Yazıya başlamadan önce düşük IQ (zeka seviyesi)'nun, daha önceki bir yazımızda da belirttiğimiz gibi doğuştan gelen bir yetenekten çok eğitimsizliğin bir göstergesi olduğunu hatırlatalım. Birey bazında genetik ve fizyolojik bazı sınırları olsa da birçok uzman IQ'nun çalışmasını kas yapısına benzetir: "kullandıkça gelişen ve mümkün olan en üst seviyeye çıkarılabilen bir değer."
Genetikçi Nörolog Richard Lynn "IQ ve Küresel Eşitsizlik" (yayın tarihi 2010) adlı kitabının bir bölümünde özellikle hükümetlerinin milliyetçi söylemleri ağır basan Avrupa ülkelerinde yapılan araştırmalarda, bu ülkelerin vatandaşlarının ortalamada diğer Avrupa ülkelerinin vatandaşlarından daha düşük IQ değerine sahip olduğunu tespit ettiğini yazıyor.
Yazarın hükümetlerini milliyetçi olarak konumlandırdığı ülkeler arasında Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk ve Türkiye bulunuyor. Bu beş ülkenin IQ ortalaması 90'ın biraz üstünde. Bu da Avrupa'nın geri kalanından neredeyse 10 puan daha az. Bu ülkelerin okur yazarlık ve eğitimli nüfus oranları da Avrupa'nın geri kalanlarına göre çok düşük.
2010'da Londra Ekonomi Okulu'nda öğretim görevliliği yapan Satochi Kanazawa kendilerini 'aşırı muhafazakar' ve 'aşırı liberal' bir skalada tanımlayan 20 bin ABD'li öğrencinin katıldığı bir araştırma gerçekleştirdi. Bu araştırmada kendilerini 'liberal' tanımlayan öğrencilerin ortalama IQ değerlerinin daha yüksek olduğu ortaya çıktı.
2012'de Kanada'da yapılan bir araştırmada ise 1950-1978 arası doğumlu kişilere yapılmış eski zeka testleri sonuçları alındı. Bu kişilere suçlulara davranış, 'öteki' (farklı ırk, cinsiyet, cinsel yönelim vb. sahip bireyler) ile aynı işte çalışma veya aynı yerde yaşama ile ilgili görüşlerinin tespit edildiği bir anket uygulandı.
Araştırmanın sonuçlarında çocukken daha düşük zekaya sahip bireylerin şiddetli cezaları (idam, işkence vb.) ve homofobiyi desteklediği, ve birçoğunun da ırkçı denebilecek görüşlere sahip olduğu ortaya çıktı.
2013'te ise Ontario Brock Üniversitesi'nde psikoloji profesörü Dr. Gordon Hodson'ın yürüttüğü bir araştırmada da aynı sonuç çıkıyor. Benzer araştırma örnekleri çoğaltılabilir. Sonuç hep aynı. Peki hiç mi aksi örnek yok? Tabii ki var. Örneğin dünyaya toplumsal refah, insan hakları ve sosyal devlet dersi veren İskandinav ülkelerinde son yıllarda, toplumun büyük çoğunluğuna nüfuz etmemiş olsa da milliyetçi/muhafazakar hareketlerin yükselişte olduğunu söylemek mümkün. Tabii bunun, ülkelerin göçmen politikalarıyla da doğrudan ilgisi var... ki bu başka bir sohbetin konusu.
Gelişmiş ülkelerde de muhafazakar ideolojilerin ağırlıkta olduğu örneklere zaman zaman rastlamak mümkün. Bu nedenle düşük zekayı, muhafazakarlıklığın birincil nedeni olarak ortaya koymak mümkün olmasa da bu durum bir "tavuk-yumurta" paradoksuna yol açıyor. Görünen o ki ikisi de bir şekilde birbirini besliyor.
Virginia Üniversitesi Psikoloji Profesörü Dr. Brian Nosek muhafazakar ideolojilerin insanların içinde yaşadığı dünyayı ve bu dünya ile ilgili sorunların çözümlerini çok basite indirgediği (yalınlaştırdığı) için daha düşük kognitif kapasiteye sahip insanlarca çok kolay kabullenildiğini söylüyor. Tabii ki aynı şeyin yalınlaştırıcı liberal politikalar için de geçerli olduğunu ekliyor (Örnek: Yüksek GSMH = Refah toplumu)
Düşük zekayla muhafazakar dünya görüşlerini benimsemek arasında doğrudan olmasa da göz ardı edilemeyecek bir ilişki olduğu kesin. Bununla birlikte "daha çok kar yağan İskandinav ülkelerinde intihar oranı da yüksek, demek ki intihar ve karın bir ilişkisi var" demekten tam olarak ne farkı olduğunu da düşünmek gerekiyor. Bir ilişki olduğu kaçınılmaz ama intiharların nedeni kar olmadığı gibi aptallığın nedeni muhafazakarlık veya muhafazakarlığın nedeni aptallık da değil.
Bu içerik hazırlanırken yararlanılan kaynaklar:
LOW IQ of the BALKAN NATIONALISTS
Does a low IQ make you right-wing? That depends on how you define left and right