Kalkınma Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Microsoft ve Habitat Kalkınma Yönetişim Derneği ile Ulusal Gençlik Parlamentosu tarafından desteklenen “Bilinler Bilmeyenlere Bilgisayar Öğretiyor” projesi kapsamında Karadeniz Bölgesi’nin eğitmen eğitimi Ordu’da gerçekleşiyor.
Karadeniz Bölgesi’ndeki 11 ilden katılan 22 genç bilgisayar eğitimi alıyor. Ordu Belediyesi İnternet Evi’nde gerçekleştirilen eğitim, Çarşamba gününe kadar devam edecek. Projenin master eğitmeni Abdullah Gürsoy, projenin amacının bilişim okur yazarlığının artırılması olduğunu söyledi.
Gürsoy, bu projeye katılan gençlerin gönüllü olduklarını, hiçbir maddi kaygılarının olmadığının altını çizerek, “Ordu’da gerçekleştirdiğimiz bu eğitim Karadeniz Bölgesi eğitimidir. Karadeniz Bölgesi’nin 11 ilinden katılımcı arkadaşlarımız var. Projemizin esas amacı gönüllüktür. Buraya gelen genç arkadaşlarımız maddi kaygı içerisinde gelmiyor. Tamamen sosyal sorumluluk, gönüllülük esasıyla buraya geliyor. Hiçbir çıkarları yok. Projenin genel amacı ise, Türkiye’de bilişim okuryazarlığını artırmaktır. Sadece Bilgisayar kullanmak ya da belirli bir program ile bilişim okuryazarlığı kazanılmıyor. Bilişim okuryazarlığını, okuma-yazma gibi düşünün. Bilgisayarın temel kullanımı, bilgisayar nasıl seçilir, temel bilgisayar kullanımı nasıldır. Ayarları nasıldır, Office nasıl kullanılır gibi farklı müfredatlarımız da var. Bu farklı müfredatlar daha çok istihdama yöneliktir. Yazılım geliştirme, web tasarımı gibi daha çok üniversiteli gençleri hedefliyor. Ama bunlar son dönemde geliştirildi. Projenin çıkışı ve ana nedeni Türkiye’de bilişim okuryazarlığını artırmaktır. Bu bağlamda bizim eğitim planımız var. Bu eğitim planında master eğitmenler gurubu var. Bu master eğitmenler bölgesinden gönüllü olan gençlere eğitim veriyor. Eğitim verilen bu gençlerde kendi yerellerinde katılımcılara eğitim veriyor. Bu sayede bilişim okuryazarlığını artırmaya çalışıyoruz” dedi.
ERKMEN: “KENDİMİ ÇOK KÖTÜ HİSSETMİŞTİM”
Neslihan Erkmen, projeye stajyer öğretmen arkadaşı ile bir okulda yaşadığı olay nedeniyle katıldığını ifade ederek, “Giresun Üniversitesi iktisat son sınıf öğrencisiyim. Bu eğitimi duyduğumda aklıma ilk gelen ev arkadaşımız ile yaşadığımız bir olay vardı. Arkadaşım öğretmen staja gidiyor. Okulda da yatılı çocuklar kalıyor. Bir gün kıyafet yardımı için gitmiştik. Oradaki öğrencilere kıyafet yardımı yapıyorduk. Bilgisayardan bir şey bakmak için açtık. Arkadaşıma öğrencisi ‘bilgisayar bilmiyorum. Bir kez dokunabilir miyim?’ dedi. Orada kendimi çok kötü hissetmiştim. Daha sonra bu eğitimi gördüm Ben bu eğitime katılırsam kendimden daha çok başkasına faydalı olacağımı düşündüm. Köylerde bilgisayarlar ama öğrenciler kullanmasını bilmiyor. Bunları tanıtmak için bu eğitime katıldım” diye konutu.
AKKAYA’YI BU PROJEYE BİR ‘ÇOBAN’ TAŞIDI
Projede yer alan Fatih Furkan Akkaya, “Güzel günler ancak gençler ile gelir ama vicdanı büyük, egosu küçük gençler ile gelir” diyerek, bu projeye katılmasında ki en büyük etkenin geçmiş yıllarda bir bilgisayarcıda çalışırken, bir çoban ile yaşadığı o anın olduğunu söyledi.
Akkaya, çoban ile arasından geçenleri şöyle anlattı: “sosyal sorumluluk projelerine katılmamın bir amacı var. Bundan üç yıl önce bir bilgisayar şirketinde çalışırken perakende bilgisayar satışı yapıyorduk. İş yerinde çalışırken birisi girdi içeriye. Kıyafetleri vasat görünümlü biriydi. Bir bilgisayar almak istediğini söyledi ancak bilgisayar fiyatlarından haberi olmadığını söyledi. Cebinden mendil arasından bir para çıkarttı. 300-400 TL kadar bir paraydı. ‘Buna ben bir bilgisayar alabilir miyim?’ demişti. Ben de ‘Ne yazık ki bu fiyata alamazsınız’ demiştim. Üzülerek kalktı ve ‘teşekkür ederim’ dedi. Çıkıyordu o anda vicdani bir rahatsızlık hissettim ‘Bir dakika bekler misiniz abi?’ dedim. Neden üzüldüğünü sordum. O da kendisinin bir köyde çobanlık yaptığını, çocuklarına bilgisayar alacağını, söyledi. Ancak bu kadar parasının olduğunu söylemişti. Ben de kısa bir süre beklemesini söylemiştim. Patronlarımla görüştüm. Durumu anlattım. Onlar da yardımcı olabileceklerini söylediler. O gün Hasan abiye bir bilgisayar dizdik. Merkeze yaklaşık 35 kilometre uzakta bir merada yaşıyordu. Bilgisayarını götürdük. Üç tane küçük çocuğu vardı. İlkokul çağlarında. Biz bilgisayarı kurduğumuz zaman çocuklar sanki evlerine apayrı bir şey gelmiş gibi seviniyorlardı. Dokunurken bile korkarak, bir şey olur, bozulur şüphesi ile dokunuyorlardı. Biz bir gün boyunca onlara bilgisayarı nasıl kullanacaklarını gösterdik. Akşam olduğunda çocuklara ‘Büyüyünce ne olacaksınız’ diye sorduğumuzda ‘Biz de sizler gibi olacağız’ dediler. O günden beri bu beni çok etkilemişti. Microsoft ile Habitat’ın böyle bir sosyal sorumluk projesine girmesi beni çok etkiledi. Çünkü ben şuna inanıyorum. Güzel günler ancak gençler ile gelir ama vicdanı büyük, egosu küçük gençler ile gelir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz