HABER

Bir haftada haber geldi; böbrek bulundu

Özcan Karaman ve Ali Börü, organ bekleyen binlerce hastadan yalnızca ikisiydi.

Bir haftada haber geldi; böbrek bulundu

Sağlıklarına kavuşmak için tek çareleri vardı; böbrek nakli. “Belki bir gün” diyerek kadavra nakli listesine yazıldılar. Binlerce kişinin arasından kendilerine uygun böbrek bulunmasına dair umutları azdı. Ama birkaç haftada hayatları değişti. Bir telefonla gelen haberin ardından heyecanla gittikleri hastaneden böbrek hastalığını geride bırakarak çıktılar. İşte Karaman ve Börü’nün şaşırtan öyküleri…

Organ nakli yetmezliklerinde beyin ölümü gerçekleşmiş bireylerin yakınları tarafından bağışlanan organların (kadavradan alınan organlar) kurtardığı hayatlarla ilgili birçok hikaye duyuyor, okuyoruz. Ülkemizde halen organ bağışlarının çok az olması nedeniyle, acil nakil olması gereken hasta sayısının hızla artmasına rağmen bağışlanan organlar ihtiyacı karşılamanın çok gerisinde. Öyle ki, Türkiye’de son dönem böbrek yetmezliğine bağlı diyaliz gören 60 bin civarındaki hastadan, 22 bin hasta ise kadavra listesinde yazılıp heyecanla, “böbrek bulundu” haberinin gelmesini bekliyor. Oysa bu haberi yalnızca 350-400 kişi duyabiliyor. Yaklaşık 21 binden fazla hasta ise umutla beklemeye devam ediyor… Ama hayat bazen tatlı sürprizlerle dolu. “Olmaz böyle şey!” dedirten Ali Börü ile Özcan Karaman’ın nakil öyküsü bir bakıma öyle…

Annesinden aldığı böbrek iflas edince…

Özcan Karaman’ın diyaliz öyküsü anne böbreği ile başlıyor. 2002 yılında annesinden yapılan canlı nakil böbrekle 2013 yılına dek sağlıkla yaşıyor. Ama o yıl, umudunu yitirmesine neden olan acı haberle karşılaşıyor. Kendisine takılan böbreğin iflas etmesi nedeniyle yeni bir böbrek ihtiyacı olduğunu söylüyor doktor. Tüm tedavi süreci adeta başa dönüyor; yeniden diyaliz tedavisine başlıyor. Bir yandan küçük de olsa bir umutla kadavra listesine yazılıyor.

Özcan Karaman’a tam bir hafta sonra uygun böbreğin çıktığı dair Acıbadem International Hastanesi’nden haber geliyor. “İnanamadım” diyor Özcan Karaman, “Tam bir sürpriz oldu benim için”. Nakil ameliyatından sonra hayata yeniden döndüğünü söyleyen Karaman; diyaliz dönemindeki su kısıtlaması, meyve ve sebze kısıtlamalarının ortadan kalktığını, kendine dikkat ettiği müddetçe daha özgür bir hayata adım attığını söylüyor. Nakil bekleyen diyaliz hastaları için “Hiçbir zaman umutlarını kesmesinler. Diyalize girseniz de hayat devam ediyor. Kadavra listesine mutlaka yazılsınlar” önerisinde bulunuyor.

9. adaylıktan birinciliğe…

Çorum’da yaşayan ve doğuştan her iki böbreğinin de küçük olması nedeniyle erken yaşlarda böbrekleri hastalanan Ali Börü, 2009 yılında diyalize girmeye başlıyor. Böbreğini vermek isteyen annesinin kan grubu uymuyor. Böbreğini vermek için bu kez devreye baba giriyor. Babasının kan grubunun uyduğunu öğrenince seviniyorlar. Ancak canlı nakil için tetkikler yapıldığında acı gerçek ortaya çıkıyor: Babasının da böbrek hastalığı var ve bu nedenle verici olamaz! Ali Börü için geriye tek umut kalıyor; kadavra listesine yazılmak…

Kadavra listesine yazılan Ali Börü’ye iki hafta sonra Acıbadem İnternational’dan gelen telefon, ilk umut ışığı ancak burada da listenin dokuzuncu sırasında… Belki de şans Ali Börü’yü bu kez sevindirmeye karar veriyor ve kendisinden önceki hastaların bazılarında enfeksiyon sorunları olması bazılarının da gelememesi nedeniyle, çok kıymetli o bağış böbrek, Ali Börü’nün hayata tutunmasını sağlıyor.

Yeni bir böbreği olduğuna zaman zaman inanamadığını söyleyen Ali Börü için şimdi hayat “Her şeyi yapabiliyorum” cümlesi kadar dolu dolu. Babası; “Bir mucize oldu, şans Ali’ye güldü” diyor. Yıllardır diyalize giren bir hasta için kısıtlı bir yaşantıdan sonra baş ağrılarının bile geçtiğini ifade ettiği yeni bir döneme giren Börü için, bağışlanan organın değeri çok büyük ve bundan minnetle bahsediyor.

‘Esas olan kadavradan nakil yapılması’ ve İspanya örneği

Ali Börü ve Özcan Karaman gibi; yeni bir organla yeni bir hayat için sıra bekleyen birçok hasta adına bilgi aldığımız Acıbadem International Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. İbrahim Berber de kadavradan organ çıkmasını şans olarak belirtiyor. Organ nakli merkezlerindeki kadavra bekleme listesine yazılan hastaların isimlerinin, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Ulusal Koordinasyon Merkezi’nde kayıt altına alınarak; bağışlanan organın çıktığı bölge, doku uyumu, kan grubu uyumu, yaş, vb parametrelere göre sıralama yapıldığını ve ilgili organ nakli merkezine yönlendirildiğini hatırlatıyor.

Organ nakillerinde, hiçbir hastalığı olmayan canlıdan organ nakli yerine, tıbbi ölümü gerçekleşmiş kadavradan nakil yapılmasının esas olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Berber; organ bağışında her milyon kişide 35 kadavra bağışı ile İspanya’nın birinci olduğunu, bu sayının Türkiye’de 5’te kaldığını hatırlatıyor, bu nedenle ülkemizde daha fazla bağış yapılması gerektiğini vurguluyor.

Uygun böbrek aranıyor!

Böbrek nakillerinde kan grubu, doku, yaş ve kilo gibi birçok parametrenin birbirine uygun olması gerekliliği nedeniyle kimi zaman bekleme süresi ayları, yılları bulabiliyor, hatta kimi zaman hasta uygun organ bulunamadan hayatını kaybediyor.

En Çok Aranan Haberler