Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın, maskenin, hastalığın bulaşmasını engellediğini söyledi. "70 bin vakanın olduğu dönemde maskeyi kullanmamak, kendimizi riske atmak demektir." ifadelerinin kullanan Akın, "Biz enfekte olursak aynı evde yaşadığımız insanları da riske atıyoruz. İş yerimizden, sokaktan, okuldan enfeksiyonu eve getirmemenin tek yolu, maskedir." şeklinde konuştu...
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Akın yaptığı açıklamada, pandeminin başladığı günden bu yana maske kullanımının öneminden bahsedildiğini söyledi. Türkiye'de günlük 6 bin civarında vaka açıklandığı zamanlarda ciddi kısıtlamaların uygulandığını anımsatan Akın, "Maske hastalığın bulaşmasını engelliyor. 70 bin vakanın olduğu bir dönemde maskeyi kullanmamak kendimizi riske atmak demektir. Biz enfekte olursak aynı evde yaşadığımız insanları da riske atıyoruz. İş yerimizden, sokaktan, okuldan enfeksiyonu eve getirmemenin tek yolu maskedir. Eğer vaka sayıları ciddi bir düşüş gösterirse ki düşüş bekleniyor, o zaman belki maskelerin çıkarılması ile ilgili değerlendirme olur. Batılı ülkelerde maske konusunda rahatlık sağlanan ülkelere bakarsak hatırlatma dozu da dahil olmak üzere aşılama oranları yüzde 80-90 civarında. Türkiye'de ise 2'nci doz aşı olanlar yüzde 60-70 civarında. Türkiye toplumsal bağışıklık açısından geride kalmış durumda. Onun için bizim biraz daha maske takma konusunda duyarlı olmamız lazım" diye konuştu.
Prof. Dr. Akın, maske kullanımı olmamasını doğru bulmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
Örneğin; şu anda Hacettepe Hastanesi'ndeyiz. Açık alanlara baktığınız zaman insan sayısı sınırlı. Elbette ki maskesiz dolaşabilirsiniz. Hastanenin önüne girdiğiniz zaman bir kalabalık var. O kalabalığa muhakkak maske ile girmek lazım. Artık biz maskeyi nerede kullanacağımızı iyi bilmemiz lazım. Herkes kendisini nasıl koruyacağını iyi biliyor. Muhakkak kendilerini enfeksiyondan korumak için maskelerini taksınlar. Çok hızlı bulaşan bir enfeksiyon ile karşı karşıyayız. Vaka sayılarının düşmesi aldatıcı olabilir. 'Vakalar azalıyor' gibi düşünmeyelim. Tekrar hareketlenme olabilir. 70 bin vakayı küçümsememek lazım. Dünyadaki herkese maske takma ve önlemler konusunda bıkkınlık gelmiş durumda. Çok uzamış gibi geliyor; ama virüs için böyle bir şey yok. O olabildiği kadar insanların vücudunda kendisini çoğaltmaya çalışıyor. Bu mücadeleden insanoğlunun daha karlı çıkabilmesi için muhakkak maskesini takması lazım. Buna rağmen enfeksiyon etkenini alırsa bundan korunmak için aşısını tamamlaması lazım. Benim net önerim, hala risk çok yüksek. Risk çok yüksek olduğu için özellikle kapalı alanlarda ve kalabalık ortamlarda maske takmayı sürdürelim. Buna rağmen riski en aza indirebilmek için de tam aşılı hale geçelim."
Prof. Dr. Akın, yeni varyantla karşılaşılabileceğini söyleyerek, Türkiye'de Alfa, Delta ve Omicron varyantı ile karşılaştıklarını söyledi. Omicron'un, Delta'ya göre bulaşıcılığının daha yüksek olduğunu belirten Akın, şöyle konuştu:
"Yeni karşılaştığımız varyantın bulaşma kabiliyeti artıyor. Bunun sebebi de virüs kendi neslini sürekli çoğaltarak yeryüzünde tutma gibi bir çaba gösteriyor. Ne kadar tedbirsizseniz ne kadar aşısızsanız ve kuralları ihmal ediyorsanız, virüsün yeni varyantlar ortaya çıkarması için fırsat yaratıyorsunuz demektir. Bu da bir şekilde toplumda yayılıyor. Unutmayın ki Güney Afrika'da kasım ayında görüldü. Türkiye bunun etkisine aralık-ocak ayında girdi. Dünyada herhangi bir ülkede yeni varyant görülmesi senin ülkeni de risk altına sokuyor. Bütün dünyanın el birliğiyle bu pandemiyle mücadelesi çok önem taşıyor. Biz kendi ülkemiz olarak kendi mücadelemizi yapalım. Her birey kendi mücadelesini yapması lazım. Muhakkak kişisel sorumluluğumuzu üzerimizde taşıyalım. Kişisel sorumluluğumuz topluma karşı sorumluluğumuzun ve saygımızın gereğidir."
(DHA)