BİLECİK (AA) - TAYYİB HOŞBAŞ - Bilecik'te, Osmanlı Devleti'nin kurulduğu topraklarda yer alan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında tahrip edilen beş caminin ayakta kalan minareleri varlığını sürdürüyor.
Yunanlıların 3 kez işgal ettiği kentin ilk yerleşim yerindeki Orhan Gazi Camisi'nin, kendisinden 30 metre uzaklıkta ve tepede bulunan minaresi ile vadiye yayılmış, birbirinden uzak Osmangazi, Akkaldırım, Emirler ve Karacalar camilerinin minareleri, şehre kattığı mimari değerle zamana direniyor.
Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce birinci derece sit alanı olarak tescillenen ve açık hava müzesini andıran vadideki tarihi yapılar, eşsiz mimarileriyle fotoğrafçıların uğrak yeri oluyor.
Bilecik Valisi Bilal Şentürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı döneminde yerleşimin bulunduğu alandaki beş caminin, 1921 yılında Yunan işgali sırasında yakılarak tahrip edildiğini söyledi.
Kentin "Kuruluş ve kurtuluşun şehri" olarak bilindiğini belirten Şentürk, şöyle konuştu:
"Bilecik'in kurulduğu bu vadi, yaşanan üç işgal ile yakılıp yıkılarak tahrip edilmiş, 1500'ün üzerindeki yapı yok edilmiş. Kurtuluş Savaşı sürecinde, burada düşmana karşı bir kalkışma oluyor ve o kalkışma ile kent düşman işgalinden kurtarılıyor. Burada o dönemden beş minaremiz kalmış. Bu minarelerimiz, mihenk taşlarımız. Beş minaremiz, buranın tarihi noktasında bize fikir verebilen unsurlar. Bu yapılar kentin geçmişini bugüne taşıyan izlerdir. Bunlar, Osmanlı'nın kuruluşundan Kurtuluş Savaşı dönemindeki kurtuluşa kadar süreçlere tanıklık etmiş eserlerdir. Bu eserlerin ihyası, tarihe sahip çıkmak adına çok önemli."
- "Bazı minarelerin külah kısımları da bulunmuyor"
Bölgedeki minarelerle ilgili bilimsel çalışmalar yapan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) Öğretim Görevlisi ve sanat tarihçisi Hakan Karşıyaka, Şeyh Edebali Türbesi çevresinin eski bir yerleşim yeri olduğunu anlattı.
Civardaki somut yapılar ve inceledikleri geç döneme ait fotoğraflar üzerinden yorumlamalar yaptıklarını aktaran Karşıyaka, "İkinci İnönü Savaşı sonrasında Yunanlılar buradan çekilirken birçok kültür varlığını ve yerleşim yerini yakmışlar. Bundan dolayı günümüzde sadece kalıntılara rastlıyoruz. Burada beden duvarları olmayan beş minare görmekteyiz. Bazı minarelerin külah kısımları da bulunmuyor. Halkımız bu minarelere 'yalnız minareler' diyor." ifadelerini kullandı.
Karşıyaka, bölgedeki camilerin mahalle isimleri ile adlandırıldığını belirtti.
Yapım tarihlerinin kesin belirlenemediği Osmangazi, Akkaldırım, Emirler ve Karacalar camileri ile 14'üncü yüzyıl başlarında inşa ettirildiği bilinen Orhan Gazi Camisi'nin minarelerinin şehrin simgesi olduğunu vurgulayan Karşıyaka, "Minarelerin bulunduğu vadinin turizme kazandırılması çok önemli. Minarelerin yanına gittiğinizde orada yürüyüş yollarını, medrese kalıntısı ve imaret bulunuyor. Bu vadi, geçmişi bize göstermesi açısından, Osmanlı dönemindeki sosyal ve dini hayatı bize aktarması bakımından oldukça önemli." değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz