NEW YORK (İHA) - Irak'ın kitle imha silahları geliştirmediğini kanıtlamak amacıyla BM yetkililerine teslim ettiği binlerce sayfalık raporun ilk ayrıntıları belli olmaya başladı. Rapor, Irak'ın silah programına ilişkin ilk izlenim niteliği taşıyor. Raporun dikkat çekici yanı ise, Irak'ın kitle imha silahları geliştirecek teknolojiye sahip olmasını sağlayan çeşitli ülkelerdeki silah tacirlerinin listesi.
Bağdat yönetimi raporunda, 1991 yılına, yani Körfez Savaşı'na kadar sürdürdüğü nükleer silah programına, tamamladığı radyoaktif bomba projesine ve biyolojik silah yapımına ilişkin çalışmalarına yer veriyor. Saddam Hüseyin, "kirli bomba" olarak adlandırılan radyoaktif malzemeyle zenginleştirilmiş bombayı 1987 yılında, İran Savaşı sırasında denemişti.
BM Güvenlik Konseyi kararı öngörmese de, Irak'ın kitle imha silahlarına ilişkin raporun kopyaları Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerine, yani aralarında ABD'nin de bulunduğu ve nükleer güce sahip 5 ülkeye de dağıtıldı. Irak'ın 2 bin sayfalık atom bombasının nasıl yapılmasının planlandığına ilişkin tarifi, BM tarafından önceden biliniyordu. Bu nedenle uzmanlar, Bağdat'ın açıklamasını alışılmış ifadelerin bir tekrarı olarak nitelendiriyor.
SİLAH TACİRLERİNİN LİSTESİ Raporun dikkat çekici yanını, Irak'ın kitle imha silahları geliştirecek teknolojiye sahip olmasını sağlayan ve şimdiye dek gizli tutulan, dünyanın çeşitli ülkelerindeki silah tacirlerinin listesi oluşturuyor. Bu isimlerin kamuoyuna açıklanıp açıklanmayacağı ya da BM Güvenlik Konseyi'nin daimi olmayan üyelerine iletilip iletilmeyeceği henüz hararetle tartışılıyor.
Yoğun tartışmalara konu olan bir diğer nokta ise, ABD tarafından ileri sürülen, Irak'ın 1998 yılında BM silah denetim uzmanlarının ülkeden ayrılmasından sonra nükleer, biyolojik ve kimyasal silah programını sürdürdüğüne dair Washington'un elinde kanıtlar bulunduğu iddiası. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, sözkonusu kanıtların artık ABD tarafından açıklanması gerektiğini vurguluyor.
GÜVENLİK KONSEYİ'NDE RAPOR TARTIŞMASI Irak'ın kitle imha silahlarına ilişkin raporunun sadece BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerine iletilmesi yoğun bir tartışmaya yol açtı. Konseyin daimi olmayan 10 üyesi kendilerini geri plana itilmiş hissediyorlar. Örneğin Suriye'nin BM nezdindeki Büyükelçisi Michail Wehbe, belgelerin tüm BM Güvenlik Konseyi üyelerine dağıtılmasını öngören 1441 sayılı Irak kararının ihlal edildiğini söylüyor.
BM Güvenlik Konseyi buna neden olarak uluslararası anlaşmalar uyarınca kitle imha silahlarına sahip olmayan ülkelerin, bu tür silahların yapımına ilişkin ayrıntılı bilgiye sahip olmaması gerektiğini ileri sürüyor. Kolombiya'nın BM Büyükelçisi ve BM Güvenlik Konseyi'nin Başkanı Alfonso Valdivieso, bu yöndeki kararını savunuyor ve nükleer silah üretimine ilişkin bilgilerin dağıtılamayacağına işaret ediyor. Valdivieso'nun bu özel düzenlemeye Washington'un baskısıyla razı olduğu ileri sürülüyor.
Suriye'nin BM Büyükelçisi Michail Wehbe, ABD ve BM Güvenlik Konseyi'nde veto hakkına sahip diğer daimi üyelerin, raporun gelecek hafta tüm Güvenlik Konseyi üyelerine açıklanmasından önce, belgelerin değerlendiriliş biçimini belirlemelerinden endişe ediyor. Wehbe,"Birlik içinde olunmasını bazen istiyorlar, bazen istemiyorlar" diyor.
Washington'un BM nezdindeki Büyükelçisi John Negroponte ise konuya çok daha farklı yaklaşıyor. Ülkesine ve diğer 4 daimi üyeye belgelerin verilmesinin, kayırma anlamına gelmediğini iddia eden Negroponte, "Sözkonusu olan sadece, nükleer silahlar geliştirilmesine ilişkin ayrıntılı bilgilerin kullanımına fırsat vermemektir" diyor.