"Hanfendi Bi'Bakar Mısınız?"ın yazarıyla sizi tanıştıracağız...
Her kadın erkek ilişkisinde hem hüzün hem de mizah vardır diyen Murat Tavlı, o ilişkilere dışardan bakan bir göz olduğunu belirtiyor. Çeşitli TV dizilerinde ve hatrı sayılır tiyatro oyunlarında oynayan Murat Tavlı oyunculuğa bir ceza olarak başladığını, kadınların neden onu bir tehlike olarak görmesi gerektiğini ve önündeki planları Mynet Trend'e anlattı.
Birazcık Murat Tavlı kimdir, nasıl oyunculuğu seçti bize anlatır mısın?
Direkt ben mesleğe nasıl başladığımı anlatayım istersen. Valla ben okulda haylaz bir çocuktum açıkcası ve bu yüzden aileme çok şikayet giderdi. Haylazdım ama çalışkandım aslında. Bir gün edebiyat hocamın taklidini yapıyordum o sırada hoca sınıfa girdi ve beni gördü. Ceza olarak beni disiplin kuruluna vermek yerine okulun tiyatro kulübüne soktu. Bu bana daha büyük bir ceza gibi geliyordu çünkü hemen hemen hergün okul bittikten sonra 1 saat prova yapıyorduk. Mahallede top oynamak varken provalar zorluyordu tabii.
Sonra oyun günü geldi... Necip Fazıl'dan "Raif Bey" oyunu. İlk oyunumda sahnede dizlerim titredi ve o gün kararımı verdim "ben oyuncu olacağım" diye. Her sene okulun tiyatro kulübü derken konservatuarda tiyatro bölümünde okudum. Profesyonel anlamda ise Espri Standartları Enstütüsü Kurumu'nda (E.S.E.K) başladım. Çok köklü bir tiyatrodur. Daha sonra ise Bakırköy Belediye, Şehir Tiyatrosu ve hala daha aktif olarak oyunları sergilediğim Üsküdar Belediyesi'nde yer aldım.
Televizyonda ise Aşksın Sen, Yahşi Cazibe, Farklı Desenler, Hıyanet Sarmalı gibi dizilerde oynadım. Çeşitli markaların reklam yüzü oldum iki adet ise en iyi erkek oyuncu ödülüm var ve hala aktif olarak oyunculuk hayatına devam ediyorum.
Oynadığın karakterler arasında en çok hangisini sevdin ayırabilir misin?
Oynadığım karakterlerin hepsinin birbirinden farklı olması aslında benim şansımdı. Herkes bu şansı yakalayamayabiliyor. E.S.E.K Tiyatrosu'nda "Ne Münasebet" oyununda Bedri İnce diye bir karakteri canlandırıyordum. Hem kekeme hem pepeme bir tiplemedir Bedri İnce. Çok komik bir adam, inanılmaz saf bir tip. Bu karakteri ben yazdığım için ayrı tutarım. Bedri İnce'nin partneri vardı Zeynep karakteri, Bedri'yi benim için o özel kılmıştı. Huban Öztoprak oynuyordu Zeynep karakterini. Okuldan beri benim arkadaşım olan Huban'ı geçen Ocak ayında bir trafik kazasında kaybettik ve benim için özel bir insan olan Huban bu karakteri daha da özel kıldı. Birde Hıyanet Sarmalı'nda ki Tarık karakteri diyebilirim.
Sen aslında diziler ve tiyatrodan çok önce sosyal medyada sıkı takipçileri olan bir isimdin herkes belki tersi olarak biliyordur. Takipçilerin ünlendikten sonra mı arttı yoksa tam tersi mi?
Yanlış bilinen bir şey var aslında. Herkes sosyal medyada fazla takipçim olduğu için oyuncu olduğumu zannediyor. Ama tam tersi diyebilirim. Sosyal medyayı seviyorum ve yakından takip ediyorum. Sosyal medya sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyada büyük bir güç. Bunu iyi kullanmak lazım. Atom Bombası'da büyük bir güçtü ama insanları öldürmek için kullandılar. Kullanmasını bilmek lazım. 2009'dan beri aktifim sosyal medyada ve Twitter ilk ülkemize girdiği andan itibaren ben de sıkça kullanmaya başladım. Takipçi oranımın artması orada yazdıklarımla doğru orantılı birşey aslında. Orada çoğu insan benim oyuncu olduğumu bile bilmiyordu. Ben önce oyuncuydum sonra Twitter fenomeni oldum.
Herkes genelde tiyatro ardından dizi ardından ise sinemaya adım atar ama sende ise yazarlığa geçiş oldu. Neden edebiyat?
Tiyatro, TV, dizi derken birtek sinema kaldı. Kısa filmler yaptım ama uzun metrajlı filmlerde oynamadım. İçimde kanayan bir yaradır bu. Çok kısa bir zaman sonra uzun metrajlı bir sinema filminin içinde olacağım. Onunda sürprizini şimdiden vereyim dedim.
Yazarlıkta ise aslında "ben yazıyormuşum" dedim. Saçma sapanda olsa sürekli bir şeyler yazıyordum. Haddimi aşarak okul zamanında şiirler yazıyorumdum, bir sinema filmi senaryosu yazdım kenarda bekliyor inşallah çekeceğim o senaryoyu. Kendi blogum fazla kişi tarafından takip ediliyordu ayrıca yazdığım tiyatro oyunu ödül alınca neden olmasın dedim. Bana da Trend Yayınevi'nden böyle bir teklif gelince ben de yazayım dedim. Kitap teklifi geldikten sonra bende çok heyecanlandım. Kitabın içinde 12 ayrı bölüm var. 250 sayfayı çok kısa bir sürede severek yazdım. Kitabımda yazdığım şeyler beni eğlendiriği için okuyucununda eğleneceğini düşünüyorum. İlk baskısı 20 bin olarak alındı ve ciddi bir rakamla giriş yapacağız. Umarım herkes severek okur.
Ortaya "Hanfendi Bi'Bakar Mısınız?" isimli kadın erkek ilişkilerine değinen bir kitap çıktı. Kadın ve erkek ilişkilerini ele alan, hüznün içindeki mizahı ortaya çıkartan bir ktiap oldu. Aslında baktığınız zaman kavga eden bir çiftin olayında bir hüzün var ama dışardan bakan bir göz içinde mizah var. "Bak nasıl kavga ediyorlar" diye gülebilirken ben de dışardan bakan bir göz olmak istedim. Bir erkeğin ağzından biz erkeklerin kadınları neden anlamadığını anlatıyorum. Herkes kendi hayatından birşey bulacak diye düşünüyorum.
Sadece çevrendeki kadın erkek ilişkilerinden mi yola çıktın yoksa kendi hayatında sıkça bu ktiapta var mı?
Yüzde 70'i kendi hayatımdan yaşadıklarım üzerine. Diğerleri ise kendi yaşadığım ilişkilerden tut annemle babanın ilişkilerine kadar bakkal Rıza'nın ilişkisine kadar bütün ilişkiler var.
Günlük tutar mıydın?
Ben günlük tutardım ama ikinci haftada bırakırdım. Kitabın içinde "erkeğin günlüğü" diye bir kısım var. Biz erkekler günlük tutmaya çok uzağız aslında. Bende biriktirmişim aslında günlüğü, içime yazmışım meğerse günlüğü...
Peki yarın öbür gün evlensen sıkıntı yaratacak şeyler var mı kitapta?
Bir kere ben kadınlar için çok tehlikeli bir adamım. Neden tehlikeli bir adamım, kadınlar için kitap yazmış bir adamım. Attığı tweet'ten attığı bakışa yaptığı tribe kadar gözlemliyorum ve bunları kitapta belirtiyorum. Bunda oyunculuğumunda etkisi oldu. Gözlem yapmak ve insanları izlemek aslında çok etkili. Bu sermayemide kitapta kullandım.
Biraz kumar oynadım sanırım, ilk aşkımdan son aşkıma kadar ama buna değecek diye düşünüyorum. Bir kere hayatıma girecek kadına geçmişi öğrenmek siteyene al bu kitabı oku dedikten sonra birçok şey çözülecektir. (Gülüyor)
Kitabın adı neden "Hanfendi Bi'Bakar Mısınız?"
Yazmış olduğum bu kitapta samimi bir dil olduğu için sokak diliyle kullanılmış bir kitap başlığı kullanmak istedik. Bu kitap için ilk düşündüğüm ilk isim bu olduğu için seçtim. Bir de kadınlara birşeyler anlatmak istediğim içinde kitabın başlığı oturdu. Bu kitap Habil ile Kabil'den beri tüm aşklara değinecek. Kitapta bir abimin sözü var, "Kızım var 7 yaşında karım 47 yaşında, annem 77 yaşında bunların üçü de aynı"
Aşka inanıyor musun?
Mutlaka aşka inanıyorum. Benim enstrümanım duygularım ve oyuncu olarak duygularımla hareket eden bir insan olduğum için aşka inanıyorum. Öyle bir tüketim noktasına geldik ki artık birçok şeyi aşk olarak sanabiliyoruz. Aşk o kadar kolay birşey değil. "Ben seni seviyorum" cümlesini söylemekten çok "Ben seni seviyorumu" görmeyi tercih edenlerden biriyim. Aşka inanıyorum inşallah karşımıza çıkacak.
Bu kitapta hayatını kaybeden Huban için birşeyler yazdın mı?
Aslında kitabın başında Huban'ın anısına diye yazmak istedim. Ama Huban'ın öldüğüne inanmak istemiyorum. Çok erken bir veda yaptı. İdealleri çıktığı bir tiyatro oyununa aramızdan sorumsuz bir kamyon şoförü yüzünden ayrıldı. Ona söylemek isterdim, "Ben hayatımda yaptığım her iş boyunca Huban'ı anacağım."
Hiç aldatıldın mı?
Hayır.
Hiç aldattın mı?
Hayır.
Bir kadında en çok ne özellik ararsın?
Asalet.
Bir kadın en çok sende ne bulur?
Güven.
Kitap konusunda eleştiriler aldın mı hiç?
Olumsuz bir eleştiri almadım. Ama benim için önemli olan insanlar bu kitabı aldıklarında pişman olmadım demesi.
Hanfendi Bi'Bakar Mısınız? kitabını insanlar nerelerde bulabilirler ve nerede sana imza attırabilirler?
TÜYAP Kitap Fuarı'nda 9 Kasım'da olacağız. Herkesi bekliyoruz. Onun dışında kitabı ise tüm süpermarketler, kırtasiyeler ve kitapçılarda bulabilirler.