Ankara’nın Beypazarı ilçesinde yaklaşık 170 yıl öncesine dayanan gelenek kapsamında, üç ayların başlangıcı ve Regaip Kandili akşamı "Fişek Bayramı" olarak kutlanıyor.
Beypazarı’nda üç ayların başlangıcı ve Regaip Kandili yıllardır süregelen farklı bir gelenekle tüm yasaklara rağmen vatandaşlarca yaşatılmaya devam ediyor. Sokakları gül kokularının sardığı, kabir ziyaretlerinin yapılıp Mevlid-i Şerif’lerin okutulduğu Beypazarı, her yıl Regaip Kandili akşamı ilginç bir geleneğe ev sahipliği yapıyor.
İlçede 170 yıldır olduğu gibi bu sene de gelenek bozulmadı. Beypazarı Belediyesi sabah erken saatlerden itibaren ilçe merkezi ve mezarlık bölgesine ilaçlama aracıyla sokaklara gül suyu sıktı. Havanın kararmasıyla birlikte çoluk çocuk, genç yaşlı herkes poşetlere ve ceplerine doldurdukları torpil, maytap, trakkal, füze ve diğer patlayıcı maddelerle sokak gezerek kandili coşkuyla kutladı.
İlçe halkı tarafından yaşatılan bu gelenek ile ilgili bilgi veren Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan, “Bu gecenin tüm İslam alemine hayırlar getirmesini diliyorum. Bu mübarek gecedeki duaları da bütün İslam alemine ve ülkemize hayırlar getirmesi için edeceğiz. Türkiye’nin hiçbir yerinde böyle bir adet gelenek yoktur. Şu anda da seslerini duyduğumuz maytap ve torpilleri üretilen fabrikalardan da öğrendiğimiz kadarıyla sadece Beypazarı’nda böyle bir gelenek var. Asırlardır devam eden bu gelenek, ilçemizde hala devam ettiriliyor. Biz de belediye olarak katkıda bulunuyoruz" ifadesini kullandı.
Hem emniyet açısından, hem çevreye zarar vermemesi açısından belli noktalar oluşturulduğunu kaydeden Kaplan, "Vatandaşın bu kutlamayı belli bölgelerde yapması sağlanıyor. Belediye olarak biz de ilçemizin en yüksek noktasında Hıdırlık Tepesinde akşam ile yatsı vakti arasında bu kutlamayı belediye olarak yapıyoruz. İnşallah bizden sonra da devam etmesi için de uğraşıyoruz" diye konuştu.
Orta Asya’dan beridir süregelen bir kutlama geleneği olduğuna dikkat çeken Kaplan, şunları dedi:
"Bizim inanışımıza göre de Peygamber efendimizin anasının rahmine düştüğü gün olarak da bilinir. Tabiri yerindeyse bunun bir sevinci, kutlaması. Üç ayların girişinin kutlanması gibi bence güzel bir gelenek. Bir de hiçbir yerde olmaması artı bir güzellik katıyor. Aynı bayramlardaki arife günleri gibi dükkanlar erkenden kapatılıyor. Genelde insanlar oruçlu oluyor. O gün içinde dostlar, akrabalar ziyaret ediliyor. Mesela Beypazarı’na ait bir gelenektir bu da ekmek ve kibrit verilir komşulara. Bereketle ilgili ve o ocağın sürekli yanmasıyla ilgili güzel temennilerde bulunulur. Biz de bugün o geleneğimizin devamı adına komşularımıza, eşimize dostumuza ekmek ve bir tane kibrit dağıtmaya çıkıyoruz. Bunlar Anadolumuzun güzellikleri, yaşaması gereken, devam etmesi gereken değerleridir diye düşünüyorum."
"Tarihi, kültürü, gelenekleri inanılmaz güzellikleri var. Bu güzellikler içinde belediye başkanlığı yapmak gerçekten çok onur verici"
Beypazarı’nın kendine özgü değerleri olduğuna dikkat çeken Kaplan,"İddia ediyorum ki Beypazarı coğrafi açıdan, üzerinde üç iklimi birden barındırması açısından tek ilçedir. Bu güzelliklerin ilçemize çok ciddi katkıları olmuştur. Hem Karadeniz, hem Akdeniz hem de karasal iklimi yaşayabiliyorsunuz Beypazarı’nda. Böyle bir coğrafi yapı başka hiçbir yerde yoktur diye düşünüyorum. Tarihi, kültürü, gelenekleri inanılmaz güzellikleri var. Bu güzellikler içinde belediye başkanlığı yapmak gerçekten çok onur verici" diye konuştu.
"Beypazarı’nın yaşamıyla, tarihiyle alakalı Evliya Çelebi çok güzel şeylerden bahseder"
Beypazarı’nın Evliya Çelebi tarafından kaleme alınan Seyahatname’de çokça yer bulduğunu aktaran Kaplan, ilçenin tahine ilişkin bilgi verdiği konuşmasında, "Şuan önünde bulunduğumuz bu tarihi konağın tadilatını geçen yıl bitirdik. Bu konaklar Beypazarı’nın geçmişte nasıl yaşadıklarını bir bir anlatıyor. Beypazarı’nın yaşamıyla, tarihiyle alakalı Evliya Çelebi çok güzel şeylerden bahseder. Burada toplanan vergiler Osmanlı Şeyhülislamının maaşı olarak ödenirmiş. Buradan gelen kazancın tamamen helal olduğuna inanırlarmış. Tiftik keçisiyle alakalı, ihracatın Beypazarı’ndan döndüğü bu konakların o zenginliklerle gerçekleştirildiğinden bahsedilir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden 2 bin 421 vergi memurundan bahsedilir. Düşünün ticaretin nasıl canlı olduğunu. İpek Yolu’nun üzerinde bulunuyor. Şu anki çarşımız Türkiye’nin hiçbir yerinde göremeyeceğiniz 500-600 yıl öncesine kadar giden Türkiye’nin hatta dünyanın en eski açık AVM’lerinden biridir" şeklinde konuştu.