Türkiye'nin büyük şehirlerinde her an koşturmaca doludur. Üstelik bu, sadece geziyor olsanız bile bu böyle. İstanbul'da yaşıyorum ve bunu, annem beni ziyarete geldiğinde bir kez daha anladım: İstanbul'da her anınız bir spor... Eğer değerlendirmeyi bilirseniz tabii. Tüm gün oradan oraya gezdikten sonra eve döndüğümüzde "Kendimi gün boyu spor yapmış gibi hissediyorum!" demişti annem. Haklıydı. Sıklıkla toplu taşıma kullanmış, müzeleri, görülmesi gereken yerlerin hiç değilse bir kısmını gezip görmüştük. Şimdi düşününce, ne kadar sağlıklı bir iş yaptığımızı tekrar fark ediyorum.
Anneme verdiğim canım "Aslında bir miktar öyle..." olmalıydı: Eğer İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşayıp toplu taşıma kullanıyorsanız, ayakta geçirdiğiniz süre epey fazla. O durumda yürüyen merdiven ve asansör gibi "ufak lüks"lerin varlığına şükrediyor insan. Ancak benim gibi aşırı aktif (haftada 5 gün spor yapıyorum) birisi için bile asansör ve yürüyen merdiven gibi seçenekleri devre dışı bırakınca nelerin gerçekleşebileceğini merak etmek kaçınılmazdı. Madem hareket gerekiyor, buyrun hareket o zaman... Bir ay boyunca sadece merdiven kullandım ve sonuç beni çok şaşırttı.
Öncelikle şunu söyleyeyim, yaşadığım çevre sıklıkla merdiven kullanmaya epey elverişli. Bu yüzden, kesinlikle sıkıntı yaşamadım. Oturduğum apartmanda genellikle evden çıktığımda inerken merdivenleri, çıkarken de asansörü kullanıyordum -çünkü yaşasın tembellik! Bunu değiştirp merdivene tamamen adapte ettim hayatımı. Bir köpeğim de olduğunu düşünürsek, gün içerisinde toplamda 6 kez merdivenleri inip çıktım. Öte yandan mantıklı sayıda katlarda merdiveni seçtim. Yani, 6 kat çıkmam gerekiyorsa evet merdiven mantıklı; ancak 24 kat çıkmanız gerekiyorsa saçmalıktan başka bir şey değil. Tüm bunlar, günde yaklaşık 10 dakika kadar ekledi spor süreme.
İlk haftamın oldukça sancılı geçtiğini belirtmem gerek. Aslında bu, sporla ilgili başladığınız her şeyde böyle. Bitiş noktasına en uzak olduğunuz an, her şeyin gözünüzde en çok büyüdüğü an oluyor. Asansör yerine merdivenleri tercih etmeye başladığpımda kendimi epey heyecanlanmış hissettim. Arkadaşlarımdan bazıları yarım ağız bir şekilde takdir edip bir ay boyunca merdiven kullanamayacağımı söyledi onlarla bunu paylaştığımda. Onları dinlemeyip sadece bu hareketin vücudumda ne gibi bir değişiklik yapacağını beklemeye başladım. Bu, beşinci güne kadar böyle sürdü.
Beşinci gün, boks dersimden sonra öğlen yemeğinde arkadaşlarımla buluştum ve günüm genel olarak yoğun geçti. Evime dönmek için yola koyuldum. Apartmana girdiğimde asansöre şöyle bir bakıp iç geçirdim, tuşa basıp asaösrü çağırmakla çağırmamak arasında gitti geldi düşüncelerim bir süre. Ancak nihayetinde direndim ve biraz daha yavaş bir şekilde çıktım merdivenleri. On beşinci güne kadar, vücudumda herhangi bir değişiklik görmedim...
On beşinci gün, alt karnımda biraz ağrı hissettim. Bunun başlarda önceki günlerde yaptığım spordan kaynaklandığını düşündüm ama tam olarak hangi hareketin neden olduğundan emin değildim. Buna karar veremiyordum. Ayrıca, kalçalarımın daha sıkı olduğunu da hissediyordum ama buna neyin neden olduğunu da tam olarak kestiremedim. İlk fark ettiklerim bunlar oldu.
Bu arada, bir ay boyunca her gün yapamadım. Bazı ufak tefek kaçamaklar yapıp merdivenden kaçtığım günler de oldu. Ancak nihai olarak bir ayın sonunda karşılaştığım şey, oldukça etkileyiciydi.
Öncelikle, merdiven kullanmanın hiç aklınızdan geçmeyen kasları çalıştırdığını ve tabii ki karın kaslarıma oldukça büyük bir şekilde faydası bulunduğunu öğrendim. Bu bir ayı bitirdikten sonra kendime güvenim arttı. Ayrıca neredeyse her gün kardiyo benzeri bir çalışma yapsam da, normalde çıktığımdan daha fazla merdiven çıkmam gerektiğinde nefesimi kontrol etmekte zorlanıyordum. Fakat bu, şu günlerde iyice azalmış durumda. Ayrıca apartmanımdaki merdivenler, benim için doğal bir yaşam alanı gibi olmaya başladı. Karnım ve kalçalarım sıkılaştı. Buna devam ederek her geçen gün daha hızlı merdiven çıkabildiğimi fark ettim. Bunu hiç değilse bir ay olsun denemenizi isterim.