Aile perişan durumda...
“Eşim yoğun bakımda ve hayati tehlikesi devam ediyor. Yedi yaşında, bu yıl ilkokula başlaması gereken bir çocuğum ablamda kalıyor. Kayıt yaptıramadım. Yeni doğan bebeğim de yengemde, henüz anne sütü bile içemedi, annesi de onu koklayamadı... Ben, 42 gündür hastane banklarında yatıyorum. Kendimi kaybetmiş gibiyim, ne yaptığımı bilmiyorum bir ağlıyorum bir gülüyorum dengem bozuldu... Her an kötü bir haber gelebilir diye bekliyorum... Hayatımın en mutlu anı bir anda kâbusa dönüştü...”
Eşi yeni doğum yapmış bir babanın; Mesut Başpınar’ın sözleri bunlar... Başpınar’ın iddiasına göre o ve eşi ikinci çocukları için gittikleri TEM Hospital Hastanesi’nde bir sağlık skandalıyla karşı karşıya kaldı. Başpınar dün avukatı Erdal Doğan aracılığıyla hastane yetkilileri ve eşine müdahale eden doktorlar hakkında eşine psikolojik destek vermeden zorla doğum yaptıkları, doğum sırasındaki kanamayı durduramadıkları ve hayati tehlikeye sebebiyet verdikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Günlerini hastane kapısında eşinden iyi bir haber almak ümidiyle geçiren Mesut Başpınar’ın anlatımına göre ikinci çocuklarının doğum işaretleri gelince 19 Ağustos’ta İkitelli’deki Özel TEM Hospital Hastanesi’ne gittiler. Anne Derya Başpınar’ı muayene eden doktor Y.A. herhangi bir sorun olmadığını, normal bir şekilde doğumu geçekleştirebileceklerini söyledi. Ancak anne Başpınar buna hazır değildi, bağırıyor, ağlıyordu. Mesut Başpınar, doktorlara gerekiyorsa ‘sezeryanla doğum yaptırabileceklerini’ söyledi. Ancak doktorlar normal doğumda ısrarlıydı. Bir doğum heyecanının nasıl drama dönüştüğünü Mesut Başpınar şöyle anlattı:
**‘Haykırışlarına aldırmadılar’**
“Eşim psikolojik olarak doğuma hazır değildi, suni sancı vererek normal doğuma başladılar. O sırada dışarıya eşimin bağrış, çağrışları geliyordu. Bu tepkileri aşağı yukarı 45 dakika sürdü. Ancak buna karşın normal doğuma devam ettiler. Doğum sırasında kanama arttı ve ameliyathaneye birkaç doktor daha girdi. Eşimin haykırışları dikkate alınmadı. Kanama durmuyordu. 30 ünite kan verildi. Yine durmayınca eşimin rahmini aldılar. Oysa biz sezeryanla doğum yapabileceklerini söylemiştik. Zorla normal doğum yapmalarına gerek yoktu. Eşimin hem ciğerleri hem böbreği hasar gördü. Bu kez diyalize girmesi için başka bir hastaneye gönderdiler. Ancak gittiğimiz hastanedeki doktorlar ‘Bu hastanın durumu çok ağır, sadece böbrek rahatsızlığı yok yoğun bakıma alalım’ dediler. Orada da ameliyat geçirdi. Şimdi yoğun bakımda... 42 gündür hastane banklarında yatıyorum.. Yedi yaşındaki çocuğunun okula kaydını bile yaptıramadım. En güzel anım kâbusa döndü.” “Ben yandım başkaları da yanmasın diye bu suç duyurusunu yapıyorum” diyen Başpınar, TEM Hospital yetkilileriyle iki doktor hakkında avukatı aracılığıyla suç duyurusunda bulundu.
**Her doğumda olabilir**
TEM Hospital yetkilileri ise Başpınar’ın ise bunun her doğumda yaşanabilecek bir risk olduğunu savundu. Açıklamada şöyle denildi: “19 Ağustos’ta saat 18.00 sıralarında daha önce kontrolleri tarafımızdan yapılmış olan miadında (zamanında) doğum için Derya Başpınar servise yatırıldı. Yaklaşık üç saat sonra nöbetçi doktor tarafından normal doğumu yaptırıldı. Bebek sağlıklı ve normal kiloda doğdu. Bebeğin eşi (plesanta) rahimden ayrıldıktan sonra ani bir kana oluşması üzerine anestezi uzmanı çağrıldı. Hastanın şoka girmemesi için gerekli müdahale yapıldı. Hasta, kanamanın doğumlardan sonra gelişen bir uterus atonisine (doğumdan sonra rahmin yeteri kadar kasılmaması) bağlı olduğu düşünülerek ameliyata alındı. Yoğun bakım ünitesine alınan hastaya 15 ünite kan verildi. Hastada ani kanama ve replasmanlara bağlı olarak geçici böbrek yetmezliği gelişince üçüncü gün en yakın diyaliz merkezine nakledildi. Gelişen kanamanın nedeni uterus atonisine bağlı olduğu ve bu durumun her doğumda gelişebilecek bir komplikasyon olabileceği bilinmektedir.”
Radikal