Kelimelerin gücüne çoğu kişi inanıyordur. Ancak kelimeler bazen yanlış vücut hareketleri veya jestlerle tercüme edilebilirler. Beden dili çoğunlukla istemsiz ve bilinçaltının bir yansıması olarak doğar. Bu nedenle beden dilini takip ederek karşınızdaki kişinin aslında size ne söylemek istediğini öğrenebilirsiniz.
Sağ tarafa ve direkt olan bakışlar aslında yalanı ifade eder. Çünkü kişi yalan söylemeye çalıştığı zamanlarda hayal gücünü ve sol aktivite hatıralarını harekete geçirir. Ancak konuşurken sola ve aşağıya bakmak, konuşmacının ya gerçekleri hatırladığını ya da düşüncelerini topladığını gösterir.
Karşınızdaki kişiye hoşlanmayacağı bir şeyden bahsederken sürekli ve aşırı derecede başını sallamaya başlayabilir. Bu durumda aslında kişinin sizi onaylamadığını anlayabilirsiniz. Baş sallama hareketinin hızlanması durumunda daha sakin ve farklı bir şekilde konuyu karşınızdaki kişiye anlatmayı deneyebilirsiniz.
Birçok kişi aslında erken ortaya çıkan kırışıklıklardan şikayet eder. Ancak kırışıklıklar tamamen gülümsemenin samimiyetini ortaya koyar. Eğer karşınızdaki kişi güldüğünde kaz ayakları belirginleşiyorsa bu gülümseminin samimi olduğunu gösterir.
Dişleri sıkmak tamamen stres belirtisidir. Bu durum genellikle kişinin farkında olmadan bilinçaltında gerçekleşir.
Duygular yüzdeki ifadede eşit olarak ortaya çıkar. Bu nedenle yüzün bir tarafının diğerden fazla aktif olması aslında o duygunun samimi bir şekilde hissedilmediğini gösterir.
Rahat bir duruşla eli tam uzunlukta kaldırmak, güçlü ve baskın bir aura yayar. Aksine, eli baş seviyesinin altına kaldırmak güvensizlik ve utangaçlık anlamına gelir.
Beden dilinin en belirleyici ve aktif unsuru aslında el hareketleridir. İki avuç içinin yukarı bakması bir şey önerildiği veya soru sorma isteğini ifade eder. Avuç içlerinin aşağı bakması ise bir şeyleri talep etmeye hazırlık olarak yorumlanır.
Kişilerin özel alanlarına duyulan saygı nedeniyle tokalaşma seviyesinde mesafe bırakılmalıdır. Karşınızdaki kişi siz ona doğru bir adım attığınızda geri çekiliyorsa bu bağlantının karşılıklı olmadığının bir işaretidir. Hatta uzmanlar, iki kişinin arasındaki mesafenin ilişkinin boyutunu anlamak adına önemli olduğunu belirtiyor.