Sabahın erken saatlerinden itibaren geniş güvenlik önleminin alındığı CHP Genel Merkezi'nin önünde toplanan muhalifler sık sık "Baykal istifa", "Sarıgül burada Baykal nerede" sloganları attı.
Parti genel merkezinin tam önüne yerleştirilen kampanya otobüsünden sürekli anonslar yapılarak CHP yönetimi istifaya davet edildi. Genel Merkez'de yöneticinin bulunmadığı saatlerde gerçekleştirilen gösteri sırasında, parti görevlilerinin genel merkez binası parti bayraklarıyla süslediği sırada, alanı dolduranların protestolarını artırdığı görüldü.
Polis kaynaklarına göre alana yaklaşık 800 otobüsün giriş yaptı. Parti genel merkezinin önüne Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen partililer, genel merkezin önünde boş bulanan yaklaşık 40 bin kişilik alanın büyük bölümünü doldurduğu görüldü. Dev pankartların yanı sıra Atatürk ve Sarıgül'ün posterleriyle donatılan genel merkezin önündeki meydanı dolduranlar partililere üzerinde "Artık gitme vaktin geldi Baykal" yazılı şemsiye, tişört, bayrak ve şapkalar dağıtıldı.
SARIGÜL: DAYANAMAZLAR
Konuşmasına "emanetinize sahip çıkıp" diye başlayan Sarıgül, CHP yönetimine yönelik eleştirilerini yineledi. "CHP'nin kuruluş yıldönümü böyle mi kutlanmalıydı" diye alanı dolduranlara coşkulu kalabalığa seslenen Sarıgül konuşmasına şöyle devam etti :
"Seçimlerde başarısız olan CHP nerede. Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık, komisyon seçimlerinde yok. Türkiye'nin gündeminde yok. Biz bunu içimize sindiremiyoruz. Hepinize tüm Türkiye önünde söz veriyorum, böyle gelmiş böyle gitmeyecek. Kırgın ve kızgınız. Bu kırgınlık ve kızgınlık gelecek güzel günlerin habercisidir. Bu hareket bir Mustafa Sarıgül hareketi değil, bir birey hareketi değil, taban ve demokrasi haraketi, CHP hareketidir. Bunun karşısında Baykal ve CHP yönetimi dayanamaz duramaz. Halkın ve hakkın gücü karşısında CHP yönetimi ve Baykal dayanamaz, gidecekler, ama gidiş vaktini geçiriyorlar. Artık sabrımız yok. Ama sakin ve sabırlıyız. Bu hareket bunları götürecek, bundan hiç şüpheniz olmasın. "
BAYKAL'IN GİTMESİ İÇİN 9 GEREKÇE
Konuşması "Baykal istifa sloganlarıyla" sık sık kesilen Sarıgül, Baykal'ın yönetimden gitmesi için 999 gerekçesinin olduğunu söyledi.
Bunlardan 9 gerekçenin önemli olduğunun altını çizen Sarıgül, "Baykal; laik Türkiye Cumhuriyeti yerine kendi koltuğunu koruyor" dedi. Sarıgül şöyle devam etti :
"CHP'yi statükodan kurtaracağız, sivil toplum örgütleriyle kucaklaşmasını sağlayacağız. Partiyi gençleştireceğiz. Yok edilen parti içi demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz. Milletvekillerini Baykal değil, milletin kendisi belirleyecek. Partide lider oligarşisine, imparatorluğuna, padişahlığa son vereceğiz. Parti halkın partisi olacak.İlk seçimlerde iktidar olağız, yıllarda muhalefette kalan CHP'yi iktidara taşıyacağız. CHP yönetimi CHP'nin iktidar olmasını istemiyor, taşın altına elini sokmuyor. CHP'yi bu anlayıştan kurtaracağız. Her kurum kendi işini yapacak. Çareyi kurumlarda değil, demokraside ve partide arayın. Halkın ve hakkın gücünde arayıp. Türkiye'nin gündeminde yoksunuz. Bunu içimize sindiremiyoruz. Tüm Türkiye'yi etnik ve mezhepsel ayrımcılık yapmadan tüm kültürel zenginliğimizle kucaklayacağız."
BAYKAL İSE ANITKABİR'DEYDİ
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal başkanlığındaki heyet, CHP'nin 84. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret etti. Bu yılki kutlama etkinliği kapsamında ziyarete, Ankara'ya davet edilen il ve ilçe teşkilatları, CHP'li belediye başkanları ile partililer ve vatandaşlar da katıldı.
Baykal, Aslanlı Yol'dan yürüyerek tören alanına geldi. Bu sırada avluyu dolduran vatandaşlar alkışlar eşliğinde "Türkiye laiktir, laik kalacak" şeklinde slogan attılar.
Baykal, partililer adına Ulu Önder'in mozolesine kırmızı ve beyaz çiçeklerden oluşan, üzerinde "Cumhuriyet Halk Partisi" yazılı çelenk koydu, ardından saygı duruşunda bulundu. Vatandaşların sevgi gösterisi nedeniyle güçlükle ilerledi.
Daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne gelerek, Anıtkabir Özel Defteri'ne özetle şunları yazdı:
"Aziz Atatürk, Sevgili Genel Başkanım;
İkinci büyük eserin olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin 84. kuruluş yıl dönümünde huzurundayız. Cumhuriyetimizi, Türkiyemizin barışının, kalkınmasının güvencesi olarak güçlendirip geliştirmek temel görevimizdir. Cumhuriyete karşı dışarıdan yöneltilen saldırılar karşısında hep birlikte dirençle durarak bunları etkisiz kılmayı başardık.
Bugün yeni bir dönemin içindeyiz. Cumhuriyetimiz içeriden kaynaklanan saldırılara, kuşatmalara karşı da savunulmak durumundadır. Yozlaşmış, içeriği boşaltılmış, biçimsel bir kalıba dönüştürülmüş bir demokrasi anlayışıyla Cumhuriyetimiz ve ulusal birliğimiz tehdit altındadır."