KAYSERİ (AA) - MURAT ASİL - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına düzenlenen saldırıda şehit olan özel harekat komiser yardımcısı Kübra Doğanay'ın annesi Hikmet Doğanay, şehit kızının kahramanlığı ile gurur duyuyor.
Kayseri'nin Yeşilhisar ilçesinde yaşayan Doğanay ailesi, geçen 2 yılda her şeye rağmen yaşamlarına devam ediyor. Acıları ilk günkü tazeliğini koruyan aile, vatan için, bayrak için canını feda eden kızlarının hatıralarıyla yaşıyor.
Şehidin annesi Hikmet Doğanay, AA muhabirine, kızı Kübra'nın güzel anılarıyla ayakta durduklarını ve yaşamlarını sürdürdüklerini anlattı.
Darbe girişimi sırasında Özel Harekat Daire Başkanlığına düzenlenen hain saldırıdan dolayı acılarının hala taze olduğunu belirten Doğanay, "Aradan geçen 2 yıla rağmen hislerimiz aynı. 15 Temmuzlar hiç gelmesin istiyoruz, acımız hala aynı. Kübra'nın anılarıyla yaşıyoruz. Keşke o günler geri gelse diyorum. Bazen de bunlar rüya mı diyorum. 15 Temmuz denildiği an biz bitiyoruz. Acıdan başka bir şey vermiyor ama şehadet de her kula nasip olmaz. Bu aklıma gelince de Rabbime şükrediyorum." dedi.
- "Bir Kübra gitti ama bin tane Kübra yetişiyor"
İki yıldır hiçbir zaman yalnız kalmadıklarını, Türkiye'nin dört bir tarafından telefonlar aldıklarını aktaran Doğanay, en büyük mutluluklarından birinin de Kübra'nın isminin okullara verilerek yaşatılması olduğunu ifade etti.
Kızının ismini okullarda görünce tarifi olmayan bir gurur yaşadıklarını dile getiren Doğanay, şunları kaydetti:
"Kızımın isimi okullara verildi. Allah razı olsun devletimizden. Bizi o küçük çocuklarımız hiç yalnız bırakmıyor. Bir Kübra gitti ama bin Kübra yetişiyor. Okullarda ismini görünce de gurur duyuyorum. Her zaman arkalarından hatim yapılıyor. İsminin verildiği okuldan arıyorlar 'Hatim yaptık. Kübra ablası için çocuklar dua okuyor' diyorlar. Mersin'de kızımın isminin verildiği okula gittik. Bizi karşıladılar, okulda oturdum, herkes şehit annesi gelmiş diye ilgi gösterdi. Orada şehit annesi gelmiş elini öpeceğiz diye insanlar gelince Allah'a şükrettim 'biz nasıl güzel bir evlat yetiştirmişiz' diye. Kızımın arkasından bir sürü Kübra'lar yetişiyor. Yalova'da, Mersin'de ve kendi ilçemizdeki okula kızımızın ismi verildi. Ben buralara gidince Kübra'yı unutuyorum. Kendisi de böyle olmasını isterdi zaten."
- "Onlar bu bombayı nasıl attı anlam veremiyorum"
Kızlarını şehit eden vatan hainlerine en ağır cezaların verilmesini beklediklerini söyleyen Doğanay, "Bazen kendi kendime 'bu davalar bitmeyecek' diyorum, üzülüyorum ama onların ceza almasını da istiyorum. Onların ceza aldığını Rabbim bu dünyada da bize göstersin, öbür dünyada da zaten iki elimiz yakalarında olacak. Sonuç olarak bir an önce cezalarını en ağır bir şekilde bulmalarını istiyorum. Böyle de olacak, devletimize güveniyoruz." diye konuştu.
Anne Doğanay, kızı ve arkadaşlarının şehit olduğu Gölbaşı'ndaki özel harekat merkezini görmeye yüreğinin dayanmadığını, bombaların açtığı çukurların, ağır silahlarının erimesinin gözünün önünden gitmediğini dile getirdi.
Bu saldırıyı yapanların insan olamayacağını vurgulayan Doğanay, "Bunu yapan insan değil, nasıl yaratıklar anlam veremiyorum. Bir böceği öldürmedik, karıncanın yuvasına basmadım. Çocuklarımı da öyle büyüttüm. Onlar bu bombayı nasıl attı, anlam veremiyorum. Öldürdüğünüz kim? Bombayı attığınız kim? Sizin kardeşiniz. Bu bize daha çok acı veriyor. Düşmandan gelse bu 'düşman' derdim ama kardeş bildiklerimizden olduğu için bu bizi daha çok yaralıyor." ifadelerini kullandı.
- "Kızımla gurur duyuyorum vatanını kurtardı"
Kübra'nın, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü'nde eğitim görmesine rağmen son senesinde polislik sınavına girerek komiser yardımcısı olduğunu anlatan Doğanay, Kübra'nın polis olmakla yetinmediğini, 4 aylık özel harekat eğitimi alarak teröre karşı mücadele verdiğini kaydetti.
Gözü kara olan kızının vatanı için gözünü kırpmadan canını verdiğini dile getiren Doğanay, şunları kaydetti:
"Kızımla gurur duyuyorum, vatanını kurtardı. Allah'a şükrediyorum. Başımızı yere eğdirmedi, başımız dik geziyoruz. Her yerde başımız dimdik yürüyoruz. Korkusuz cengaverim bizi dünyada da gururlandırdı, giderken de gururlandırdı. Her zaman çocuğumu takdir ederdim, gurur duyardım. Şehit oldu bizi daha da gururlandırdı. Allah ondan razı olsun. Vatanı için, bayrağı için şehit oldu. Yine olsa benim kuzum yine giderdi. Benim Kübra gibi iki kızım daha var, vatan için onlar da şehit olsun.
Vatansız yaşanmazmış da evlatsız yaşanırmış. Yaşanıyor da. Vatanımız gitse ne yapacaktık? İki evladım var, onlar da inşallah vatanına, milletine, bayrağına hayırlı evlat olurlar. Her zaman duamda bunu söylerim. Küçük kızım 12 yaşında, ona soruyorlar 'ne olacaksın?' O da 'ben de ablam gibi özel harekat olacağım' diyor. Onun gibi de olur cesaretli. Yetişiyor ikinci askerimiz. Vatana bir şehit verdik, bir daha veririz. İnsan ne için yaşar şu dünyada. Çocuklarım vatana feda olmuş, şehit olmuş bundan iyi gurur mu olur?"