Adını İtalyan ressam ve heykeltıraş olan Michelangelo’dan alan ‘Mikelanj fenomeni’ çiftlerin belirli bir zaman sonrasında fiziksel ve zihinsel olarak birbirlerine benzemeye başladıklarını ortaya koyuyor. Bu fenomene göre, bir heykeltıraşın heykelini yontarak şekil vermesi gibi insanlarda zamanla birbirlerinin biyolojik yapısını dönüştürüyor. Beyindeki ağ üzerinde yol alarak durumu kalıcı hale getiren çiftler bir süre sonra kardeşler gibi benzemeye başlıyorlar.
Çiftler sevgi yoluyla partnerleri üzerinde önemli bir etki yaratıyor. Bu etki kendiliğinden bir kopyalama sürecinin başlangıcını oluşturuyor. Bu sürecin sonucunda ise kendisine ait ifadeler karşı tarafın yüz ifadesiyle birebir örtüşür hale geliyor. Çiftler mimik ve jestler, yüz hatlarındaki çizgiler, gülüş ve yürüyüş şekillerinin yanı sıra el ve kol hareketleri, konuşma tarzı ve zevk alınan şeyler açısından da adeta birbirlerinin yansıması oluyorlar. Aralarındaki paylaşım ve sevginin boyutu arttıkça bu benzerlik kalıcı hale geliyor. Fenomenin isim babası olan Drigotas, 2000’li yıllardan itibaren bunu ilişki ve evlilik terapilerinde kullanmaya başladı.