Tuzu öncelikle, doğal tuz ve rafine edilmiş sofra tuzu olarak önce iki kategoriye ayırmak sonra da mineral içeriklerine göre sınıflandırmak gerekiyor. Doğal tuzları da insan sağlığını düşündüğümüzde mineral bileşiminin yanında oluşum süreci açısından yine iki kategoride inceleyebiliriz.
Deniz tuzu:
Deniz tuzu genellikle tuzlu su göllerinden, deniz ve okyanus sularından elde edilen deniz tuzu, suyun buharlaştırılmasıyla oluşur. Rafine edilmemiş şeklinin içerisinde birçok farklı mineral barındırır. Bunlar sodyum, klor, kalsiyum, magnezyum, potasyum ve diğer 90 minerali doğal halde bulundurur.
Eser elementleri bedene doğru miktarda almak sağlıklı yaşamak için oldukça önemlidir. Fakat deniz tuzunu günümüz şartlarında değerlendirmek gerekirse iyi bir seçenek değil, çünkü bugün denizlerin sanayi artıklarıyla kirlenmesinden dolayı tuzlarda ağır metaller ve plastik kalıntıları olabilir. Bu sebepten denizden elde edilen tuzlar da rafine edilmektedir ki rafine edildikten sonra, tuzun kaynağı nereden olursa olsun, hiçbir anlamı ve özelliği kalmamaktadır.
Bu sebeple eğer deniz tuzu alacaksanız rafine edilmemiş olanının hangi denizden, ne şartlarda geldiğini bilmeniz ve üretim aşamasında doğru testlere tabi tutulduğundan emin olmanız gerekir.
Kaya tuzu:
Kaya tuzu eski denizlerin kuruması sonucu oluşmuştur. Mineral bileşimi açısından, oluştuğu denizin mineral bileşimini taşır. Kaya tuzu milyonlarca yıl yaşında olduğu için hiçbir çevre kirlenmesinin etkisi yoktur.
Kristal tuz:
Dünyanın çeşitli bölgelerinde milyonlarca yıl yüksek basınç altında kalan kaya tuzları kristalleşirler. Kristal tuzlarını kaya tuzlarından ayıran en büyük özellik, basınç altında molekül yapısı yoğunlaşarak küçülmüş olmasıdır. Bu ince molekül yapısı kristal tuz iyonlarının hücre zarından hücreye girmelerini kolaylaştırır. Dünyanın en iyi kristal tuzlarından birisi de Himalaya tuzu olarak bilinen Himalaya kristal tuzudur.
Himalaya tuzu
Pembe renkli, daha hafif bir tadı olan ve Himalaya dağındaki tuz yataklarından çıkartılan Himalaya tuzu oldukça değerlidir. Çünkü içerisinde 60’dan fazla farklı mineral (fosfor, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, çinko, selenyum, bakır, brom, zirkonyum, iyot vb.) bulundurur ve pembe renk bu minerallerin oksitlenmesinden kaynaklanmaktadır. Tuz yatağının çok eski olmasından dolayı kirlenme riski de oldukça azdır. Himalaya tuzu, tüm tuz çeşitleri içerisinde en fazla mineral içeriğine sahip türlerden biridir. Ayrıca sodyum içeriği diğer tuzlara göre daha düşüktür.
Düşük sodyum içeriği birçok hasta için daha fazla tuz tüketimi anlamına gelir. Eğer tuz tüketiminden vazgeçemeyen bir hastaysanız Himalaya tuzu daha az zarar görmek için iyi bir tercih olabilir.
Rafine edilmiş sofra tuzu (NaCI) ve Özellikleri
Özellikle ekonomik sebeplerden dolayı, kaya tuzları yüksek basınç ve yüksek ısı altında rafine edilir. Rafine edilirken tuzun içerisinde bulunan Sodyum ve Klorür’ün dışında, diğer bütün elementler ve iz elementleri çeşitli kimyasal ve fiziksel süreçten geçirilerek ayrıştırılırlar. İşlenme sırasında uygulanan ısıl işlem tuzun kristal yapısını bozar ve farklı bir molekül yapısına geçmesine neden olur. Ayrıca topaklanmayı önlemek için sofra tuzuna birçok farklı kimyasal eklenir. Bu kimyasallar aliminyum içerebilir ve son araştırmalar aliminyum alımının nörolojik birçok hastalığa (özellikle de Alzheimer) neden olabileceğini gösteriyor. Sodyum içeriği de diğer tuzlara göre daha yüksektir.
Hangisi daha iyi?
Kabaca bir tablo halinde özetlemek gerekirse;
Kalsiyum Potasyum Magnezyum Demir Sodyum
Sofra Tuzu 0.4 mg 0.9 mg 0.01 mg 0.01 mg 381 mg
Himalaya Tuzu 1.6 mg 2.8 mg 1.06 mg 0.03 mg 368 mg
Deniz Tuzu 1.5 mg 0.8 mg 0.51 mg 0.01 mg 375 mg
*Kaya tuzu ile ilgili ayrıntılı analiz bulunmamaktadır.
Tablodaki mineral değerlerine göre yapılan değerlendirmede sofra tuzu tüketime çok uygun görünmese de iyot eksikliği gibi önemli bir detayı atlamamak gerekir !
Ülkemizde çok fazla iyot eksikliği görülmektedir. Bu nedenle Ülkemizde sofra tuzlarına iyot eklenmesi zorunluluğu vardır. Eğer iyot ilave edilmemiş tuz türlerini kullanmak isterseniz yeterli iyot alamayabilirsiniz. Bu sebeple tetikte olmalı ve hekiminize 6-12 ay aralıklar ile muayene olmalısınız. Hatta bu sebeple ülkemizdeki sofra tuzlarına iyot eklenmesi zorunludur.
Sonuç olarak, her tuz türünü belirli aralıklar ile beslenmenize ilave edip çeşitlendirebilirsiniz. İçeriği biraz daha zengin diye her zaman himalaya tuzu kullanmak ya da sadece deniz tuzu kullanmak değil hepsinden faydalanmak gerekmektedir. İyot eksikliği konusuna ve günde kişi başı 1 tatlı kaşığı tuz tüketimine dikkat ederek beslenmenizde her tuz türüne yer verebilirsiniz.
Daha fazla bilgi için tıklayın