Türkiye’de Koronavirüs tedbirleri açısından maske kullanımıyla ilgili de yeni düzenlemeye gidildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Vatandaşlarımızın tamamına yetecek maske stoku ve üretim planlamamız vardır. Devlet olarak tüm vatandaşlarımıza ücretsiz maske ulaştırmada kararlıyız” açıklamasında bulundu. Vatandaşın kendi imkânlarıyla evde yaptığı ya da dışarıdan satın alınan bez maskelerle ilgili açıklamalarda bulunan İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Neşat Bozkurtgil, “Bez maskeler kişinin hapşırık, öksürük, konuşma, gülme gibi aktivitelerinde ağızdan ve burundan saçtığı virüsü ve partikülleri tutması açısından faydalıdır.Virüsü dışarıdan almamak için yeteri kadar koruyucu olmayabilir. Bu bezin kalitesine, gözeneklerine, geçirgenliğine göre değişkenlik gösteriyor” ifadelerini kullandı.
İpliğin ve kumaşın kalitesi, sık dokunup dokunmadığı gibi etkenlerin bez maskede önemli olduğuna değinen Uzm. Dr. Neşat Bozkurtgil, bu maskelerin 60 derece ve üzerinde deterjanla yıkanması gerektiğini söyledi.
Daha yüksek ısılarda yıkanabileceğini de ifade eden Bozkurtgil, “Yıkandıktan sonra iyice kurulanmış olması ve nemli kullanılmaması lazım. Bunu bir fön makinesi tutarak da daha güzel kurutabilirler. Böylece virüsü de inaktivite etme şansı doğar. Bu maskeler birkaç kullanımdan sonra deforme olabilir ve eski etkisini göstermeyebilirler.Kişi bu maskeyi kalın bir şekilde kullanır ve bu haliyle nefes alabiliyorsa, kendinden dolayı etrafa tehdit saçmamış olur. Diğer standart maskeler yoksa, bunu kullanabilir. Ama artık maskeler devlet tarafından her eve gönderiliyor. Bu yüzden standarttan çok uzaklaşmamak lazım” diye konuştu.
Maske takmanın hem kendimizi hem de çevremizi korumak adına çok önemli olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Neşat Bozkurtgil, sözlerine şöyle devam etti:
“Maske taktığımız zaman maskeye olan temastan mutlaka kaçınılması gerekiyor. Herkes ben hastayım gibi düşünerek maskeyi kullanmalı. Bunu kullanırken, kirlenmiş elleriyle çevreye ve kendilerine temastan kaçınmalılar. Bir de maskeyi taktıktan sonra başka bir kişinin sekresyonunun yani parçacığının bu maskenin dış yüzeyine geldiğini hesap ederek maskeyi kullanmalılar. Amacımız, gelen virüspartiküllerini maskenin dış yüzünde tutup içeriye almamak. Bu dış kısmının kirli olduğunu kabul ediyorsak, o zaman dış yüzeye dokundurduğumuz elleri daha sonra yüzümüze ve gözümüze sürersek veya ellerimizi yıkamadan bir şeyler yersek, çevreye dokunursak başkalarını tehdit ederiz. Diğer durumlarda da ellerimiz aracılığıyla virüsü kendimiz direkt almış oluruz. Maske amacından uzaklaşmış, hatta bize zararlı bir hale gelmiş olur. Belki normalde almayacağımız bir virüsü maskenin kirlenen dış yüzeyine dokunan ellerimizle kendimize davet etmiş oluruz.”
Diğer maskelerin güzel kullanıldıktan sonra açık alanda havalandırmaya bırakılabileceğini ifade eden Uzm. Dr.Bozkurtgil, maskenin fazla kullanıldığında ve nemlendiğinde ömrünü tamamladığını söyledi.
Erkeklerin sıkça sorun olarak dile getirdiği sakal konusuna da açıklık getiren Bozkurtgil, “Sakal maskenin yüze oturmasında uyumsuzluk yaratabilir. Sekresyonlar sakal bölgesinde, kıl köklerinde yerleşebilir. İyi bir temizlik sağlamamız mümkün olmayabilir. Hijyen koşulları nedeniyle sakal olmamasını tercih ederiz” şeklinde konuştu. (İHA)