HABER

Bir gencin yürek yakan dramı!

Epilepsi hastası yeğeninin tedavisi için soygun yaptı, yakalanınca gururuna yediremeyip intihar etti ve uğruna can verdiği yeğeni hayatını kaybetti.

Bir gencin yürek yakan dramı!Geçen Mart ayında Şişli’deki emniyet binasının yedinci katından ölüme atlayan 23 yaşındaki gencin ardından içler acısı bir öykü çıktı. Erhan Turan’ın Mc Donald’s soygununu
epilepsi hastası 1.5 yaşındaki yeğenini tedavi ettirebilmek için yaptığı, hırsız damgasını kaldıramadığı için intihar ettiği anlaşıldı.
[

**
İşte intihar anı kameralara böyle yansıdı-FOTO GALERİ

**](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/bir-gencin-yurek-yakan-drami/6896/177657/)

Yaşatmak için canını verdiği minik yeğeni Erkan bebek ise geçtiğimiz ay hayata veda etti. İşte biri hayatının baharında, diğeri ise henüz başında iki hayatı solduran
çaresizliğin yürek yakan öyküsü...

İşi bırakıp askere gitti

İstanbul Mecidiyeköy’de ailesiyle yaşayan 23 yaşındaki Erhan Turan Nişantaşı’ndaki Mc Donald’s’a kasiyer olarak girmişti. Performansı ve başarılı insan ilişkileriyle kısa sürede yükseldi, restorana müdür oldu. Ama vatani görevini yapmasının vakti gelmişti.

İşi bırakıp askere gitti. Askerdeyken abisi Ercan Turan’ın ‘Erkan’ adında bir oğlu oldu. Fakat Erkan bebek anne karnında yaşanan bir olumsuzluk nedeniyle epilepsi
hastası olarak dünyaya gelmişti. Minik bebek sürekli oksijen tüplerine bağlı olarak hastanede tedavi görüyordu.

Masrafları çok fazlaydı ve Turan Ailesi altından kalkamaz hale gelmişti.
Çareyi soygunda buldu

Çok bağlandığı minik yeğeninin gözleri önünde yavaş yavaş ölmesini hazmedemeyen Erhan Turan, çareyi Mc Donald’s’ı soymakta buldu. Çünkü yıllarca çalıştığı restoran zincirinin çalışma sistemini biliyordu. Soygun için ise kendi şubesini değil, bir başka restoranı seçti. 28 Mart günü kar maskesi ve bir silahla Mecidiyeköy Ortaklar Caddesi’ndeki Mc Donald’s’a geldi, kasada bulunan 9.350 TL’yi alarak kaçtı. Ancak çaldığı parayla birlikte Fulya’da polise yakalandı.

Polis ‘‘En az 30 yıl yersin’’ dedi

Gözaltına alınarak Şişli Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Turan, ifadesinde soygunu epilepsi hastası olan yeğenini tedavi ettirmek için yaptığını itiraf etti. Soygunda Turan ile birlikte olduğu anlaşılan Kemal Şimşek isimli arkadaşı da gözaltına alındı.

Adliyeye götürülen Turan tekrar Şişli Emniyet Müdürlüğü binasına getirilerek 7’nci katta bulunan Asayiş Büro Amirliği’nin nezarethanesine konuldu.

İddialara göre burada görevli polisler Turan’a birkaç tokat atarak en az 30 yıl ceza yiyeceğini ve başının çok büyük belada olduğunu söyledi.

‘‘Abimin yüzüne bakamam’’

Yaşadıklarını guruna yediremeyen Turan ise kendisini görmeye gelen ağabeyinin bile yüzüne bakamadı.

Nezarethanede tutaklanarak cezaevine gönderileceği anı beklerken intihar etmeye karar verdi. İntihar etmek için ise konulduğu hücrenin tam kaşısında bulunan ve normal şartlarda kilitli olması gereken pencereyi gözüne kestirdi.

Bu kararın ardından görevli polis memuru Samet Lambacı’dan tuvalete gitmek için izin istedi. Polis memuru, nezarethanenin kapısını açtı, tuvaletin yerini gösterdi.

Daha sonra onu yalnız bırakıp gitti. Polis memurunu uzaklaşmasını fırsat bilen Turan, kapatıldığı hücrenin tam karşısında bulunan ve açık olan pencereye tırmanmaya başladı. Bu sırada aniden gelerek genci pencerede gören polis memuru müdahale etti. Ama başarılı olamadı. Erhan Turan kendini 7’nci kattan aşağıya bıraktı.

‘‘Bu utançla yaşayamam’’
Erhan’ın ölümünden 9 ay sonra Turan Ailesi bir acı olayla daha sarsıldı. Erhan Turan’ın yaşatabilmek uğruna hayatını feda ettiği yeğeni Erkan bebek geçtiğimiz ay hastalığa yenildi. Anne karnında epilepsi hastalığına yakalanan Erkan bebek öldüğünde henüz iki yaşındaydı. Arka arkaya hem kardeşini hem minik oğlunu kaybeden ağabey Ercan Turan ise yaşananlara isyan etti. Kardeşinin ölümünden polislerin sorumlu olduğunu belirten Turan, adaletin yerini bulabilmesi için sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi: “Gözaltına alındığında polisler onu tokatlamış ve ‘En az 30 yıl ceza alacaksın’ diye korkutmuş. Kardeşim zaten yaptığı yanlışın altında ezilmişti. Onu görmeye gittiğimde yüzüme bile bakamadı. Bana ‘Ağabey ben bu utançla yaşayamam’ demişti. Kardeşimin bu durumunu ben polislere de söyledim ama onlar önemsemediler. Gerekli özen gösterilseydi kardeşim hayatta olacaktı.”

En Çok Aranan Haberler