HABER

“Bildiğiniz tüm diyetleri unutun!”

Günümüzün en büyük sorunları arasında başı çeken kilolar neredeyse herkesin ortak derdi haline gelmeye başladı. Ve herkes önüne gelen ilk diyete bir umut sarılıyor. Peki bu doğru mu? Uzman Diyetisyen Işın Sayın, Sözcü Gazetesi'nden Nesli Leyla Şenol'a sağlıklı beslenmeyle ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu. Sayın, ‘Bildiğiniz tüm diyetleri unutun’ diyor ve kendisi küçük etkisi büyük sırlar veriyor.

“Bildiğiniz tüm diyetleri unutun!”

Kilo ve diyet… Bu iki kelime günümüzde hayatımızın tam da ortasına gelip yerleşti. İki kişi bir araya gelse mutlaka sohbet döner dolaşır kiloya gelir. Özellikle kadınların birinci gündem maddesidir diyetler! TV'lerde, gazetelerde, sosyal medyada bol bol zayıflama taktikleri verilir, mucize diyetlerden bahsedilir. Peki bu diyet adı altında paylaşılan, önerilen listeler ve fikirler sağlıklı mıdır? Diyet yapmak ve sağlıklı beslenmek arasındaki farkı kaç kişi biliyor? Herkes için ‘ortak mucize bir diyet' olur mu?

Tüm bu sorulara farklı bir yanıt veriyor Uzman Diyetisyen Işın Sayın! Ve diyor ki; ‘Işın Sayın ile Bildiğiniz Tüm Diyetleri Unutun’

İlk önce sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Işın Sayın kimdir?

08.12.1975 doğumluyum. Dikili-Salihli ve İzmir üçgeninde büyüdüm. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü'ne 1995 yılında dereceyle girdim. 1999 yılında mezun oldum. Scuba dalış eğitimi aldım. Mesleğimle ilgili güvenilir bilimsel bilgileri takip etmeyi çok seviyorum. İzmir'deki ve Ankara'daki dostlarımı İstanbul'da özlüyor, burada yeni dostluklar kuruyorum. Benim için bir kenti güzel kılan içinde yaşanan anılardır.

“IŞIN SAYIN İLE BİLDİĞİNİZ TÜM DİYETLERİ UNUTUN”

Sizin bir sloganınız var ‘Işın Sayın ile Bildiğiniz Tüm Diyetleri Unutun’ diyorsunuz. Size gelenler gerçekten farklı bir diyetle mi karşılaşıyorlar?

Evet. Her satırına üyelerimle birlikte karar verdiğim beslenme planlarını ellerine aldıklarında, hayatlarının tam da içinden bir şeyle karşılaşıyorlar. Tuhaf iksirler, absürt uygulamalar yok. Besin zaaflarını güvenli dozda yiyor, içiyorlar ve kilo veriyorlar. Kan testlerinde çok olumlu gelişmeler meydana geliyor. Diyet, üstlerinde dikilmiş bir elbise gibi, %100 kişiye özel… Kilo vermeye karar verdiğinizde yaşanan tüm sorunları çözen beslenme planları; hayat boyu sürdürülebilirdir. Üyelerimiz bu sayede her ortama cesurca katılır, istedikleri besinlerden tüketir, kilo vererek o haftadan çıkarlar. Yani her besin için kendi sınırlarını ve püf noktalarını öğrenirler. Diyet dediğiniz şey bu şekilde eşsiz hale gelir.

Sizi tercih eden danışanlarınızın yorumlarını okuduğumuzda gerçekten fark yarattığınızı görüyoruz. Danışanlarınızın sizi bu kadar sevmesini neye bağlıyorsunuz?

Danışanlarıma ilk andan itibaren sonsuz yardım etme hissi, koşulsuz sevgi, mutlak özveri ile yaklaşıyorum. Onları anlamaya ve sorunlarını mutlaka çözmeye odaklıyım. Üyelerimi herhangi bir sebeple asla kategorize etmiyorum. Kullandıkları ilaçları, yaşadıkları sorunları ve duygularını gayet iyi anlıyorum. Tek çabam onlar için son derece konforlu ve eğitici bir program olması… Sanırım bunları fark ediyorlar.

Sizin gözlemlediğiniz kadarıyla insanlar diyet yaparken nerelerde hata yapıyorlar?

Bireyler çoğu kez besin zaaflarını reddederek işe başlıyorlar. Sonra da feci bir içsel mücadele yaşıyor, programı bırakıyorlar. Ya da hedefe ulaşınca, kendilerini bu besin zaaflarına veriyorlar ki, kilo korumak imkansız hale geliyor. Oysa ihtiyaçları olan hem yasaksız, hem de sağlıklı bir diyet. Her birey besin zaafları için güvenli porsiyon ve yeme sıklığına adapte olabilir. Işın Sayın' la Beslenme Danışmanlığı hizmeti aldıklarında; alışkanlık ve besin bağımlılığında insan beyninin nasıl da kontrol edilir olduğunu kendilerine kanıtlıyorlar. Bu noktada rehberlik ediyorum.

Kişiye özel diyet nasıl olmalıdır?

Herkesin besin zaafları başka, öğünlerde ulaşabildikleri besinler farklıdır. Öğün sayısı bile kişiye özeldir. Metabolizma hızı, sağlık durumu ve genetik hastalık yatkınlıkları değişkenlik gösterir. Programda besin-ilaç etkileşimi, besin ve besin etkileşimlerine dikkat edilmeli. Basitçe damak zevki bile farklıdır. Elinize bir beslenme planını aldıklarında: “Oooo! Bunu ömür boyu bile sürdürebilirim. Diyet gibi değil. Bana sınırlarımı gösteriyor, yasaksız ve her ortama uygun.” diyor olmalılar.

“ACIKMADAN ZAYIFLAMAK MÜMKÜN”

Aç kalmadan zayıflamak mümkün mü?

Doğru planlanan bir beslenme programı acıktırmaz, tok tutar. Eğer her şeye rağmen sıra dışı biçimde acıkıyor, iradenize güvenemiyorsanız, iştahınızı açan bir hastalık gözden kaçmış olabilir. Gerekli kan testleri yapıldığında çaresi vardır. Uzun lafın kısası, tüm detaylar tarandığında ve çözümü uygulandığında, acıkmadan zayıflarsınız. Dünyada olmayan fakat sizde olan bir hastalık olmadığına emin olarak kolları sıvayın. Ancak tüm beslenme sorunlarınıza; profesyonel yaklaşım, gerçek ve kalıcı çözüm vaat edebilir.

Doğru beslenmenin ilk adımları nasıl olmalıdır?

Mutlaka üniversitelerin Beslenme ve Diyetetik Bölümlerinde özel eğitim almış bir uzmanla çalışmalısınız. Diplomasını sormak yasal hakkınız. Sonuçta sağlığınızı emanet edeceksiniz… Kulak ağrısı için diş hekimine gitmemeniz gerektiği gibi… Besin zaaflarınızı kendinize ve uzmanınıza itiraf ederek başlayabilirsiniz. Size önerilen kan testlerini ve ilgili tedavileri eksiksiz yapın. Tüm davetleriniz için ayrı yardım isteyin, her ortama katılın, çok şeyi doğru dozda yiyip durmayı sık sık deneyimleyin. Aklınıza takılan ve yemek istediğiniz her şeyi uzmanınıza sorun ki; öğrenerek tempoyu bozmadan zayıflayın. İlaçlarınızı diyet uzmanınıza bildirin. Zorlandığınız her şeyi hızla paylaşın. Rahat olmanız en önemlisi…

Diyet yapmak ve sağlıklı beslenmek arasında bir fark var mıdır?

Diyet yapmak düdüklü tencere gibi vücut içinde basınç biriktirmektir. Pasta size bakar, siz pastaya bakarsınız. Gelinliğe sığınca ver elini pastanın bin türlüsü… Sağlıklı beslenme; pastayı yeme ile ilgili tüm teknik detayları size öğretir. Ulaşabildiğiniz sağlıklı besinlere de yer verir, zaaflarınıza da…

Kahvaltı neden önemlidir?

Siz güne uyandınız diye metabolizmanız da sizinle birlikte güne uyanmak zorunda değildir. Kahvaltı yaparsanız, metabolizmanız tembellik etmeyi bırakır, çalışmak zorunda kalır. Uyandıktan sonra en geç 2 saat içinde kişiye özel kahvaltı modelleri şekillendirilir. Ve bu standart biçimde kibrit kutusu peynir ekmekten ibaret değildir. Kimi birey sadece kahveyle güne başlarken içine süt koyup yanında ceviz yiyebilir. Başka biri için de bambaşka bir formül uygun olacaktır.

Sağlıklı beslenmek için kaç ana ve ara öğün yemek yemeliyiz?

Bu tamamen kişiye göre, kan testinin işaret ettiği sağlık durumuna göre değişkenlik gösterir. Minimum 4 öğün, en çok da 6 öğün beslenmemizde yarar vardır. Örneğin: Pazar günü 2si ana 2si ara öğün olabilirken, hafta içi 3 ana 1 ara olabilir. Ya da 3 ana öğüne ilave olarak 1 ikindi bir de gece ara öğün bile yapılabilir ve gayet sağlıkla zayıflanılır. 8 öğün yapma eğilimi varsa da nedeni bulunmalı, ilaçla ve/veya diyetle tedavisi yapılmalıdır.

“SAAT 18.00'DEN SONRA YENİLMEZ TABUSUNU UNUTUN!”

Saat 18.00'den sonra yemezsek zayıflarız da, yersek kilo verilemez mi?

Üyelerimiz, ailecek bir araya geldikleri pazar kahvaltıları ve gece ara öğünlerinde yiyerek kilo verirler. Burada önemli olan ne yediğiniz, kaç kalori aldığınız ve kaç kalori harcadığınızdır. Saat 18.00'den sonra yenilmez tabusunu unutun. Hayat; davetler, özel yemekli organizasyonlar, değişen iftar saatleri ile bir bütündür. Komşunuzun kızı evlenirken yemeğine gitmeyecek misiniz?

Ara öğünün önemi nelerdir?

Sağlıklı bireylerin saat başı alınan kan örneklerinde; bir öğünden sonra dördüncü saatte, ghrelin adlı açlık hormonunun yükseldiği ve leptin adlı tokluk hormonunun da düştüğü görülmüş. Bu demek oluyor ki; en geç 4.-5. saatte, tok tutan ve erkenden tekrar acıktırmayan, en az 50 kcallik bir besini tüketmenizde yarar var. Aksi halde önünüze gelen ilk öğünde frenleriniz tutmayabilir. Harcanandan fazla enerji alma riski doğabilir. Bu da iştah patlaması ve kilo artışı anlamına geliyor. Öğün saatlerinin arası açıldığında metabolizmanızın dinlenmeye geçmesi, enerji harcamaması da olağandır.

Light ürünleri hayatımıza sokmak ne kadar doğru?

Tüm light ürünler güvenli ve sağlıklı değildir. Tamamı zayıflamada fayda sağlamayabilir. Ya da bir kısmı kan testlerinize fayda sağlamadığı gibi, sakınca bile doğurabilir. Bu noktada beslenme ve diyet uzmanınızdan profesyonel yardıma ihtiyaç duyarsınız. Kimi özel durumlarda light ürünlerin bazılarının zorunlu ihtiyaç oldukları da bir gerçektir.

Sağlıklı yağ tüketimi nasıl olmalıdır?

Gerçek zeytinyağı ve gerçek tereyağına ulaşmaya çalışın. Bir yerden sonra da güvenmek zorunda kalıyoruz elbette… 1 LT'den fazla zeytinyağını ayrı saklayın. 250-500 gramdan fazla tereyağını ayrı paketleyin ve derin dondurucuda saklayın. Her zaman yağları ve her besini daha sık ve daha az miktarda satın alın. Tüm yağların havayla temasını kesin, iyi kapatın. Doğrudan güneşe maruz kalmasın. Hiçbir yağı ve besini uzun uzun kızartıp, kavurmayın. Böylece sağlık riski doğurmaz, fayda sağlar.

Her yediğimiz içtiğimizin kalorisini hesaplamak doğru mu? İnternette yazılanlara ne kadar güvenmeliyiz?

İnternette yazılan her şey elbette ki doğru değildir. Ben de kalori hesabı yaparak yaşamıyorum. Üyelerime de bunu yapmaya hakkım yok. Esas olan her bireyin her yiyecek ve içecek için kendisine özel belirlenen porsiyon ölçüsüne adapte olması alışmasıdır. “Diyette o da yenmez ki” dedikleriniz için bile bu geçerlidir…

“ÖYLE İNSANLAR VARDIR Kİ; SPOR TAMAMEN YASAKTIR”

Spor yapmadan zayıflamak mümkün mü?

Öyle danışanlar gelir ki; spor yasaktır ve siz onları bir torba dolusu ilaç kullanımına rağmen zayıflatmak zorundasınızdır. Kabul etmemiz gereken bazı gerçekler var. Morbid obez birini tabana kuvvet koşturursanız, eklem, tendon ve kaslarına zarar verebilir, çok daha uzun yıllar spor yapmasını engellemiş olursunuz. Ya da yaşam temposu gerçekten hiç uygun olmayan bireyler vardır. Bebeği gecede 15 defa uyanan bir anne için spordan çok uykuya zaman ayırmanın daha elzem olması gibi… Bireyleri koşullarıyla birlikte kabullenmek gerek. Bizim işimiz çözüm üretmektir. Sorun yaratmak değil… Sporu sevdirmek, önemini kavratmak gerek. Uygulanabilir ve sürdürülebilir ılımlı egzersizi kişiye göre tanımlamak en güzeli…

Diyet yaparken tuz tüketimini sıfıra indirmek ne kadar doğru?

Yemeklerinize pişerken hafif tuz ekleyin. Sofrada tuzluk bulundurmayın. Böylece yüksek tansiyon, ödemler ile mücadelede başarılı olursunuz. Kilo kaybı da daha tempolu olur. Ancak tamamen tuzsuz beslenme bazı hastalıklarda diyet tedavisi için zorunludur. Yediklerinizden keyif almanız da önemli değil mi? Zaten tansiyonu düşük olanlar içinse; tamamen tuzsuz beslenmek, ciddi bir sorun olacaktır.

Beyaz ekmek tüketmek tamamen yanlış mı?

Evinize, alışveriş sepetinize asla almayın dediğim besinlerden biridir. Beyaz unun şekli değişince kimse tanıyamıyor, tüketiveriyor. Şehriye, erişte, beyaz undan makarna, beyaz undan hamur işleri, beyaz unlu çorbalar, tarhana ve domates çorbası gibi… Oysa toplumda, insülin direnci, reaktif hipoglisemi (şekerin düşmeye eğilimli olması), diyabet gibi hastalıklar çok yaygın. Bilinçlenip hayat boyu prensipli beslenmekte fayda var. Bu saydıklarımdan bazıları sizin zaafınızsa, bu kez daha seyrek ve daha tadımlık yiyip durmayı deneyin. “Durduramıyorum” diyorsanız bir beslenme ve diyet uzmanından yardım isteyin.

Mevsimlere göre insanlarda kilo verme hızı değişkenlik gösterebilir mi?

Sonbaharda ve yaz aylarında bazı bireyler meyve / dondurma / tatlı ve diğer başka besinlere şiddetli eğilim gösterebilir. “Tüm kış mayoya hazırlandım şimdi düşünmeden yemek istiyorum” diyor olabilir. Veya kış aylarında bazı bireyler kilo alır ki; ailecek her şeyi arka arkaya bol bol yerken TV, DVD izleme alışkanlığı kilo aldırırken, yazın sıcaklarda, iştahsız kalıp kilo verebilirler. Kişiden kişiye değişen bir durum demeliyim.

“SODAYLA İLGİLİ HAYATİ UYARI: BUNU SAKIN YAPMAYIN!”

Su yerine soda içenler var. Bunu doğru buluyor musunuz?

Hiçbir şey suya rakip değildir. Suyun muadili de değildir. İnsan vücudunun suyun ta kendisine ihtiyacı vardır. Bazı içecekler vücutta su tutarken, bazıları da aşırı su kaybına yol açar. Soda ve maden suyunda sülfat ve bikarbonat bulunur. Etiket okuyun ve bunların kimyada tuz olduklarını teyit edebilirsiniz. Bu bileşikler vücutta ödeme neden olabilen tuzlardır. Suyun günlük gereksinmesi yaşa, boya, vücut büyüklüğüne göre değişir. Ancak asla soda su yerine içilemez. Soda ve madensuları içindeki sülfat ve bikarbonat, ödemi artırabilir, zayıflamayı bu yolla yavaşlatabilir. Tansiyonu yükselmeye eğilimli olanlar için sakıncalı olabilir. Yazın tansiyonu düşüp bayılana ve elit sporcu olup sürekli spor yaparak, su ve mineral kaybedenlere; günlük olarak önerilebilir. (Nesli Leyla ŞENOL - Sözcü)

En Çok Aranan Haberler