HABER

Binbir faydası var

Bahara girdik ama binbir faydası olan bazı kış sebzeleri de artık son demlerini yaşıyor.

Binbir faydası var

Bahara girdik ama binbir faydası olan bazı kış sebzeleri de artık son demlerini yaşıyor.

İşte onlardan biri, pırasa. Öyle çok faydası var ki, bilseniz sofranızdan eksik etmezsiniz. Yaza hazırlık kapsamında pekçok kişi diyet yapmaya başladı bile. İşte, kilo vermeye yardımcı olmasından vücut direncini artırmasına, kabızlıktan kalp ve damarları korumaya birçok faydası var pırasanın. Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ekin Altın, pırasanın nimetlerini mynet.com’a anlattı.


PIRASA

KABIZLIĞA İYİ GELİYOR

Çok besleyici bir sebze olan pırasanın faydaları arasında birçok organımızı etkileyen maddeler bulunuyor. En önemli faydası, sindirim sistemini çalıştırması. Hazım problemi yaşayan kişilerin pırasa tüketmesi bağırsakların çalışmasını ve kabızlığın giderilmesini sağlıyor.

KİLO VERMEYE YARDIMCI

Lifli bir sebze olması ve vücuttaki ödemi attırması açısından, kişinin kilo vermesine yardımcı oluyor. Kilo verdirici özelliğinin yanı sıra besleyici olması da diyet dönemlerinde kişinin vitaminsiz kalmasını engelliyor.


AZ KALORİ BOL VİTAMİN

Az kalorili bir sebze olan pırasada, A,E,C,K ve B grubu vitaminler ile kalsiyum, demir, magnezyum, manganez, fosfor, kükürt ve potasyum mineralleri bulunuyor. Lif açısından oldukça zengin. İçeriğinde az da olsa protein bulunuyor.

KUM VE TAŞ DÜŞÜRMEYE YARDIMCI

Hani denir ya “çeken bilir” diye. İşte böbrek taşı veya böbrek kumu da o tür ağrılar arasında yer alıyor. Dayanılmaz ağrılar, yaşamı kabusa çeviriyor. Haşlanmış pırasa ise, böbrek ağrılarına iyi geliyor. Sindirim sistemini olduğu gibi böbrekleri de çalıştıran pırasa, kum ve taşın düşürülmesine yardımcı oluyor. Ayrıca idrar söktürücü etkisi de var.


ENFEKSİYONU AZALTIYOR, DİRENCİ ARTIRIYOR

Pek çok kişinin “olmasa aramam” dediği pırasa, uzmanların faydaları nedeniyle daha sık tüketilmesini önerdiği gıdalar arasında yer alıyor. Bir faydası da enfeksiyonu azaltmaya yardımcı olması. Zayıf bir bağışıklık sistemi enfeksiyona yol açıyor, enfeksiyon bağışıklık sisteminde hasara neden oluyor. Bu da vücut direncini daha da zayıflatıyor. Pırasa, vücuttaki enfeksiyonu azaltıcı etkisinin yanı sıra hastalıklara karşı direnci de artırıyor.

GÖZE İYİ GELİYOR

A vitamini bakımından zengin olmasından dolayı göz hastalıklarına karşı bağışıklığı güçlendirici etkiye sahip. Pırasada bulunan “lutein ve zeaxanthin” adlı bileşenler göz hücrelerini oksidatif strese karşı koruyor. Katarakt riskini azaltmak için de pırasanın tüketilmesi öneriliyor.


DAMARLARI VE KALBİ KORUYOR

Damar sertliğine karşı etkili olan pırasada “kaempferol” adlı flavonid bolca bulunuyor. Bu bileşen damar astarlarını aşırı aktif oksijen moleküllerine ve tahribata yol açan diğer faktörlere karşı koruyor. Kalp hastalıklarına karşı da bağışıklığı artıran pırasa, yüksek tansiyonu düşürmeye de yardımcı.

MİDE DOSTU

Diyet yemeklerinin bir numaralı sebzelerinden olan pırasa, mide rahatsızlıklarına da iyi geliyor. Pırasanın faydaları arasında romatizma ve eklem ağrılarını azaltması da bulunuyor.


SUYUNDAN ÇORBA YAPILMALI

Pırasanın çiğ olarak tüketilmesi oldukça faydalı. Haşlandığında ise haşlama suyunun dökülmemesi öneriliyor. Tüm haşlanmış sebze sularında olduğu gibi pırasanın suyunun içinde bol miktarda vitamin ve mineral bulunuyor. Pırasa suyundan yapacağınız çorba hem sizin hem çocuklarınızın sağlığı açısından faydalı.


PİŞMİŞ PIRASAYI HEMEN TÜKETİN

Pişmiş pırasanın kolay bozulması nedeniyle en fazla iki günde tüketilmesi gerektiğini belirten Altın, yüksek oranda sodyum içerdiği için beslenmesinde sodyum oranına dikkat edenlerin çok fazla pırasa yememesi konusunda uyarıyor.


ISPANAK

SAYISIZ FAYDASI VAR

Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında tazesi bulunan ıspanak, besin değerleri açısından son derece zengin bir sebze. Kanserden kalp ve damar hastalıklarına, ruhsal depresyondan kabızlığa ve şekere birçok hastalığa iyi geliyor. Doğacak bebeğin sağlıklı olması da faydaları arasında. İçeriğinde yüksek oranda demir, protein, kalsiyum, iyot, magnezyum, klorofil, A, C ve K vitaminleri bulunan ıspanağın faydaları uzayıp gidiyor.

KASLARI GÜÇLENDİRİYOR

Ispanağın en göze çarpan özelliği kasları güçlendirmesi. Bu özelliğiyle Temel Reis figürüyle özdeşleşen ıspanağın kasları güçlendirdiği bilimsel olarak doğrulandı. Ispanak gibi nitrat yönünden zengin besinler, beyaz kas olarak bilinen, yüksek eforda kullanılan, hızlı kasılan kas liflerinde önemli değişime yol açıyor.


ALZHEIMER DÜŞMANI

Bazı besinler beyin gücünü destekliyor ve hafızayı geliştirmeye yardımcı oluyor. İşte ıspanak da o besinlerden biri. Yaşa bağlı oluşan hafıza kayıplarını yavaşlatıyor ve hafızanın güçlenmesine yardımcı oluyor. Ispanak ayrıca, Alzheimer hastalığının da düşmanı. Çeşitli antioksidanların yanı sıra içerdiği protein ve folik asit sayesinde Alzheimer riskini azaltıyor.

KEMİK GELİŞİMİNE YARDIMCI

Ispanaktaki K vitamini, kemik gelişimi için önemli. Menopoz sonrası yeterli oranda K vitamini ve kalsiyum alan kadınlarda daha az kemik kitle azalması görülüyor. K vitamini eksikliği; kemik zayıflığı, kanamaya eğilim, damar kireçlenmesi ve kalp damar hastalıklarının görülme olasılığını artırıyor.


KAN YAPICI, PIHTILAŞMAYI ÖNLEYİCİ

Ispanak içerdiği yüksek demir ve K vitamini içeriği ile özellikle kan yapımı ve pıhtılaşması üzerinde önemli bir göreve sahip. Vücudun direnç sisteminin kuvvetlenmesinde, zihinsel ve bedensel yorgunluğun önlenmesinde önemli rol oynuyor. Ispanak, havuç suyu ile birlikte alındığı takdirde kanı zenginleştiriyor.

ÇABUK ÇÜRÜYOR

Ispanağı hemen tüketilecek miktarda almak gerekiyor. Çünkü çok çabuk çürüyor ve buzdolabında da çok yer kaplıyor. İyi yıkanması ve topraklarından iyice arındırılması gereken ıspanağı pişirirken de dikkat etmek gerekiyor. Çünkü pişirme süresi uzadıkça vitamin ve mineral kaybı da artıyor. İyice temizlenip çiğ tüketilmeli yoksa kısa süreli haşlanmalı ve pişirilmeli.


C VİTAMİNİ İLE TÜKETMELİ

Ispanak tam bir demir deposu ama emilimini artırmak ve maksimum faydayı sağlayabilmek için özellikle C vitamini kaynağı ile tüketmek son derece faydalı. Örneğin limon ve portakal suyu gibi C vitamini açısından zengin besinlerle tüketilmesi durumunda ıspanaktaki demirin emilimi artıyor.

İKİNCİ KEZ ISITILMAMALI

Pek çok kişi bilmez ama son derece önemli! Ispanak gibi yeşil yapraklı bitkileri ikinci kez ısıtmamak gerekiyor. Pişirildiği gibi tüketilmeli. Zira zehirli bileşiklerin oluşma ihtimali, sağlık açısından risk teşkil eden bir unsur.


SANDVİÇ İÇİNE ALTERNATİF

Kışın en sevilen sebzelerinden olan ıspanağı sandviç içine koyarak da tüketebilirsiniz. Marul yerine ekmeğin arasına koyulacak bir iki yaprak ıspanak hem sağlıklı hem de lezzetli bir alternatif sunuyor.

ENERJİ VERİYOR

Enerji verici bir besin olan ıspanağın küçük yaşlardan itibaren tüketiminin özendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu konuda annelere önemli görevler düştüğünü belirten Altın, “Çocuğunuz yemeğini sevmiyorsa böreğini yapın, çorbalara, köftelerin içine katın” önerisinde bulunuyor.


LAHANA

ÇOK ÖZEL BİR SEBZE

Bazı bitkiler özel donanımlarla yaratılmış. İşte lahana da onlardan biri. Tam bir vitamin kaynağı olan lahana, A, B1, B2, B3, B5, B6 vitamini ile C vitamini, kalsiyum, bakır, demir, manganez, fosfor, potasyum ve çinko açısından oldukça zengin olması dolayısıyla insan sağlığı için son derece faydalı.

KOLON KANSERİNİ ÖNLÜYOR

Lahananın kolon kanserini büyük ölçüde önlemeye yardımcı olduğu kanıtlanmış durumda. Oldukça iyi bir anti kanser ve antioksidan bileşikleri içeriyor. Yapılan araştırmalara göre bir ay boyunca lahana tüketen insanların gözle görülür bir oranda kolon kanseri riski azalıyor. Lahanada bulunan östrojen ve streoid gibi faydalı hormonlar, aşırı hücre çoğalmasını önlüyor.


VÜCUDU ARINDIRIYOR

Doğanın sunduğu muhteşem nimetlerden biri olan beyaz lahana kür olarak kullanıldığında, farkını çok kısa sürede gösteriyor. Vücutta bulunan zararlı maddeleri atmaya yardımcı olan ve hücre yenilenmesinde etkin olan sebze, doğal toksin ilacı özelliği taşıyor.

MİDE PROBLEMİ YAŞAYANLARA

Beyaz lahananın mucizevî yararlarına, her gün yeni bir şey daha ekleniyor. Uzmanların tavsiye ettiği bu sebze, mide sorunlarına ve hastalıklarına şifa olma özelliği taşıyor. Sindirim kolaylığını ve bağırsakların daha sağlıklı çalışmasını sağlıyor.


KANSER SAVAR SEBZE

Kansere karşı koruyucu bir sebze olan beyaz lahananın içeriğindeki fito kimyasallar, idol, carbinole, sulforafan ve indol oldukça yararlı ve bu bileşikler sayesinde kanser üreten maddeleri ortadan kaldırıyor. Göğüs kanserinin de ilerlemesini durduruyor. Kalp krizine engel oluyor. Kolon kanserinin yanı sıra, meme, rahim ve bağırsak kanserine de faydalı.

CİLDİ GÜZELLEŞTİRİYOR

Vücutta bulunan fazla suyu, zehirli toksinleri dışarı atmayı kolaylaştıran ve hücre yenilenmesinde etkili olan lahana, doğal toksin ilacı özelliği taşıyor. Cilde canlılık veren, cilt kırışıklıklarının düzelmesine katkı sağlayan ve yaşlanmayı önleyen lahana, cildi güzelleştiriyor. Kadınların korkulu rüyası olan selülitin ve çatlakların tedavisinde de faydalı.


SAĞLIKLI ZAYIFLAMAYA YARDIMCI

Et ve süt ürünlerinde bulunan besin deposunu da bünyesinde barındıran lahana, kilosundan şikayeti olan kişilerin sağlıklı bir şekilde zayıflamasını sağlıyor. Kür olarak kullanıldığında, farkını çok kısa sürede gösteren beyaz lahana, hiçbir sebzede bulunmayan etkisi ile uzmanların gözdesi. U vitamini, yani biyoformasyon etkisi, beyaz lahanayı üstün kılıyor.

ÖKSÜRÜĞÜ KESİYOR

Beyaz, kırmızı ve kara lahana gibi çeşitleri bulunan lahananın tüketiminde son yıllarda Brüksel lahanası da ön plana çıkıyor. Kansızlık çekenlere ve astım hastalarına faydalı olan lahanayı haşlayıp suyu içildiğinde öksürüğü kesiyor, balgamı azaltıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiren lahana, nezleye de iyi geliyor.


GUATR İÇİN RİSK OLUŞTURMUYOR

Beyaz ve kara lahana dolması çok lezzetli haliyle en gözde Türk mutfağı yemekleri arasında yer alıyor. Lahana turşusu, kapuska yemeği lahanadan yapılan diğer yemek çeşitlerinden bazıları. Kara lahananın içerisinde guatra neden olabilecek maddeler bulunmakla birlikte, önemli bir etkisi olmadığı ortaya çıktı. Zira bir kişinin guatr olabilmesi için günde 35 kilo kara lahanayı yaklaşık 3 ay boyunca sürekli olarak tüketmesi gerekiyor.

TIPTA DA KULLANILIYOR

Eski medeniyetlerde bitkisel ilaç olarak kullanılan lahananın, tıp sektöründe de kullanıldığını belirtiyor. Gelişme çağında olan çocukların ve gençlerin tüketmesinin son derece faydalı olduğunu söyleyen Altın, “Bu mucizevi sebzeyi pişirmenin yanı sıra çiğ olarak da salatalarda tüketebilir, faydalarından yararlanabilirsiniz” diyor.


KARNABAHAR

Faydası sayısız bir sebze karnabahar. Ama tüketim ve pişirme kurallarına da dikkat etmek gerekiyor. Aksi halde faydaları büyük ölçüde azalabiliyor. Çoğu kişi için hele de pişirirken yayılan kendine has kokusu bu sebzeye önyargı doğursa da, faydasını bilenler bolca tüketiyor.

Çağın hastalığı kansere karşı koruyuculuğundan, sinirleri ve zihni kuvvetlendirmesine birçok faydası var karnabaharın. Siz siz olun vakti geçmeden tam da bugünlerde sofranızda yer verin.


ÖNYARGILARIN KURBANI

Birçok kişi için adını duymak bile yetiyor, yüzünü buruşturmaya. Ama faydalarını bilen ondan vazgeçemiyor, nimetlerinden bolca faydalanıyor. Tam bir vitamin ve mineral deposu olan, birçok hastalığa iyi gelen karnabaharın kış aylarında bolca tüketilmesi gerekiyor.

GÖĞÜS KANSERİ RİSKİNİ AZALTIYOR

Karnabahar, çağın hastalığı kansere karşı koruyucu sebzelerden biri. Özellikle de göğüs kanserine karşı koruyucu özelliği bulunuyor. İçerdiği indol-3 karbonal ile kadınların en büyük kabusu olan göğüs kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Kalınbağırsak ve mide kanserine karşı koruyucu etkisi var.


ZİHNİ DİNLENDİRİYOR

Yoğun stres ve zihin yorgunluğu özellikle de iş hayatında milyonlarca kişinin peşini bırakmıyor. Çoğu kez zihinsel yorgunluk, fiziksel yorgunluğun da önüne geçebiliyor. A, C ve B vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, fosfor, fosfat ve demir zengini olan karnabahar, zihni dinlendirici özelliğiyle dikkat çekiyor.

SİNİRLERİ KUVVETLENDİRİYOR

Özellikle de stresli anlarda çoğu kez “çelik gibi bir sinire” sahip olmanın avantajı fazlasıyla hissediliyor. Kimilerinin ise değil “çelik gibi sinire sahip olmak”, aksine gerginliği fazlasıyla had safhaya çıkabiliyor. İşte, karnabaharın faydalarından biri de sinir sistemini güçlendirici etkisinin olması.


ŞEKER VE KALP HASTALARININ DOSTU

Şeker hastalığına karşı etkili olduğu bilinen karnahabar, şeker hastalarının tedavi sürecinde öne çıkan bir sebze olarak dikkat çekiyor. İdrar söktürücü özelliğiyle dikkat çeken karnabahar, dalak hastalıklarına da iyi geliyor. Kan basıncını dengeleyen bu mucizevi bitki, aynı zamanda kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltmada ve hastalık sürecinde fayda sağlıyor.

ZAYIFLAMAYA YARDIMCI

Diyet programı arayışında olanların en çok tükettiği sebzelerden biri olan karnabahar, düşük kalorili ve bol lifli bir besin olması dolayısıyla zayıflamaya da yardımcı bir besin olarak dikkat çekiyor. Bol lifli olduğu için tokluk hissinin uzun süre korunmasını sağlayan karnabahar, hem daha kolay hem de daha hızlı şekilde kilo verilmesine yardımcı oluyor.


CİNSEL GÜCÜ ARTIRIYOR

Mutlu bir cinsel yaşam için gıdaların etkisi de büyük! Bazıları pişirilirken etrafa yayılan kokusundan haz etmese de karnabahar, cinsel gücü artırıcı özelliğiyle de ilişkilerinde sıkıntı yaşayan çiftlere katkı sağlıyor. Uzmanlar, karnabaharın cinsel gücü artırıcı etkisi olduğunu belirtiyor.

ÇİĞ TÜKETİN, SALATALARA DOĞRAYIN

Karnabaharın özellikle çiğ tüketilmesi tavsiye ediliyor. Salatalara da çiğ şekilde doğranarak yenilmesi en faydalı yöntem. Ancak çiğ tüketmeyi tercih etmeyenler için, haşladıktan sonra üzerine zeytinyağı ve limon gezdirerek tüketmek besin değeri ve lezzeti açısından uygun bir alternatif oluşturuyor.


AZ SUDA KISA SÜRELİ HAŞLAYIN

Az suda kısa süreli haşlayarak da karnabahardan faydalanabilir. Haşladıktan sonra üzerine zeytinyağı ve limon gezdirerek tüketmek besin değeri ve lezzeti açısından uygun bir alternatif oluşturuyor. Çok pişirilmesi vitamin ve mineral kaybına yol açıyor.

YAPRAKLARINDAN DA FAYDALANIN

Özellikle kış aylarının sebzesi olan karnabahar, “kış mevsiminin sultanı” olarak da adlandırılıyor. Yararları ile “mucize gibi” olan bu muhteşem sebze, ülkemizde en çok Ege, Doğu Akdeniz bölgesinde yetiştiriliyor. Turpgiller ailesinin önemli bir ferdi olan karnabahar, lahana yaprakları içinde beyaz bir görkemle yetişiyor. Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ekin Altın, karnabaharın yapraklarının da oldukça faydalı olduğunu, bol miktarda E vitamini içerdiğini belirtiyor.


BROKOLİ

Bugüne dek yeterince tüketmediyseniz hiç değilse şu günlerde sofralarınızda yer verin. İyi bir kanser savunucusu olan brokoli, tam bir vitamin ve mineral deposu. Kalp damar hastalıklarından koruyan, kansızlığı önleyen, kemik erimesine karşı fayda sağlayan brokoliyi tüketmenin ve pişirmenin ise kuralları var.


KALP-DAMAR HASTALIKLARINDAN KORUYOR

Brokoli, kalp-damar hastalıklarından korumada çok önemli bir besin. Liften çok zengin olması bunun en iyi göstergesi. Kolestrol düşürücü etkisinin yanı sıra, B grubu vitaminleri içermesi kalp krizi, damar tıkanıklıkları ve felç gibi hastalıklardan koruyucu etki sağlıyor.

KANSER SAVUNUCUSU

Bol miktarda beta karoten içermesi, A, C, B1 ve folik asit gibi antioksidan vitaminler ile selenyum gibi antioksidan mineralden zengin olması, onu önemli bir kanser savunucusu yapıyor. Son araştırmalarda, mesane kanseri başta olmak üzere, akciğer, mide, prostat ve bağırsak kanserlerinin oluşum riskini azalttığı görülüyor.


KANSIZLIĞI ÖNLÜYOR

Brokoli, yüksek oranlarda demir ile folik asit içerdiğinden kansızlığı önlüyor. Ayrıca doğum yapacak kadınların, spina bifida (yani omurganın bir yanının açık olması) hastalığına yakalanmış çocuk doğurması riskini en aza indiriyor.

VİTAMİN DEPOSU

Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, tam bir vitamin deposu. Uzmanlar, brokolinin kış aylarında yenilebilecek, suyu içilebilecek en iyi besinlerden biri olduğunu belirtiyor. Suyunun havuç veya elma suyu ile karıştırılarak içilmesi de oldukça fayda sağlıyor. Brokoli, dondurularak saklanmaya ve sonradan tüketilmeye de çok uygun bir besin olma özelliği taşıyor.


KEMİK ERİMESİNE FAYDALI

Özellikle menopoz sonrası ve yaşlılık dönemlerinde kadınların korkulu rüyası, kemik erimesi. Brokoli, kemik erimesine karşı içerdiği çeşitli etkin maddeler ile, tüketilmesi son derece önemli sebzelerden biri olarak dikkat çekiyor. Brokolinin, 5 dakika haşlandıktan sonra tüketilmesi, kadınların kalsiyum ihtiyaçlarını dengeliyor. Östrojen metabolizmasının dengeli çalışmasını da sağlıyor.

TÜKETİRKEN DİKKAT!

Brokoli faydalarına karşın bazı kişilerin ise temkinli yaklaşması gereken bir besin. Zira, liften zengin olması dolayısıyla diyare durumlarında özellikle sakınılması gerekiyor. Çok fazla gaz sıkıntısı çekenler için dikkatli tüketilmesi öneriliyor. Reflü hastalığı olanlarda da gaz problemi reflüyü tetikleyeceği için önerilmiyor.


PİŞİRME SÜRESİ ÖNEMLİ

Brokolinin pişirme süresinin 5 dakikayı geçmemesi tavsiye ediliyor. Buharda pişirme en faydalı yöntem. Eğer buharda pişirme olasılığı yoksa, kaynatılmış suda 5 dakika bekletmenin uygun olacağı belirtiliyor. Uzun süre bekletmek vitamin kayıplarına neden oluyor.

TÜKETİM MİKTARI NE OLMALI?

Brokoli, bedenin iyot emilimini azaltıyor. Bu nedenle haftada 2-3 kereden fazla brokoli yiyen kişilerin, iyotlu besinler ya da iyotlu tuzu almayı ihmal etmemeleri gerekiyor. Özellikle içme suyunun az iyot içerdiği yörelerde bu durum daha da önem taşıyor.


SOFRANIZDA YER VERİN

Kışın son günlerini iyi değerlendirmek, vitamin ve mineral zengini brokoliden bolca faydalanmak gerektiğini vurguluyor. Altın, çiğ ya da pişirilerek tüketilen brokolinin, haşlandığında içerdiği vitaminlerin çoğunun kaynayan suya geçeceğinden, bu suyun dökülmeyip değerlendirilmesini tavsiye ediyor.

ANAVATANI İTALYA

Lahanagiller familyasından gelen ve taşıdığı renklere göre, beyaz başlı, mor başlı ve yeşil başlı olarak üçe ayrılan brokolinin anavatanının Akdeniz bölgesi olduğu kabul ediliyor. Yeşil renkli olgunlaşmamış çiçek taslakları oluşturan brokoli çeşitlerine Calabrese deniliyor. Calabrese, İtalya’da bir bölge olup, birçok araştırmacı bu nedenle brokolinin anavatanını İtalya olarak bildiriyor.


KEREVİZ

“Bahçelerde kereviz, biz kereviz yemeyiz” demeyin sakın! Bugüne kadar dediyseniz de bundan sonra bu önyargınızı kırın ve doğanın sunduğu bu şifa kaynağı besini ihmal etmeyin. Şifasının hakkını verin. Üstelik sadece kök kısmını değil, yapraklarını, saplarını da tüketin. Yapılan çalışmalara göre, günde 4 adet kereviz sapı yemek, kolestrolü yüzde 7 oranında düşürüyor.


KEREVİZ

TANSİYONU DÜŞÜRÜYOR

Kendine özgü tadı ve aromasıyla düşük kalorili sebzeler grubunda yer alıyor. Yapılan çalışmalarda kerevizin tansiyonu düşürücü etkisi kanıtlandı. Özellikle kerevizin sapında bulunan ve kerevize kendine özgü aromasını veren “phthalide” adı verilen bileşen, damarları ve kasları gevşetici etki göstererek kan akışını hızlandırıyor.

UYKUYA DALMAYA YARDIMCI

Kereviz suyu sakinleştirici ve kasları rahatlatan etkisi ile uyku problemi olanlara önerilen sebzeler arasında yer alıyor. Uyku sorunu olanlara, yatmadan bir saat önce 1 bardak kereviz suyu içmeleri tavsiye ediliyor. Kereviz suyu, adet sancıları ve krampların hafifletilmesine de fayda sağlıyor.


TOKSİNLERDEN TEMİZLİYOR

Güçlü bir idrar söktürücü olan kereviz, vücudu toksinlerden temizliyor ve fazla suyun vücuttan atılmasına yardımcı olarak sıvı dengesini sağlıyor. Ayrıca kerevizde bulunan bazı flavonoidler, iltihabın önlenmesine ve azaltılmasına yardımcı oluyor. Bu özelliği ile kereviz, romatizma gibi iltihaplık hastalıklara karşı fayda sağlıyor.

PANKREAS KANSERİNE FAYDALI

Kerevizde bol miktarda bulunan “apigenin ve luteolin” adlı flavonoidlerin, özellikle pankreas kanseri üzerinde koruyucu etkileri bulunuyor. Kanserli hücrelerin üremesinin durdurulması ve tümörün küçülmesi için etkili olan kerevizin bu etkisi, içerdiği flavonoidlerin güçlü antioksidan etkisine bağlanıyor.


KEMİKLERİ GÜÇLENDİRİYOR

Kemikleri güçlendirici özelliği bulunan kereviz, K vitamini, kalsiyum ve magnezyum için iyi bir kaynak özelliği taşıyor. Sağlıklı eklem oluşumuna yardımcı oluyor. Aynı zamanda şişliği ve kemik eklem çevresinde ağrıyı azaltıyor.

YAPRAKLARI VE SAPI DA FAYDALI

Rezene ve maydanoz ile aynı familyadan gelen kerevizin genellikle kök kısmı kullanılıyor. Oysa, yaprakları ve sapları da çok faydalı. K vitamininden oldukça zengin olan kereviz içerdiği antioksidanlar ile de serbest radikallerle savaşmada önemli rol oynuyor.


DÖRT SAP KEREVİZİN GÜCÜ

Kereviz, yüksek kolestrolü düşürmeye yardımcı sebzeler arasında yer alıyor. Yapılan çalışmalara göre, günde 4 adet kereviz sapı yemek, kolestrolü yüzde 7 oranında düşürüyor.

YAPRAKLARINI KURUTUP SAKLAYIN

Kerevizin yapraklarını yıkayıp süzdükten sonra, üzerini kağıt ile örttüğünüz tepsiye serin ve oda sıcaklığında kurumaya bırakın. Kuruyan yaprakları her gün ters yüz yapın. Yaklaşık 1 hafta sonra renkleri değişmeye başlıyor. Elinize aldığınızda kuru nane gibi dağılıyorsa olduğu anlamına geliyor. Kavanozlara koyup dolaba kaldırın. Özellikle etli yemeklerde ve çorbalarda kurutulmuş yaprakları kullanabilirsiniz.


AMELİYATTAN ÖNCE DİKKAT

Çok lifli bir besin olan kereviz, gün içinde fazla lif alındığında mide krampları, hazımsızlık ya da gaz sancısı yapabiliyor. Potasyumun iyi bir kaynağı olduğu için kronik böbrek hastalıklarında miktarına da dikkat edilmesi gerekiyor. Merkezi sinir sistemini etkileyebileceği için anestezi alınacak cerrahi uygulamalardan en az 2 hafta önce de kereviz tüketilmemesi gerekiyor.

KEREVİZİ İHMAL ETMEYİN

Pek çok kişinin kokusu, tadı, görünümü ve zor soyulan kabukları nedeniyle tercih etmediği kerevizin son derece faydalı ve değerli bir sebze olduğunu belirtiyor. Altın, çocukların da beslenmesinde mutlaka yer alması gereken kerevizin, zeytinyağlı olarak tercih edilmemesi durumunda etli yemeği, çorbası veya böreğinin yapılabileceğini söylüyor.


ENGİNAR

İşte tam mevsimi. Kendine has taç yapraklarıyla çarşı-pazarlarda bolca yerini alan enginar, bahar aylarıyla rejime girenlerin de can dostu. Aynı zamanda karaciğeri koruyucu özellikte olması, yapraklarındaki apayrı mucizevi faydalar enginarı daha da taçlandırıyor. Kalp ve damar dostu enginarı mevsiminde bolca tüketmeyi ihmal etmeyin. Salatasından çorbasına pek çok şekilde sofranızda yer verin. Hele de çocuklarınıza mutlaka yedirin.


ENGİNAR

ÖMRÜ UZATIYOR

Faydası öyle çok ki. Kolestrolden diyabete, kalpten kansere birçok hastalığın riskini azaltıyor. Tam bir şifa kaynağı olan Enginarın insan vücuduna sayısız faydası var. Bu özellikleriyle adeta ömrün uzamasına yardımcı oluyor.

DİYET DOSTU

Tam da enginar mevsimi! Bahar aylarıyla birlikte rejime girenlerin can dostu Enginar. Zayıflama diyetlerinde sıkça yer alması tavsiye edilen Enginar Mart, Nisan ve Mayıs aylarında taze olarak çarşı-pazar tezgahlarında yerini alıyor.


KARACİĞERİ KORUYOR

Karaciğeri koruyan flavonoidler içeren Enginar, karaciğerdeki dokuların ve hücre zarlarının içinde meydana gelen oksitlenmeyi azaltıyor. Enginar yaprakları safra akışını hızlandırarak karaciğerin toksinlerden temizlenmesini sağlıyor.

KANSERE DÜŞMAN

Son yıllarda yapılan birçok çalışmada sayısız faydası olduğu anlaşılan Enginarın yapısında yüksek miktarda antioksidan bulunuyor. Ayrıca içeriğinde bulunan “quersetin” ve “rutin” isimli antioksidanlar kansere karşı vücudu koruyor.


KALP VE DAMAR DOSTU

Kalbi koruyucu etkisiyle dikkat çeken Enginar, kötü kolestrolü düşürüyor, iyi kolestrolün salgılanmasını artırıyor. İçeriğindeki “siyanik asit” adlı madde, kalp damar sağlığı için ilaç niteliğinde bir fayda sağlıyor.

SALATASINI BOLCA TÜKETİN

4 adet soyulmuş enginarı düdüklü tencerede haşlayıp doğrayın. Üzerine 2 limon suyu, 2 diş sarımsak, 2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı ve baharat karıştırarak sos olarak dökün. Özellikle karaciğer hastalarının bolca tüketmesi son derece faydalı.


YAPRAKLARDAKİ MUCİZE

Dikenli yapraklarıyla dikkat çeken Enginar’ın aslında en faydalı yeri yaprakları. Enginarın taç yapraklarında, gövdesine oranla sekiz kat fazla sinarin bulunuyor. Bu madde, bağırsak sendromlu hastalar için de büyük fayda sağlıyor.

TANSİYONU DÜZENLİYOR

Enginarın yapısında bulunan potasyum minerali vücutta bulunan sodyum-potasyum dengesinde etkili olup, tansiyonun normal seviyelere gelmesini sağlıyor. Ayrıca ağrı, şişkinlik, kabızlık gibi sorunların sonucu oluşan ve fonksiyonel bir bozukluk olan spastik kolonun tedavisinde Enginar ilk sıralarda yer alıyor.


ŞEKER KONTROLÜNDE FAYDALI

Enginarda bulunan yüksek oranda lif yapısı kan şekerini dengeliyor. Şeker hastaları için zeytinyağlı veya etli yapılmış enginar yemeği, beslenme kalitesini güçlendirirken, şeker kontrolünü sağlıyor. Buna karşın, potasyumdan oldukça zengin olması nedeniyle kronik böbrek hastalıkları durumunda miktarına dikkat edilerek tüketilmesi gerekiyor. Lifli yapısından dolayı diyare durumunda da uzak durulmalı.

ÇOCUKLARA MUTLAKA YEDİRİN

Enginardan en büyük faydayı sağlamak için; mevsiminde öğlen veya akşam yemeğinde tüketilmesini tavsiye ediyor. Altın, özellikle annelerin çocuklarına bu sayısız şifa kaynağı sebzeyi mutlaka yedirmeleri gerektiğini belirtiyor.


PORTAKAL

C vitamini deyince akla gelen ilk meyvelerden portakal. Günde 1 portakalın günlük C vitamini gereksinimi karşıladığını biliyor muydunuz? Ama sadece suyunu içmek, aynı faydayı sağlamıyor. Çoğu kişi portakalı soyup yemek yerine, suyunu içmeyi tercih etse de, siz siz olun bu alışkanlığınızı bir daha gözden geçirin. Zira portakalı posasıyla tüketmeniz önemli. Ve her şeyin fazlasının zararlı olduğunun bilincinde olarak, aynı gün bardak bardak portakal suyu tüketmekten de kaçının!


PORTAKAL

C VİTAMİNİ ONDAN SORULUR

C vitamini deyince akla gelen ilk meyve portakal. Düzenli tüketilmesi son derece önemli. Zira C vitamini bilinen en iyi antioksidan olduğu için vücudumuza giren toksinlerle ve serbest radikallerle savaşıyor. Ancak portakalın faydasını sadece C vitaminine indirgemek haksızlık.

GÜNDE 1 PORTAKAL TÜKETİN

1 orta boy portakal, günlük C vitamini gereksinimini karşılıyor. Ayrıca besinden de alınan demirin emilim oranını artırıyor. Yani yemeğin hemen sonrasında veya yemekle tüketilen portakal, besinlerden alınan demirin emilimini artırarak olası bir kansızlıktan koruyucu etki gösteriyor.


KANSER DÜŞMANI

Portakalın içeriğinde 170 fitokimyasal ve 60 flavonoid bulunuyor. Bu şu anlama geliyor: Portakal düzenli tüketildiği taktirde kansere karşı koruyucu özellik taşıyor ve kanserle mücadelede fayda sağlıyor. Özellikle ağız, göğüs, akciğer ve kolon kanserinde etkili olduğu yapılan çalışmalarda kanıtlanmış durumda.

YÜKSEK TANSİYONA FAYDALI

Portakalda bulunan en önemli flavonoid hesperidin. Hesperidin’in, antiinflamatuar, antiallerjenik ve antikansojenik etkisi bulunuyor. İnme riskini azaltmada, kötü kolesterol ve yüksek tansiyon ile mücadelede etkili.


POSASIYLA TÜKETİN

Portakalın iç yapısındaki beyaz kısmı bütün faydalı bileşiklerden zengin olan yeri. O nedenle suyunu sıkmak yerine posasıyla tüketmek önemli. “Sıktık suyunu içtik” tarzı durumlarda bütün lifleri sıkacağın üzerinde bırakılmış oluyor!

SUYU, KANA DAHA ÇABUK KARIŞIYOR

Portakalı posasıyla yemeye kıyasla portakal suyu hem liflerini kaybettiği hem de sıvı olduğu için kana daha çabuk karışıyor. Dolayısıyla kan şekerini çok daha çabuk yükseltip düşürüyor. Bu da daha çabuk acıkmamıza neden oluyor. Bu nedenle posasıyla tüketilmesi öneriliyor.


KANSIZLIĞI GİDERİYOR

Portakal lif, folat ve potasyumdan da zengin bir besin. Lifler kan şekerini ayarlamaya yardımcı olurken aynı zamanda kolestrol seviyesinin düşürülmesinde de etkili. Folat, kan ve doku yapımının yanı sıra kansızlığın giderilmesinde de önem taşıyor. Potasyumun iyi bir kaynağı olması kas krampları ve kalp atışının düzenlenmesi gibi konularda etkisini gösteriyor.

CİLDİ GÜZELLEŞTİRİYOR

Portakal hem cilde vitamin sağlarken hem de güzelliğe güzellik katıyor. Maske olarak uygulandığında sivilceleri yok ediyor ve akne izlerini yok etmeye yardımcı oluyor. Cildin yaşlanmasını da önleyen portakalın suyunu sıkıp buz kalıplarına koyun ve sabahları cildinize sürün. Yorgunluğu ve matlığı aldığını göreceksiniz.


YEMEKLERE RENDELEYİN

Turunçgiller familyasından olan portakalın çekirdekli ve çekirdeksiz çeşitleri bulunuyor. Çekirdeksiz cins olan yafa portakalı Finike, Mersin ve Hatay’da yetişiyor. Kalın kabuklu ve uzunca meyveli. Kabuklarından reçel yapılıyor. Dörtyol portakalı, çekirdekli, ince kabuklu ve sulu. Washington portakalı ise çekirdeksiz. Güney Anadolu ve Doğu Karadeniz’de Rize çevresinde yetişiyor. Portakalın kabukları her çeşit yemeğe rendelenebilir.

HER ŞEYİN FAZLASI ZARAR

Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren ve pek çok faydası bulunan portakalın, mevsiminde yani kış aylarında sofralardan eksik edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Altın, buna karşın her şeyin fazlasının zararlı olduğunu belirterek, karaciğerde yağlanmaya yol açabileceğinden dolayı aşırı portakal suyu tüketiminden de kaçınmak gerektiğini vurguluyor.


KİVİ

Tam bir vitamin ve mineral deposu kivi, hem çocuklarda hem de erişkinlerde nefes darlığı, astım ve öksürük gibi bezdirici sorunlara karşı son derece fayda sağlıyor. Gece öksürüğü için de önemli bir şifa kaynağı. Vitamin açısından zengin turunçgillerden 4-5 kat daha fazla vitamin oranına sahip. Kolestrole faydalı, ödem söktürücü, bağışıklığı kuvvetlendirici. Tam bir kanser savaşçısı.


KİVİ

4-5 KAT FAZLA VİTAMİN

Kivi, tam bir vitamin ve mineral deposu. Özellikle A ve C vitamini bakımından oldukça zengin olan kivinin içeriğinde E vitamini de bulunuyor. Kivi, vitamin açısından zengin turunçgillerden 4-5 kat daha fazla vitamin oranına sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

ÇOCUKLARIN ŞİFA KAYNAĞI

Yapılan bilimsel araştırmalarla, kivinin özellikle gelişim çağındaki çocuklar için oldukça önemli etkilerinin olduğu saptandı. 6-7 yaş civarındaki çocuklarda, kivi solunum yolları açısından fayda sağlıyor. Hem çocukların hem erişkinlerin nefes darlığı, astım ve öksürük gibi sorunlarına iyi geliyor. Burun akıntısı, hapşırma, kronik öksürük ve gece öksürüğü için de kivi önemli bir şifa kaynağı.


ASTIMA VE GECE ÖKSÜRÜKLERİNE

Şayet çocuğunuzun kiviye alerjisi yoksa, bu değerli ve şifa kaynağı besinden onları mahrum etmemek gerekiyor. Yeterli miktarda kivi tüketen çocuklarda burun akıntısının yüzde 28, hapşırmanın yüzde 41, gece öksürüğünün yüzde 27 ve kronik öksürüğün yüzde 25 oranında azaldığı tespit edildi. Kivinin bu tür etkilere sahip olmasının en büyük nedeni ise, sahip olduğu flavonoitler. Bu madde, özellikle de hücrede meydana gelen hasarı en aza indirgemede oldukça etkili bir rol oynuyor.

KOLESTROLE FAYDALI

Kivinin yapısında bulunan pektin maddesinin de mucizevi özellikleri bulunuyor. Bu maddenin en önemli özelliği ise vücutta bulunan toksinleri temizlemesi. Bunun yanı sıra pektinin kolestrole de olumlu etkileri var. Kötü yapıdaki kolesterolü düşürüyor.


BAĞIŞIKLIĞI KUVVETLENDİRİYOR

C vitamini ve beta karotenin yanı sıra potasyum, kalsiyum, magnezyum ve demir gibi mineraller bakımından da oldukça zengin olan kivi bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Hastalıkların oluşma riskini en aza indirgiyor. Günde sadece 1 adet yenilen kivi, kişinin bir günlük A ve C vitamini ihtiyacını karşılamaya yetiyor.

KANSER SAVAŞÇISI

Kivinin yapısında bulunan antimutajenik maddeler, kanseri önlemede fayda sağlıyor. İçeriğindeki yüksek oranlı C vitamini, karotenoid ve flavanoidler ile vücudu oksidanlardan yani zararlı maddelerden temizliyor. Bu nedenle de kansere yakalanma riskini azaltıyor. İskoçya’da yapılan bir araştırmada, 3 hafta boyunca kivi tüketen gönüllü kişilerin, 3 hafta sonunda lenfosistlerde meydana gelen DNA zararının oldukça aza indiği tespit edildi. Önemli bir kanser savaşçısı olan kivi, kalın bağırsak kanserine yakalanma riskini de azaltıyor.


ÖDEM SÖKTÜRÜCÜ

Ekşi tadı ve tüylü dokusu ile herkes için yanına kolay yaklaşılır bir meyve değil şüphesiz. Ancak sofralarda mutlaka bulunması gerekiyor. İçerdiği bromelin enzimi ile ödem söktürücü etkiye sahip olması da kiviyi diğer meyvelerden üstün kılıyor.

ANAVATANI ÇİN

Kivinin anavatanı Çin’in güneyinde yer alan “Yangste” adı verilen vadi. Kivi dünyaya bu bölgeden yayıldı. Dünyaya yayılma zamanı ise, 1900’lü yılların hemen başı. Türkiye’de kivi Marmara ve Ege Bölgelerine uyum sağlamış ve adapte olmuş.


CİLT GÜZELLİĞİNE FAYDALI

Kivi cilt bakımı için de kullanılıyor. Kivi dilimleri cilde konulduğunda cildi besliyor ve nemlendiriyor. Ayrıca kivi ezilerek suyu çıkarıldıktan sonra elde edilen püre yıpranmış ve kırışmış ciltler için maske olarak kullanılabiliyor.

ÇOCUKLARA FAYDASI AŞILANMALI

Kanserden kolesterole, tansiyondan gribal enfeksiyonlar ve kabızlığa birçok hastalığa iyi gelen kivinin, çocuklara küçük yaştan itibaren sevdirilmesinin ve faydalarının aşılanmasının büyük önem taşıdığını belirtiyor.


ELMA

Doğanın sunduğu en faydalı nimetlerden biri elma. “Sağlıklı beslenme” deyince de ilk akla gelenler arasında. Faydalarına her gün yeni bir tanesi ekleniyor. Diyetlerde başı çekiyor, kansere karşı koruyor. Sinirleri rahatlatıp yorgunluğa iyi geldiğini, zihni açtığını da biliyor muydunuz? Ya kütür kütür ısırarak yediğinizde diş temizliğine yardımcı olduğunu veya Alzheimer’la Parkinson’a karşı fayda sağladığını? Daha neler neler.


ELMA

HER GÜN YENİ BİR FAYDA EKLENİYOR

Yeşili, sarısı, kırmızısıyla doğanın sunduğu en faydalı nimetlerden biri olan elma, “sağlıklı beslenme” deyince ilk akla gelen meyvelerden. Kan şekerini düşürücü özelliği olan, tansiyondan kolestrole kanserden kalp hastalıklarına dek koruyucu özelliği bulunan bu muhteşem meyve birçok derde deva niteliğinde.

KANSERE KARŞI KORUYUCU

Elmadaki birtakım etken maddeler, kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemede önemli rol üstleniyor. Triterpenoidler, quercetin, catechin, phloridzin ve chlorogenic asit gibi önemli bu fitokimyasalların, laboratuvar deneylerinde özellikle karaciğer, kalın bağırsak ve meme tümörlerinde etkili olduğu bulundu.


DİYETLERDE BAŞI ÇEKİYOR

Tam bir cilt dostu olan elma, cilde tazelik ve canlılık veriyor. Başlı başına güzellik iksiri olan elma kabuğu hücreleri yenileyici özelliğiyle de dikkat çekiyor. Son derece besleyici bir meyve olan elma, diyet menülerinin de ilk sırasında yer alıyor. A, C, E ve B grubu vitaminlerin yanısıra fosfor, magnezyum, sodyum zengini olan elma bu kadar fazla besin çeşidini birarada taşıması nedeniyle diyetlerde başı çekiyor.

SİNİRLERİ RAHATLATIYOR

Özellikle sindirim sistemine büyük faydası olan elma vücuttaki yorgunluk hissine de engel oluyor. Nefes darlığına iyi gelen elma, yıpranan sinirleri tedavi etmeye de yardımcı. İçerdiği B grubu vitaminlerle sinir sistemini destekliyor, kokusu da sinirleri rahatlatıyor.


KABIZLIĞA ÇARE

Mide bulantısına karşı etkili olan elma C ve E vitaminleriyle bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Kabuğuyla yenildiğinde kabızlık problemini gideriyor.

YORGUNLUĞA KARŞI ELMA

Yoğun ve yorucu iş hayatında, kronik yorgunluktan şikayetçi olanların sayısı hayli fazla. Ara öğünlerde beslenmenize ekleyeceğiniz bir tane elma, zihinsel ve fiziksel yorgunluğunuzu gidermeye aday. Kronik yorgunluğu giderici özelliği olan elma, aynı zamanda tüm kas sistemi için de son derece önemli.


ALZHEIMER VE PARKINSON’A FAYDALI

Elmanın içerdiği antioksidanlar C vitamini ile de sınırlı değil. Bu kuvvetli antioksidanlar, “nöron” adı verilen ana sinir hücrelerini oksidatif stresten koruyor. Bu sayede elmanın Alzheimer ve Parkinson hastalıklarına karşı koruyucu etkisi olduğuna dair önemli bilimsel çalışmalar var.

ZİHİN AÇIYOR

Elmanın son derece faydalı bir meyve olduğu biliniyor da zihni açıcı ve hafızayı kuvvetlendirici özelliklerinden pek çok kişinin haberi yok. Elma bu özelliklerinin yanı sıra uykudan önce yenilirse rahatlatıyor ve kolay uyumayı sağlıyor.


DİŞ TEMİZLİĞİNDE ETKİLİ

Hani kimileri semsert bir elmayı karşınızda şöyle kütür kütür yer de sizin de yeme isteğinizi getirir ya. İşte ısırarak yiyeceğiniz bir elma, hem sayısız faydalarını sunuyor size hem de dişlerinizi temizliyor, diş etlerinizi güçlendiriyor.

HER GÜN BİR ELMA

Elmayı iyice yıkadıktan sonra kabuğu ile tüketmek gerektiğini belirtiyor. Elmanın içerisindeki “pektin” adında çözünebilir lifin düzenli kullanıldığında kötü kolestrolü düşürdüğünü söyleyen Altın, “Vücudu tehdit eden tüm hastalıklara karşı savaş açarak bağışıklık sistemini güçlendiren elma, ilerleyen yaşlarda daha sağlıklı bir hayat sürmek için de yaşam desteği” diyor.

En Çok Aranan Haberler