HABER

Bir annenin ağlatan dramı

ADANA (İHA) - Anne ve babası 2 yaşındayken öldürülünce yetiştirme yurduna yerleştirilen, eşi ve 2 çocuğunu Marmara Depremi'nde kaybeden ve ikinci eşi ev sahibinin kızıyla kaçınca bebeğiyle sokakta kalan kadının dramı yürek burkuyor. Kirasını bir hayırseverin ödediği tek odalı evde yaşam mücadelesi veren kadın, evine giren hırsızın saldırısı sonucu çatlak oluşan kolunun tedavisi için bekliyor.

35 yaşındaki Hülya Bilge'nin dramı, henüz 2 yaşındayken öğretmen babasının, annesiyle birlikte bir öğrencisi tarafından öldürülmesiyle başladı. Ablaları tarafından sokağa bırakılan ve kendisini bulan kişilerce yuvaya yerleştirilen Bilge, 18 yıl boyunca Ankara, Samsun, Van, Elazığ ve Bitlis'teki yurtlarda kaldı.

Bilge, yurttan ayrıldıktan sonra Kenan Şahin ile evlenerek, Yalova'nın Çınarcık ilçesine yerleşti. 2 çocuğu olan Bilge'nin hayatı, 1999 yılındaki Marmara Depremi'nde bir kez daha alt üst oldu.

Depremde çöken binanın enkazından 4 gün sonra bir tek kendisi canlı olarak çıkarılabildi. Depremde eşi Kenan Şahin ile çocukları Kerem ve Kenan'ı kaybeden Bilge, uzun süre hastanelerde tedavi gördü. 15 ameliyat geçiren, vücudunun birçok yerinde platin bulunan Bilge, temizlikçi olarak çalıştığı otelde, parke döşeme işi yapan Şahin T. ile tanışarak evlendi.

Hülya Bilge, bir süre sonra eşiyle İstanbul Sultanbeyli'ye yerleşti. İkinci eşinden de hamile kalan Bilge, 2001 yılında Ayşegül isminde bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Yaşadıklarının üstüne bir de eşinden şiddet görerek 1.5 ay boyunca hastanede yattığını iddia eden Bilge, çocuğu henüz 10 günlükken eşi ev sahibinin kızıyla kaçtı. Bunun üzerine ev sahibi tarafından evden çıkarılan Bilge, bebeğiyle sokakta kaldı.

Evden çıkarıldıktan sonra bebeğiyle aylarca Haydarpaşa Garı başta olmak üzere Eskişehir ve Ankara garlarında yatıp kalkan talihsiz kadın, daha sonra Adana'ya geldi. Bu kentte de parklardaki banklarda yatan Hülya Bilge ile kızı Ayşegül'e bir hayırsever sahip çıkarak, Denizli Mahallesi'ndeki tek odalı eve yerleştirdi.

Kirasını hayırsever vatandaşın ödediği evde yaşama tekrar sarılan Bilge, kızı Ayşegül'ü komşularının da yardımıyla okula yazdırdı. Kullandığı ilaçlarını alabilmek ve Ahmet Cevdet Çamurdan İlköğretim Okulu 1. sınıfta okuyan kızının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için sokak sokak gezip, çöplerden kağıt toplayarak satan Bilge, 2 ay önce evindeki yatağından başka tek eşyası olan televizyonu çalmak için gündüz vakti eve giren hırsızın saldırısına uğradı. Komşusunun "Hırsız var" diye bağırması üzerine eve giren Bilge'nin, müdahale ettiği hırsızın saldırısı sonucu sağ kolunda çatlak oluştu, boynu zedelendi.

Ambulansla kaldırıldığı hastanede kolu ve boynu sargıya alınarak evine gönderilen kadın, acı içerisinde kıvrandığı gecelerde komşularının çağırdığı ambulansla defalarca hastaneye kaldırıldı. İğne vurularak evine gönderilen ve kolundan ameliyat olması gerektiği söylenen Bilge, ameliyat ve tedavi masrafı olan 4 bin 500 YTL'yi ödeyecek gücü olmadığı için ameliyat olamıyor. Bilge, tedavisinin yapılması için
devletten ve hayırseverlerden yardım bekliyor.

Eve giren hırsızın 30 YTL parasını çaldığını ve kendisini yaraladığını söyleyen Hülya Bilge, kendisine ve kızına sahip çıkılmasını istedi. Her gün iğne vurdurduğunu ve artık acılara dayanamadığını ifade eden Bilge, "15 kez bıçak altına yattım. İki ayağımda platin var. Yeniden ameliyat olmam gerekiyor. Ne olur hayırseverler, yetkililer bana yardım etsinler" diye konuştu.

Depremde 4 gün enkaz altında kaldığını, tekrar evlendiği eşi ev sahibinin kızıyla kaçınca bebeğiyle sokakta kaldığını belirten Bilge, "Aylarca sokaklarda, parklarda, tren garlarında yatıp kalktık. Adana'ya gelince bir hayırsever bize sahip çıktı, bizi bu eve yerleştirdi. Felç geçirdim, atlattım. Kalp krizi geçirdim, yoğun bakımda kaldım. Ayşegül'ün babası dövdü 1.5 ay hastanede yattım. Ömrüm hastanelerde geçiyor. İğne yapıp bırakıyorlar. Kolumun ameliyatı için 4 bin 500 YTL istediler. Benim bu parayı ödeyecek gücüm yok, ilaç alacak gücüm yok" dedi.

En çok ilaçlarını muhafaza edebileceği bir buzdolabına ihtiyacı olduğunu söyleyen Hülya Bilge, "Çöp toplayarak geçiniyoruz. Bana 'çöpçü' diyorlar, 'deli' diyorlar. Benimle dalga geçiyorlar. Çocuğumla okulda dalga geçiyorlar" diyerek gözyaşlarına boğuldu.

Çocuğuna sarılarak, devletin çocuğunu yuvaya yerleştirmek istediğini söyleyen Bilge, "Çocuğumu benden almak istiyorlar. Beni öldürsünler, çocuğumdan ayırmasınlar. Beni yavrumdan ayırmasınlar, ben yavrum için yaşıyorum. O benim her şeyim. Hayatımı kızıma borçluyum. İlaçlarımı veriyor, suyumu veriyor. Onun okuyup, devlete faydalı bir insan olmasını istiyorum" diyerek feryat etti.

Hülya Bilge'nin komşuları da, anne ile kızının çok zor durumda olduğunu belirterek, onlara yardım edilmesini istediler.

En Çok Aranan Haberler