Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Şubat ayında başlattığı Ukrayna işgalinin ardından NATO'ya katılma fikrine destek veren Finlandiyalıların oranının bir anda yüzde 20'lerden 76'ya fırladı ve tarihin hiçbir döneminde olmadığı bir seviyeye ulaştı. Finlandiya'nın geçtiğimiz hafta çok uzun süredir devam ettirdiği askeri tarafsızlık politikasını bir kenara bırakarak NATO'ya katılım için resmen başvuru yapması bu sebeple önemli bir kırılma oldu. Bu ani artış ile Törni'nin savaştan savaşa sürüklenmesinin ardındaki ortak sebep Rusya'nın saldırılarını kontrol altına almaktı.
Lauri Törni, 1939 yılında Finlandiya ordusunun bir parçası olarak Sovyetlerin işgaline karşı ülkesini savundu. Bu cephede İsveççe bilmiyor olmasına karşın, İsveççe konuşan birliğin komutasına atanan Törni başarılarıyla tam iki Özgürlük Madalyası kazandı.
1941 yılında ise Finlandiya'nın SS Viking Bölüğü'ne gönderdiği 289 kişilik gönüllü askerler grubunda olan Törni, Alman cephesinde Rusların Kızıl Ordu'suna karşı savaştı. Törni teğmenlik rütbesine yükseltildi ancak ilerleme şansı azdı ve sonunda Almanlarla geçinmeyi başaramayan ve ülkelerine geri gönderilen gönüllülerden biri oldu. Cepheden uzak kaldıkça psikolojisi bozulmuş, içki ve kavgacılık gibi kötü alışkanlıklar edinmişti.
Finlandiya ile SSCB arasında 25 Haziran 1941'de Devam Savaşıbaşladığında, Törni bu kez makineli silahlarla donatılmış bir müfrezenin komutanlığına atandı ve liderlik başarılarından ötürü üçüncü sınıf Özgürlük Haçı madalyasıyla ödüllendirildi. Törni burada kendi kurduğu birlik ve özel yöntemleriyle büyük başarılar elde etmişti. Bu eylemleri nedeniyle Almanlar kendisine bir Demir Haç madalyası vermiş, Sovyetler ise ölüsünü getirene 3 milyon mark ödül koymuştu.
Ancak Törni yakalanamıyor ve başarılı eylemlerine devam ediyordu. Bu yüzden kendisine 9 Haziran 1944'te ikinci sınıf Mannerheim Haçı ve 50 bin mark para ödülü verildi. Törni bir sonraki yıl, Finlandiya gizli polisi tarafından yakalandı ve 1948 yılında sonuçlanan mahkemede vatana ihanetle suçlandı. Törni Finlandiya ve Sovyet güçlerine karşı direniş hareketini silahlandırmaktan suçlu bulundu ve Turku'da bulunan bir cezaevine gönderildi. Birkaç kez cezaevşnden kaçmaya çalışıp yakalandı ve bu ceza sürecini uzattı. Ancak sonunda Aralık 1948'de Finlandiya Devlet Başkanı Juho Paasikivi tarafından affedildi.
Yeni bir başlangıç yapmak isteyen Törni önce Venezuela'ya giden bir yük gemisine ardından da ABD'ye giden Norveç bandıralı bir başka gemiye bindi. Ülkeye girmesine izin yoktu. Ama Törni kıyıya yaklaşan gemiden atlayıp yolun kalanını yüzerek tamamladı ve 20 Eylül 1950'de Alabama eyaletinin Mobile şehrinde karaya ayak bastı.
Parası olmamasına ve doğru düzgün İngilizce konuşamamasına rağmen bir şekilde New York'a gitmeyi başardı ve burada Finlandiyalı göçmenler topluluğu tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Orduda görev yapan bazı dostlarının müdahaleleri sonucu, Törni'nin ABD vatandaşlığı başvurusu 27 Ocak 1954'te onaylandı. Ardından Törni üçüncü bayrağına hizmet etmeye başladı.
Adını Lauri Törni'den Larry Allan Thorne'a değiştirdi, SS dövmesini sildirdi ve geçmişte edindiği savaş tecrübeleri sayesinde ABD'nin dört önemli askeri üssünde görev yaptı. Ardından Özel Güçler subayı olarak eğitim aldı ve 1963 yılında Vietnam'a gönderildi. İlk görev yeri Kamboçya sınırında bir üs kampıydı. Burada okullar ve hastaneler inşa edilmesine yardımcı olan Thorne, ABD'ye Bronz Yıldız ve Mor Kalp madalyalarıyla döndü.
Thorne bir kez daha sivil hayata adapte olma güçlüğü çekmeye başladı. Bu yüzden ikinci kez Vietnam'a gönderilmek için gönüllü oldu. ABD hükümetinin varlığını kabul etmediği çok gizli bir birim olan Askeri Destek Komutanlığı, Vietnam (Çalışmalar ve Gözlemler Grubu) ile yeniden bu ülkeye gönderilen Thorne, sınırın Laos tarafında keşif misyonları ile görevlendirildi. Yani Devam Savaşı esnasında geliştirdiği uzun menzilli devriye becerileri, bir kez daha işe yaradı.
18 Ekim 1965 gün eski Finlandiya Sivil Muhafızı, eski Untersturmführer ve halihazırdaki Özel Kuvvetler binbaşısı, komünistlerin tedarik rotası olarak kullanılan Ho Şi Minh Yolu'nu aramakla görevlendirilmiş olarak üzerinde herhangi bir işaret olmayan bir helikoptere bindi. Helikopter kötü hava koşulları nedeniyle kayboldu.
Throne ve yoldaşlarını bulmak için 50'den fazla arama misyonu hayata geçirildi ama bunların hiçbiri başarılı olamadı. Thorne'un Laos'taki misyonuna dair resmi bir kayıt bulunmaması da işleri zorlaştırıyordu. 19 Ekim 1966'da yani tam bir yıl sonra, Thorne resmen ölmüş ilan edildi.