Truva Savaşı, ilk olarak Homeros’un İlyada Destanı’nda ortaya çıkıyor. Savaşın en kilit noktası ise Aka askerlerinin hediye edilen tahta bir ata yerleştirilerek şehre gizli girmesidir. Askeri anlamda bir strateji deha olan bu savaş sırrını hala koruyor. 19. yüzyılda anlatılan efsaneye göre, Truvalı Paris, Sparta Kralı Menelaus’un güzeller güzeli eşi Helen’i kaçırır. Bunun üzerine Akalar, Anadolu’daki Truva şehrine saldırır. Fakat bu muazzam şehri ele geçirmek hiç de kolay olmayacaktır. Büyük surları aşamayacaklarını anlayan Akalar, tahta bir at inşa ederek askerlerini bu atın içine yerleştirir. Böylece aşılamayan surlar hediye gönderilen tahta atla aşılmış olur. O gece Truva Kralı Priam ve her bir Truvalı erkek katledilir.
Tarihçi Herodot, Truva Savaşı’nın M.Ö. 13. yüzyılda gerçekleştiğini belirtiyor. Matematikçi Eratosthenes ise M.Ö. 1184-83 tarihlerine işaret ediyor. Tarihi Truva bölgesi, ülkemizin Çanakkale Boğazı yakınlarındaki Hisarlık’ta yer alıyor. 19. yüzyılın sonlarında Heinrich Schliemann tarafından yapılan kazılarda bu bölgede pek çok arkeolojik katman keşfediliyor. Homeros’un anlattığı döneme ait birkaç ok ucu ve bazı insan kemikleri gün yüzüne çıkıyor. Batılı tarihçiler bu olayın kesinlikle gerçek olduğunu düşünürken özellikle Türk arkeolog ve tarihçiler Truva’daki kazı çalışmalarının bilimsellikten uzak olduğunu savunuyor. Böylece Truva Savaşı da tarihin en büyük gizemleri listesinde yerini alıyor.