İSTANBUL (AA) - Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "KOBİ'lerle, teknoloji üreten KOBİ'lerle bundan sonra daha yakın ilgileneceğiz, daha yakın çalışacağız ve KOSGEB kaynaklarımızın çok önemli bir kısmını teknoloji sahibi, teknoloji üreten, üretmek isteyen KOBİ'lere aktaracağız."dedi.
Özlü, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) KOBİ Çalışma Grubu etkinlikleri kapsamında Sabancı Üniversitesi-TÜSİAD Rekabet Forumu tarafından hazırlanan "Sıçrama Yapan Şirketler" raporunun tanıtım toplantısına katıldı.
Toplantıdaki konuşmasına TÜSİAD'ın ismini değiştirip "iş insanları" ifadesine geçmesinden büyük memnuniyet duyduğunu dile getirerek başlayan Özlü, TÜSİAD'ın bu duruşunun iş dünyasına yönelik "erkek egemen" algıyı değiştireceğine yürekten inandığını söyledi.
Çağımızda gücün yeni tanımının, teknolojik değişim ve dönüşüm yeteneği olduğuna işaret eden Özlü, gücün merkezinde bilgi ve teknoloji üretme hızının bulunduğunu, bütün güç tanımlarının bilgi ve teknolojiyi üretme hızının gücü yanında anlamını yitirdiğini anlattı.
Özlü, dünyanın insanlık tarihinin en kapsamlı teknolojik devrimi olan sanayi 4.0'ı konuşup yaşadığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Sanayi 4.0 üretim süreçlerini değiştirirken, bu süreçte üretim ilişkileri de yeniden üretiliyor. Bu yeniden üretim toplumsal değişimin yönünü de belirliyor. Akıllı toplum 5.0 veya Sanayi 4.0 olarak adlandırılan yeni dönemi çok iyi okumalı, bu iki kavramı iyi idrak etmeli ve ona göre pozisyon almalıyız.
Önceki sanayi devrimlerini hep geriden izledik, sonraki tüm zamanlarda ise açığımızı kapatmaya çalıştık. Artık gelişmeleri tribünden izleyen, iş işten geçtikten sonra uyum sağlamaya çalışan bir ülke değil, o değişimin önemli aktörlerinden birisi olacağız. Türkiye, dünyanın bekleme odasından çıkmıştır, 2023 vizyonumuz da 2053 vizyonumuz da bu yönde. O vizyonda var olan hedefleri gerçekleştirmek için beklemeye, boşa zaman geçirmeye tahammülümüz yok. "
- "Günü kurtaran değil, geleceği kuran politikalar üretmeliyiz"
Bakan Özlü, günü kurtaran değil, geleceği kuran politikalar üretilmesi gerektiğini belirterek, yeni yapılanma, yeni vizyon ve 2023 hedefi doğrultusunda temel önceliğin imalat sanayisi ve yüksek teknoloji olacağını dile getirdi.
Bakanlık olarak tüm bağlı kurumlarla birlikte yüksek teknolojili ürünlere odanlandıklarını anımsatan Özlü, TÜBİTAK ve KOSGEB'i öncelikli olarak imalat sanayisine yönelik teşviklere yönlendirdiklerini söyledi.
Özlü, verilen destek ve teşvikler hakkında bilgi vererek, tüm destek programları ile Türkiye'nin yüksek teknoloji üretmesini ve bu teknolojiyi ihraç etmesini hedeflediklerini aktardı.
"Bu çerçevede teknoloji üreten firmalarımız üzerinde yoğunlaşıyoruz. Teknolojiye yatırım yaparak Türk ekonomisinin bağışıklık sistemini güçlendiriyor, verdiğimiz desteklerle rekabet gücümüzü artırıyor, katma değer oluşturmaya, istihdamı büyütmeye uğraşıyoruz." diyen Özlü, ihracat içindeki yüksek teknolojili ürünlerin payını 2023 yılına kadar en az yüzde 10 seviyesine çıkarmak için bütün kaynakları seferber ettiklerini dile getirdi.
- "Devlet ve özel sektörün paydaş olduğuna ve paydaşların birbirinin elini güçlendirdiğine inanıyoruz"
Ekonominin belirleyici güç olduğunun devlet olarak farkında olduklarını belirten Özlü, "Güçlü ve sağlam Türkiye'yi kurmak için ekonomimizi sağlam temeller üzerine kurmamız gerekiyor, bunu da ancak devlet ve özel sektör iş birliği ile gerçekleştirebiliriz." dedi.
Özlü, 2023 hedeflerine özel sektör ve girişimcilerin desteği ile ulaşılacağının altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Devlet ve özel sektörün paydaş olduğuna ve paydaşların birbirinin elini güçlendirdiğine inanıyoruz. Asli görevimiz olan düzenleyici ve denetleyici rolümüzü yerine getirirken özel sektörün önünü açmak, engelleri kaldırmak ve gerekli destekleri vermek konusunda üzerimize ne düşerse yapacağız. Sanayinin tüm sektörleri harekete geçiren bir motor olduğunu biliyoruz. Bunun için o motorun durmaması daha verimli çalışması adına sanayi politikalarımızı yeniden yapılandırdık, Türk sanayisinin önünü açmak için önemli adımlar attık."
- "Teknoloji artık konfor ve tercih değil zorunluluk"
Sanayi 4.0 ile büyük bir dönüşümün başında olan sanayicilerin yanında olacaklarını belirten Özlü, büyük küçük ayrımı yapmadan, sektör ayrımı gözetmeden tüm işletmelerin dijital dönüşüme ayak uydurması için çalışacaklarının altını çizdi.
Özlü, teknolojinin artık konfor ve tercih değil zorunluluk olduğuna dikkati çekerek, bu gerçekten yola çıkarak işletmelere verdikleri Ar-Ge ve inovasyon destekleri hakkında bilgi verdi.
TÜSİAD tarafından hazırlanan "Sıçrama Yapan Şirketler" raporunun ciddi ipuçları verdiğini belirten Özlü, konuşmasına şöyle devam etti:
"Firmalar açısından asıl sıçramanın üretime, ihracata, Ar-Ge'ye odaklanma ile mümkün olacağına inanıyorum. Bizi ileriye taşıyacak olan en önemli enstrüman Ar-Ge ve inovasyondur. 2000 yılında 25 bin ihracatçımız varken, 2010 yılında 49 bin, 2014 yılında 60 bin, 2017 yılında 71 bin ihracatçı firma sayısına ulaştık.
İhracatçı firma sayımızın 2023 yılına kadar 100 bine ulaşmasını hedefliyoruz ancak önemli olan ihracat yapan firma sayısı kadar ihracata başlayan firmalarımızın bu süreci devam ettirmeleri. Son 17 yılda ihracat yapan firmaların sadece 4 bin 500'ü 17 yıl boyunca düzenli kesintisiz ihracat gerçekleştirmiş. Rakamlar istikrarı yakalamamız gerektiğini ortaya koyuyor. Sanayi 4.0 kapısını fırsat kapısı olarak görüyoruz, Sanayi 4.0 Türkiye için risk değil, fırsat."
- "Türkiye'yi bekleyen diğer bir eşik de teknoloji eşiği"
Türkiye'yi bekleyen diğer bir eşiğin de teknoloji eşiği olduğuna dikkati çeken Özlü, kalkınma sürecinde teknolojiyi merkez yapan ülkelerin her durumda kazançlı çıkacağını anlattı.
Dijitalleşme odaklı teknolojiye verdikleri önemden bahseden Özlü, konuşmasını şöyle tamamladı:
"TÜSİAD'ın içinde olduğu Türkiye'nin Dijital Dönüşümü Platformu tarafından hazırlanan ve üzerinde bir yılı aşkın süredir çalıştığımız Sanayi 4.0 Yol Haritası'nı bu ay içinde açıklayacağız, son rötuşları yapıyoruz. Sanayide yüksek teknolojiye geçiş programı altında da bir çalışma yürütüyoruz. Burada sektörlerimizde ayrı ayrı görüşüyor, onların değerlendirmelerini alıyoruz, kendi çalışmalarımızla birleştiriyor, hükümet programı haline getiriyoruz.
Bir tarafta sanayicilerimiz, diğer tarafta hükümet, sanayicilerimiz ile hükümet arasındaki ilişkiyi bakanlık olarak sağlamaya çalışıyoruz. Şubatta İzmir'de programa başladık, haziran ayına kadar devam edecek program kapsamında bütün gayretimiz, yüksek teknolojili ürünlerin sanayimiz içindeki payını artırmak. Bakanlık olarak çalışmalarımızı Türkiye'yi bilim merkezi, teknoloji üssü ve dijital sanayi ülkesi yapmak ekseninde topladık, ana hedefimiz bu 3 hedef. KOBİ'lerle, teknoloji üreten KOBİ'lerle bundan sonra daha yakın ilgileneceğiz, daha yakın çalışacağız ve KOSGEB kaynaklarımızın çok önemli bir kısmını teknoloji sahibi, teknoloji üreten, üretmek isteyen KOBİ'lere aktaracağız."