İstanbul 39. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanık Hanifi Dalkıran ile avukatları hazır bulundu. Mütalaada "Canavarca hisle kardeşini kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapsi talep edilen sanık Hanifi Dalkıran son savunmasında, "Ben kardeşimi yakacak bir insan değilim. Ailemin geçimini ben sağlıyorum. Bu nedenle ailem zor duruma düşmüştür. Pandemi nedeniyle ailecek hepimiz zor günler geçiriyoruz. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Mahkeme heyeti, sanığa "Nitelikli kasten adam öldürmeye teşebbüs" suçundan önce 17 yıl hapis cezası verdi. Cezanın geleceği üzerindeki etkisi dikkate alınarak sanık Hanifi Dalkıran'ın cezasında takdiri indirim yapan mahkeme heyeti, cezayı 14 yıl 2 ay hapis cezasına düşürdü. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına da karar verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, olayın 10 Ağustos 2020 Taksim, Dolapdere Caddesi üzerinde meydana geldiği belirtildi. İddianameye göre, sanık Hanifi Dalkıran'ın elinde olan pet şişe ile kardeşi Serkan Dalkıran'ın bulunduğu binaya girdiği, daha sonra Serkan Dalkıran'ın yanar vaziyette binadan kaldırıma çıktığı kaydedildi. Şüphelinin kardeşinin yandığı esnada elinde bulunan pet şişedeki yanıcı maddeyi başından aşağı döktükten sonra izlediğinin anlatıldığı iddianamede, "Canavarca hisle kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
İlk duruşmada ifade veren ve kafasında, yüzünde, el ve kollarında yanıklar olduğu görülen Serkan Dalkıran, sürekli olarak ağabeyiyle birlikte tiner kullandığını ve 10 senedir sokaklarda yaşadığını söylemişti. Dalkıran, Olayın olduğu gün Taksim'deydik. Boş bir mekanda kalıyordum. Çay almak için dışarı çıktım. Geri geldiğimde ağabeyimin geldiğini gördüm. Kendisi kullanmak için bir beze tiner dökmüş. Benim haberim yoktu. O sırada ben sigaramı yakmak için çakmağı ateşlediğim anda bezle birlikte bütün vücudum alev aldı. Ağabeyim ben alev aldıktan sonra elindeki tineri su sanıp üzerime döktü. Ancak elinde tiner varmış şişeyi döktükten sonra alevler daha da büyüdü. Ağabeyimden şikayetçi değilim" demişti.
Tutuklu ağabey Hanifi Dalkıran ise "Müşteki öz kardeşimdir. Kendi kardeşimi yakacak bir insan değilim. O benim canım ciğerim. Onu öldürmeyi düşünmem mümkün değildir. O an ikimizin de kafası güzeldi. Şişedeki tineri su zannedip döktüm. İçinde tiner olduğunu bilmiyordum" demişti.
(DHA)