir başkası tarafından deneyimlerin aktarılması ile gelişir.Bununda adı eğitimdir.İyi bir eğitim beyni geliştirir.Buna birkaç örnek vermek istiyorum.
1)Kitap okumak en faydalı beyin geliştirme yöntemidir.Kitap okumak sağ ve sol lobu beraber geliştirir.Çünkü kitap okurken sol tarafla takip edilen ve kavranan kavramlar sağ tarafta hayal edilir.Bunun için televizyon izlemek sağ lobu pasif bırakır.
2)Sık sık bulmaca çözme beyin için yapılacak en iyi egzersizdir.
3)Okunan bilgilerin uygulanmaya geçirilmesi ve görsel olarak görülmesi okullardaki deneyler sonucunda dersler daha iyi anlaşılır.
4)Öğrencilikte ve çalışma hayatı içinde resim,müzik veya el işi gibi sağ tarafı geliştirecek hobiler edinme.
5)Bol bol spor yapmak,yeterli uyumak ve beslenmeye özen göstermek özellikle spor beynin dinç ve güçlü kalmasını sağlar,olumsuz düşünceleri yok ederek beynin daha kolay öğrenmesini sağlar.
BEYNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Özellikle günümüzde büyük metropol şehirlerde yaşamak hiçbir etken olmasa da tek başına stres kaynağıdır.Trafik,hava kirliliği,çalışma şartlarının ağırlığı,zamanla yarışma…gibi etkenler beyni ve sinir sistemini olumsuz etkiler.Aşırı stres beraberinde uykusuzluk,sinir,insanlara tahammülsüzlük durumlarını da beraberinde getirir.Aşırı stres altında kalan beyin yıpranır.Fonksiyonları bozulmaya başlar ve hükmetme kabiliyeti zayıflar.Örneğin;günlerce uykusuz kalan kişinin hafızası ve düşünce yeteneği zayıflar,vücut direnci düşer bu gibi durumlarda hekim yardımı almak gerekir.
SİNİRİN BEYİNDEKİ TAHRİBATINI NASIL GÖRÜRÜZ?
Sinir ve stres sinir sistemini normal işleyen biyokimyasal mekanizmasını bozar.Bazen geri dönüşümsüz tahribat bile yapabilir.Ağır ruhi travmaya maruz kalınca yaşanan şok buna bir örnektir. Olumsuz olayların etkisi ile beyinde salgılanan maddeler vücuttaki diğer hormonları da aktive eder.
Buna bağlı olarak dolaşım hızlanır,kalp ritmi artar.Kişi yerinde duramaz,geçici olarak beyin fonksiyonları zayıfladığı için kişinin bedenine hükmetme kabiliyeti azalır bu yüzden saldırganlık,eşya kırma,bilinçsiz bir şekilde karşı tarafa zarar verme görülebilir.
SİNİR VE STRESİN ETKİLERİ NASIL AZALTILIR?
Sinir ve strese sebep olabilecek olaylarla karşılaşıldığı zaman şunları yapmak gerekir.
1-Bulunan ortamdan uzaklaşmak gerekir
2-Özellikle orta yaş grubunda görülen şeker ve tansiyon hastalığı gibi etkenler sinir stresin oluşmasına zemin oluşturur.Sinir ve streste tansiyon ve şekerin yükselmesine neden olur ve beyinde geri dönüşümü mümkün olmayan veya sakatlıkla sonuçlanan hasarlar(yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması vs.) meydana getirir.
3-Temiz havaya çıkmak ve derin nefes alıp vermek ve düşünceyi başka tarafa çevirmek gerekir.
4-Kontrol altına alınamayan duygular sonucunda beyin işleyişi bozulup diğer sistemlerede zarar vereceği için bir doktor tedavisine başlamakta fayda vardır.
İŞYERİ EN BÜYÜK STRES KAYNAĞI
Profesyonellik bulunan her şarta uyum sağlama kabiliyetidir.Dolayısıyla iş yaşantısı insan yaşamını sürdürmesi için kaçınılmaz ise iş stersi ile başa çıkmayı bilmemiz gerekir.Bunun için psikolojik destek almak gerekir.Yurtdışındaki büyük şirketlerde çalışanlara stresle başa çıkmanın yollarına dair seminerler verilir.Gerekirse kişilerin birebir destek alması sağlanır.Neticede sinir ve stres beyin fonksiyonlarını olumsuz etkilediği için dikkati azaltır,doğru karar vermeyi engeller olaylara objektif bakmayı önler.Eğer kendi kendinizi ve de sağlanan imkanlarla sinir ve stresten kurtulamıyorsanız uzman desteği ve hatta gerekirse ilaç tedavisi alması gerekir.
SİNİR İLAÇLARI BEYİNDE TAHRİBAT YAPAR MI?
Beyin hayali bir organ değildir.Akciğer, böbrek,karaciğer gibi rahatsızlanabilen bir organdır. Örneğin nasıl karaciğerde tahribat sonucu salgılanan maddelerin yüksekliği ateş,sarılık gibi belirtiler verirse beyinde de ruhsal travma, iş stresi vs..gibi etkenlerle salgılanan maddeler de oluşan hasar sonucu sinir, stres, uykusuzluk gibi belirtiler oluşur.Diğer organlarda oluşan hasarlar nasıl ilaçla tedavi ediliyorsa beyin ve sinir sistemi de ilaçla tedavi edilebilinir.Beyinde işleyişi bozulan biyokimyasal düzen ilaçla düzeltilmezse hastalık ilerler.Sinir ve stresin beyine vereceği zarar ilaçların vereceği zarardan tahmin edemeyeceğiniz kadar fazladır.
SİNİR İLAÇLARI BAĞIMLILIK YAPAR MI?
Sinir sisteminin tedavisinde rahatlatıcı ve tedavi edici ilaçlar vardır.Bazı tür ilaçlar ani sinir ve stres durumunda rahatlatıcı etkiye sahiptir.Bu ilaçlar genelde yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçlardır.Bunların kontrolsüz ve sık kullanılması bağımlılık yapabilir.Sinir siteminin tedavisinde esas kullanılan ilaçlar tedavi etmeye yönelik bağımlılık yapmayan ilaçlardır.Tedavide en önemli konu tedavinin uzun sürmesi ve bu uzun süreyi hastanın kabullenmemesidir.Bu tür ilaçlar ortalama altı ay gibi süreyle kullanılır ve 2-3 hafta sonra etkisini göstermeye başlar.Bir süre sonra ilaç alan hastanın şikayetleri geçince ilaçları kendiliğinden tedavi tamamlanmadan bırakır.Tedavi yarım kaldığı için bir süre sonra şikayetleri tekrardan başlar.Hasta bu durumu ilaca bağımlı hale gelmiş gibi algılar halbuki etkin ve yeterli süre uygulanan tedaviden sonra bu tür ilaçlar rahatça doktor kontrolünde dozu azaltılarak kesilir.
Doç. Dr. Serdar Dağ
Nörolog
serdar.dag65@mynet.com