İlk deney esnasında araştırmacılar deneklerin her birine aynı bilgisayar işlemini içeren iki farklı program sundular. Görevleri basitti. Dört farklı renkte karenin gözükme ihtimali olan ekranda, iki kare belirdiği anda bir tuşa basmaları gerekiyordu. Denekler bu işlemi ikiye ayrılmış bir monitörde yanlarındaki kişinin ne yaptığını görmeden gerçekleştiriyorlardı. Tek bir kişi için kolay bir görev olan bu deney, toplu bir şekilde yapıldığında inanılmaz bir sonuç ortaya çıkarttı.
Kendi başına gayet iyi sonuçlar veren denekler, birbirlerini görebilecekleri bir salonda toplu olarak aynı görevi yapmaya çalıştılar. Monitörlerdeki ayırıcı bölme kalktı. Deneklerden bazılarının görevleri zorlaştırıldığında, onların yüzlerindeki ifadeyi ve çaresizliğini gören yanlarındaki deneklerin, kendi görevleri kolay olmasına rağmen başarı sağlayamadıkları görüldü. Sonunda bu başarısızlık tüm salona yayıldı ve deneklerin %90’ı tam anlamıyla artık düşünemez hale geldi.
İkinci deney bu sefer tam tersi şekilde yapıldı. Oldukça zor bir görev verilen bir salon dolusu deneğin arasında, görevleri kolaylaştırılan katılımcıların yükselen performansları hareketlerine ve yüzlerine yansımaya başladı. Bu onları gözlemleyen deneklerin kendilerinin de başarılı olabileceğine inanmalarını sağladı. Bu sefer kendi başlarına zorlandıkları görevleri başarmaya başlayan deneklerin yarattığı etki salona yayıldı ve %100’e yakın bir başarı sağlandığı görüldü.
Yazının uzun, orijinal halini Dünyalılar'dan okuyabilirsiniz.