Prof. Dr. Hasan Tezer, 1 Haziran’da başlayan normalleşme sürecinde günlük vaka sayılarında kıpırdanma olmasını beklediklerini, ancak öngörülerin dışında bir artış yaşandığını söyledi. Prof. Dr. Tezer, "Burada topluma büyük işler düşüyor. Bizim çünkü öngörümüz yaptığımız projeksiyonlarda aslında maskeye, hijyen kurallarına, sosyal mesafeye dikkat edilseydi bugünlerde rakamların belki 100'lerde olması gerekiyordu. Ancak dünkü rakamlara baktığımız zaman 1100 küsürlerde seyrediyoruz. Bakın bu dönemler bizim için çok kıymetli, çok değerli kaybettiğimiz 3 hafta-1 ay gibi bir dönem oldu, ne kadar yavaş bir şekilde geriye doğru gidiyoruz ve kırılgan olduğunu söylüyorum, yani rakamlar artabilir. Bu yeni bir virüs olduğu için yazın nasıl hareket edeceğini, ne yapacağını bilmiyorduk, ancak yazın da çoğalacağını görmüş olduk" diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı’nın 81 ilde şu ana kadar 132 bin kişiye uyguladığı antikor testi çalışmalarının sonuçlarını da değerlendiren Prof. Dr. Tezer, mevcut verilerle taşıyıcılık oranının yüzde 0,24 olarak tespit edildiğine ve toplumda yaygın bağışıklığın olmadığının görüldüğüne dikkat çekti. Prof. Dr. Tezer, "Hiç bulgusu olmayan kişilerden örnekler alınıp bakılıyor ve bu örneklerde de yüzde 0,24 yani binde 2,4 oranı belirlendi. Yani 1000 kişiden 2,5 kişisinin asemptomatik (belirtisiz) hastalığı geçirdiği bu verilerden anlaşılıyor. Yani toplumda hiç bulgusu olmadan dolanan küçük bir kısım var. Tabii ki bunu 80 milyon çarptığınız zaman orantı olarak bu rakamın ne kadar olduğunu hesap edebilirsiniz" dedi.
Koronavirüs hastalığı geçirenlerde kalıcı bir bağışıklık oluşamadığının bilindiğini, hastalığı geçirenler dahil herkesin maske takması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Tezer, "Herkes kendini enfekte gibi kabul etmeli, illa ki sizde bulgu olmasına gerek yok, asemptomatik dediğimiz belirtisiz kişiler var, bunların etrafını enfekte etmemesi için önlemlerin alınması gerekiyor" uyarısında bulundu.
Günlük vaka sayılarının tekrar 3 basamaklı rakamlara ne zaman ineceğini bu şartlarda kestirmenin zor olduğunu vurgulayan Bilim Kurulu Üyesi Tezer, "Maskeyi taktığımız sürece, sosyal mesafeye dikkat ettiğimiz sürece, hijyene, kurallara uyduğumuz sürece temmuzun ortalarına doğru rakamlar ikili rakamlara inebilir demiştik. Bu projeksiyonu Bakanlık yapmıştı, Bakanlığın elinde güzel bir projeksiyon vardı; ancak maalesef insanlarımızın bu konuda gevşediğini, kurallara uymadıklarını gördük. Şu aşamada bunu kestirmek çok zor, bu rakamlar oldukça kırılgan, yani insanlarımızın kurallara uyduğu sürece rakamlar aşağıya doğru inecektir, uymadıkları zaman da tekrar oturulup değerlendirmeler yapılacaktır" dedi.
Prof. Dr. Tezer, maske takmamak için direnen veya maskenin insan sağlığına zararlı olduğunu öne sürenler ile ilgili ise "Şu an maalesef bu hastalığı yaymamızdan ve almamızdan bizi koruyacak tek şey maske takmak. Sadece sosyal mesafeyle siz bunu sağlayamayabilirsiniz. Sonuç itibarıyla ister istemez kalabalık yere anlık giriyorsunuz, 'maske takmayayım ben, kalabalık yere girmeyeceğim temas etmeyeceğim' diyemezsiniz. O yüzden bizi koruyacak toplum içindeki tek şey maske. Başka bir yolu yok. Buna uyacağız, maskeyle yaşamaya alışacağız. Çocuklarımızı alıştıracağız, bu süreç çünkü uzun sürecek. Bu süreç 2021’de de devam edecek, bitmeyecek. Bizim bu kurallara uymamız, bizi rahatlatacak en iyi rakamlara inmemiz gerekiyor" diye konuştu.
(DHA)